23

248 21 74
                                    

Jimin, sınav olacağı sınıfa girip beklemeye başlamıştı.

Okullarında sikik bir kelebek sistemi olduğu için yanına gelecek veledi bekliyordu.

Neyse ki oturacağı sıra duvar kenarındaydı.

Dün akşam Tae'yle beraber yazdıkları yapışkan kopya kağıtlarını duvara özenle yapıştırdıktan sonra ayakkabısının altındaki yapışkan notu kontrol etmişti.

Her şeyin hazır olduğundan emin olduktan sonra arkasına yaslanmıştı.

Bir süre bekledikten sonra yanına gelen oğlanla saçını başını düzeltmişti.

Büyük ihtimalle onun yanında sınava girecek veletti.

"Şşş sen kaçıncı sınıfsın?" diye sordu Jimin, sıraya iyice yayılıp çocuğa yer bırakmayana dek.

Çocuk onun bu maço tavırlarına karşılık sadece "11" diyebilmişti.

"Ha çömezsin yani?"

"11'im dedim yalnız?"

"Sonuçta bir 12 değilsin."

"Sen ananın karnından 12 mi doğdun?"

"Sen yokken ben dünyada olduğuma ve okula senden önce başladığıma göre, evet?"

"Aramızda sadece 1 yaş var!"

"Sen şu adını desene bi hele bana?"

"Jeno da ne alaka şimdi?"

"Tamam işte benim adım bile daha uzun."

Jeno, Jimin'e boş boş bakıyordu.

Muhtemelen delinin tekinin yanına oturdum diyerek umursamamaya çalıştı.

"Jimin bu ne demek!"

Sınıfa üstünde şişme mont ve bereyle giren Taehyung'un uzun soluklu çığlığıydı bu.

Hava nerdeyse 40 derece olmasına rağmen böyle giyinmesinin tek nedeni muhtemelen yazdığı kopyaları orda saklayacak olmasıydı.

"Ne ne demek?" diye sordu Jimin.

Taehyung nerdeyse ağlamaklı çıkacak sesiyle "Bu niye senin yanında oturuyor?" demişti.

"Nerde oturacaktı?"

Taehyung, Jeno'nun boynuna doğru bir şaplak atmıştı.

"Hadi abicim sen bir arkaya benim yerime geçiyorsun."

"Oh be! Bir deliyle oturmayı ben de istemiyorum zaten, hemen geçiyoru-" Jeno'nun sözünü kesen Jimin'di.

"Niye ki? Hoca kızmasın şimdi? Daha yeni geldim zaten okula yine bir olay çıkartmaya hiç hazır değilim."

"Oturun yerlerinize gençler."

Hocanın sınıfa girmesiyle Tae, Jeno'yu zorla bir arka sıraya itmiş ve Jimin'in yanına oturmuştu.

Montunun fermuarını hafifçe açarak iç cebine sakladığı kopya kağıdını kontrol ettikten sonra arkasına yaslanmıştı.

Terliyordu ama buna tabii ki değerdi.

Hoca kağıtları dağıtmaya başlamıştı.

Birçok aynı sınıftan kişi yan yana oturuyordu ama o tarz kuralları pek umursamayan bir öğretmen olduğu için boş verip, koltuğuna oturmuştu hoca.

ayranım dökülmesin • vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin