Tesadüf 11.Bölüm

115 13 6
                                    


---------
10 dakikadır yürümeye çalışıyorum ve katettiğim yol 10-15 metre .....!!!
"Hey ! Ne yapıyorsun ??
"Sadece sus ve yaslan.Bu gidişle daha kötü olacaksın."
Artık gitmiştir diye düşünmüştüm ama takip edip gelmişti işte.
Beni kucağına aldı ve yürümeye başladı.Bende ellerimi omzuna bağladım...
Şuan bileğimin ağrısını düşünmüyorudum.Düşündüğüm tek şey.......Şuan kucağında bulunduğum kişinin verdiği Rahatlıktı..
Gözlerimi kapayıp..başımı yaslamaya devam ettim...

11.Bölüm

Uyandığımda refakatçı çadırında yalnız başımaydım.Ayağımı sargı beziyle sarmışlardı.Ağrım biraz daha azalmıştı. Yatakta doğruldum.Yanımdaki suya uzanmaya çalıştım.
"Uyanmışsın" dedi.
-E..evet diye uzattım lafımı
Yanımdaki koltuğa oturdu.Üzerini değiştirmiş, beyaz spor atlet üzerine siyah kapşonlu ceket giyinmişti.Gözümde çok acayip duruyordu...Acayip derken...
Hiç hissedemeyeceğim kadar garip ve hoş.

Sürahiden suyu doldurup uzaatt---- uzatmadı..Eliyle beni doğrultup suyu içirdi.
-Teşekkürler dedim.
Geri yerine oturup bana bakmaya başladı. Ne diyeceğimi bilemediğim için bende bakmaya başladım.En garip huyumda birisi bana bakıyorsa bende kesintisiz bakmaya devam ederim.Sessizce bakışmaya devam ettik.....Gülmeye başladı.
İçimde sizin tabirinizle "Kelebekler uçuşmaya başladı".
Bende gülümsedim.

O sinirli halinden sonra böyle gülümsemesi farklı ve farklı birisi olduğunu gösteriyordu.
Çadırın kapısından Ken (Junsoo) girdi.Elinde Browf ile..
Garip olan şu ki Browf sahibine değil...Yongjae'ye koşmuştu.
Ben ikisine bakarken başıma Junsoo geldi.
Tavrı soğuktu..ki sebebi "Yakın arkadaşı"yla aynı odada bulunmamdı.Jun ile tanıştığımız zamanlarda Youngjae ile samimiydi.Soruyorum kendi kendime ben mi ? Sebep oldum.
...
Yemek yedin mi ? Dedi Jun.
Hayır anlamında kafamı salladım.Dışarı çıktı ve elinde yemek tepsisiyle geri döndü.Küçük yemek masasını önüme çekti.Yatağıma oturup çorbayı yedirmeye çalıştı... Ki ben izin vermedim."Ellerim hala çalııışıyor" dedim.
Teşekkür ederim diyip gülümsedim.
Sandalye çekip Youngjae'nin karşısına oturdu.İkisi karşı karşıya.
Jae Browf'la oynuyordu.Jun ise ona bakıyordu.Bense yemeğimi yerken her ikisinede bakıyordum.
Yemek tepsisini masaya koydum.Üzerimdeki çarşafı çekip ayağa kalkmaya çalıştım.
Jun yardım etti. Jae browf'u yere bırakıp kolumdan tuttu.Ayakta, her iki kolumda bana yardım etme çabasıyla içten içe dikişen iki erkek vardı.

İkiside yerlerine geri oturunca yere eğilip Browf'u aldım.
İçeri 2 kız girdi.Oldukça nefret edeceğim "şımarık, kokoş" tiplerden.
Hocacıklarını çağırdılar.Yani Jun'u..
Jun yanıma geldi.
Jae'ye küçümseyen bakış atarak bana doğru geldi ve eğildi.
Kulağıma  'Hala cevabını bekliyorum' dedi.
Ne cevabı (?)

Doğru...!
Yanına gittiğimde sorduğu soru
"Beni sever misin ?"
...…..…...…..…
......…......…...
….........…......
Düşünüp, giderken arkasından bakmaya devam ettim.Jae ise..Suratını görünce irkildim (!)
Kapşonunu kafasına geçirmiş.Yüzünün gözüken kısmından sadece donuk gülüşünü gördüm.

"İstersen artık gidebilirsin.Her şey için teşekkür ederim"dedim.
Sadece ayağa kalktı...arkasını döndü...Sırtı dönük elini "Hoşçakal" dercesine sallayıp gitti.
Ve gitti.

*********
Üzerimi değişip browf ile dışarı çıktım.Yağmur dinmişti.Yerler hala çamurdu.Kimse çadırlarında değildi.Öğretmenler bile.Muhtemelen geziye çıkmışlardı. Yavaş yavaş çadırıma gittik.Browf'un mamasına kabına koyup yatırdım.Bende gitarımı alıp oturdum.

Çalmaya başladım.

Gitarı çalarken evimi ne kadar özlediğimi düşünmeye başladım.Buraya geleli 6 gün oldu.Ve bu 6 gün yeteri kadar yorucuydu.
Doğrulup gitarımı kabına koyup kitap okumaya başladım.
İsmi" Tesadüf'tü....

Tesadüf..
İstemsizce gülümsedim.Sadece bir kitap değildi. Yaşadıklarımı bir kitaba sığdırmışlar gibi, kitap beni anlatıyordu sanki..

30-35 dakika okuduktan sonra uykum geldi..Kitabı yanıma bırakıp uyuyan Köpeğime baktım.
Ve uykuya daldım..
----------
Yağmur tekrar yağmaya başlamıştı.Browf uyuyor.Benimse kitap okuduktan sonra uykum gelmişti.Yağan yağmurun sesi tekrar uykumu getirmişti.Uykuya daldım..
Rüya görüyordum.
Uyuyordum fakat yanıma gelen kişileri hissedebiliyordum.Rüya içinde rüyaydı belki bu.Çadıra birisi girdi.Üstü başı ıslanmış.Sırılsıklam olmuştu. Yanıma oturdu.Sessizce uyuyan bedenime bakmaya başladı.Yüzünü seçemiyordum hala bakmaya devam ediyordu.Elini saçlarıma götürüp okşamaya başladı.Dakikalar sonra ayağa kalktı ve gitti.
----------
Sıçrayarak uyandım.Rüya içinde rüya görmüştüm
.....belki..!
Çadırın fermuarı uyumadan önce tamamen kapalıydı.Ve şuan kapatılmamış bile.
Browf uyuyor hala.
Rüya mı ? gördüm yoksa gerçekleri mi ? yaşadım seçemiyorum.
Ceketimi giyip kapşonumu kafama geçirdim.Dışarıda hala kimse yoktu.Yağmur yağıyordu.
Hiç kimsenin olmadığını görünce tekrar içeri dönmeye karar verdim...ki Arkamdan birisi geçti.Hızlıca.
Arkamı dönüp önümdeki çocuğa baktım.

"Junsoo" ? Diye bağırdım.
Dönmedi.
"Juuun"
Bu sefer döndü...

O junsoo değildi.
Youngjae'di.
...
Benim gördüklerimde "Rüya" değil "Gerçek"ti.
Rüyada hissedip gördüğüm her şey Gerçekti.


Yorum ve oylarınızı bekliyoruuum.İyi veya kötü farketmez yorum yapmayı unutmayın :3:3
Sormak istediğiniz ya da takıldığınız bir yer varsada soruun.

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin