Dylan
Hayatımda ilk defa güzel bir okul günü geçirmiştim. George ve Melis adında iki kişiyle tanışmıştım. Melis'te Türk olduğundan bahsetti biraz. Tam Berk'e göre olduğunu düşünüyordum.
Dışarı çıktığımda kapının önünde bekleyen Tyler'ı gördüm. Asker gibi dimdik duruyor ve sert bakışlarla bana bakıyordu. Gülümsedim ve adımlarımı hızlandırdım. George başka birisinin yanına giderken Melis'i tuttum.
Tyler'a yaklaştıkça Berk'i de gördüm ve ona da gülümsedim. Hızla Melis'i gösterdim ve tanışmasını söyledim. O sırada da Tyler'ın elini tutup onlara baktım.
Berk: Merhaba?
Melis: Ben Melis
Berk Melis'in uzattığı eli tuttu ve kibarca kendini tanıttı. Her şey çok güzel gidiyordu ki Berk bir anda kolunu Melis'in omzuna atıp "seni eve bırakayım mı toprağım" dedi. Melis'in gideceğini düşünmüştüm ama o büyük bir kahkaha atarak kafasını salladı.
Berk bize elini salladı ve Melis'le diğer tarafa doğru giderken bende Tyler'a döndüm ve onun zaten bana baktığını farkettim. Elini bırakıp arabaya bindim. Yanıma oturduğunda elini bacağıma koyup bizi eve götürdü.
Eve girdiğimde çantamı kapının önüne bırakıp hızla koltuğa yattım. Sırtım ağrıyordu ve şu hamile olduğum gerçeği bir türlü kafamdan çıkmıyordu. Tyler üzerini değiştirip koltukta yüz üstü yatan benim sırtıma masaj yaptı. Oysa ben hiçbir şey söylememiştim.
Dylan: Tyler?
Tyler: Hm?
Oturur pozisyona geçtim ve Tyler'ıda çekerek yanıma oturttum. Kafamı onun bacağına koyduğumda gülümsedi ve kafasını iki yana salladı.
Dylan: Benim hiç midem bulanmadı ya da karnım acımadı. Buna rağmen hamile olmam çok sıra dışı değil mi?
Tyler: Sen bir mucizesin
Dylan: Senin gibi mi?
Tyler: Hayır, kendin gibi
Dylan: Ama altı aylıkmış
Tyler: Ne!?
Dylan: Benim karnım bir bebek varmış gibi durmuyor
Tyler: Aman Tanrım sen ciddisin
Dylan: mh-hm. Ya aslında iki taneymişse ve biri küçük biri büyükse. Sonra küçük olan büyük olanı yemişse ve o artık bir tane kaldıysa ve o benim içimde büyümeye devam ediyorsa. İÇİMDE SAVAŞ ÇIKMIŞSA?
Tyler büyük bir kahkaha attı ve gözlerimin dolmasına aldırış etmeden alnıma bir öpücük bırakıp ayağa kalktı. "Böyle bir şeyin olması imkansız"
Dylan: Ama benim hamile kalmam da imkansızdı. Ayrıca altı ay diyorum. Üç ayı kaldı
Tyler: O zaman üç ay boyunca kızımızı bekleriz
Dylan: Ben sana cinsiyetini söylemedim ki
Tyler: Belli mi
Yavaşça kafamı salladım. Tyler ise gözlerini kapatıp sakince nefes almayı denedi. "Neden benim haberim yok"
Dylan: Çünkü korktum
Tyler: Neyden?
Dylan: İstememenden
Tyler: Gözünü seveyim kızımı niye istemeyim
Dylan: Neden kızım diyip duruyorsun
Tyler: Eminim kız olacağına
Dylan: Doğru
Tyler: Kız mı?
Tekrar kafamı salladım ve ayağa kalkıp Tyler'ın beline sarıldım. "Kız" dediğimde Tyler beni umursayamadan yerinde zıplamaya başladı. "Kızım olacak"
o zıpladıkça kahkaha atmaya devam ettim. Tyler ise sevinçten ne yapacağını bilmiyordu ve beni kucağına alıp birkaç tur etrafında döndü.
Dylan: Tyler!
Tyler: Tamam. Tamam bıraktım. Benim kızım olacak. Yani bizim. İkimizin. Senin ve benim. Onun bana makyaj yapmasına bile izin veririm
tekrar güldüğümde Tyler kendini yere bıraktı ve kafasını ellerinin arasına aldı. Bir yandan kahkaha atarak gülüyor bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Dylan: Niye ağlıyorsun?
Tyler: Benim hiç ailem olmadı. Ben, beni kim doğurdu onu bile bilmiyorum ama şimdi bir ailem var.
Dylan: Evet, evet senin ailen benim Tyler
Tyler gülümseyerek dizlerinin üzerine kalktı ve bana sıkıca sarıldı. "Sen benim ailemsin" diye mırıldandığında benimde gözüm doldu.
Biz birbirimizin ailesiydik...
———Sınır: 10 Yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Onu sevme| Hobrıen
FanfictionDylan ve Tyler'ın yolları çoktan ayrılır. Dylan başka bir adamla evlenir ve evden çıkmasına karşı bir sevgilisi var. Tyler ise hâlâ Dylan'ı unutamaz ve bir gizli numaraya sığınır.