Tamamlandı
Siz: Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana
Siz: İmkansız olduğun için aşığım sana.
KelAsker(!): Yanlış numaraya yazdınız.
Siz: Sus! Yanlış falan değil!
KelAsker(!): Tövbe estağfurullah. Hayatımı düzene koyacağım diyorum, karşıma...
Eheheh Baskıcı bir ailede yaşadığım için yalan ağzıma yuva yapmıştı. Bu durumdan çabuk kurtulabilirdim.
Siz:
-Nişanlanmış mıyım?
-Valla ben de gitmedim ama sizi çağırmamaları ayıp olmuş.
Babam:
-Nasıl yani?
-Kapıcı Veysel efendi bana nişanlı olduğunu söyledi.
Siz:
-Baba apartmana yeni bir çift taşındı. Tam karşımda oturuyorlar.
-Kadının adı Ayda.
-Karıştırmıştır. Yani nişanlı olsam bilirdim herhalde değil mi?
Babam:
-Ok.
Ok nedir ya? Neyse inanmış gibi duruyordu. Sırıtıp, odama gittim.
Giyeceğim kıyafetleri ayarlayıp, kısa bir duş aldım. Şimdi dünyanın en huzurlu şeyini yapma vaktiydi.
Uyku...
---
Kapının yumruklanmasıyla sinirle uyandım. Gözümü bile tam açamamışken sinirle;
''Çalma hayvan geldim!'' Oflayarak, kapıya gittiğimde delikten bakmadan açtım. Karşımda sırıtarak duran Volkanı görünce geri kapatıyordum ki kapı arasına ayağını koydu.
''Günaydın kızıl prenses!'' Kafamı he he der gibi sallayıp, geri kapatacaktım ki araya ayağını koymasıyla kapatamadım.
''Dur be kızım. Şu anahtarı al. Ben gece yarısına kadar büroda olacağım. Çiçeklerime su verir misin saat tam bir de?'' Volkana iğrenç bir şeymiş gibi bakarken;
''Bana ne çiçeklerinden ulan! Salsana beni.'' Volkan elime anahtarı tutuşturup, alnıma hızlıca bir öpücük kondurup;
''Unutma saat bir de.'' Ayağını birden çekmesiyle uyku sersemi bir şekilde itmekte olduğum kapı kapandı.
Kapının sert sesiyle hafif ürksem de kendime geldim.
Ne oldu lan şimdi? Umursamayarak sıcak yatağıma geri döndüm.
Ne güzel şeysin sen!
---
Saat tam birken söylene söylene kendi evimden çıkıp, Volkanın dairesine yöneldim. Sabahın köründe elime tutuşturduğu anahtarlara sinirlensem de yapacak bir şey yoktu bakardım çiçeklerine.
Evine girdiğimde beni sıcak ortamın karşılamasıyla durdum. Bakışlarım sıcaklığın geldiği tarafa kayarken gördüğüm çalışan klimayla durdum.
Bu kadar çok para kazanıyorlar mıydı lan avukatlar?
Hafif mood da olan klimayı giderken kapatmayı aklıma not edip, çiçeklerini suladım. Bu evde neden bu kadar çok çiçek vardı ki?
Nereden baksan yarım saatimi alan sulama işlemiyle kendimi mutfağa attım. Su almak için açtığım dolapta geçen aldığımız şeyleri görünce durdum.
Kontrol manyağı yememişti.
Midesiz Volkan.
Dediğim gibi yemezse yerdim. Birkaç şey alıp, içeri geçtim. Klima halen çalışır mood da olduğu için üstümde ki sweatishirti çıkartıp, askılımla kaldım. Televizyonun karşısına kurulup, orta sehpaya bıraktığım telefonu aldım.
Volkana çiçeklerini suladığımı söylemek için mesaj atacakken duvara montelenmiş, şekilli boy aynasını görünce ayağa kalktım.
Birkaç fotoğraf çekilip, düzgününü attım.
Siz:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Siz: Volkan, oğlum!
Siz: Evinde klima olduğunu söyleseydin daha erken çökerdim buralara.
Siz: Benim aldığım sağlıksız şeylerde duruyor.
Siz: Daha ne isteyeyim?
Siz: Sen oralarda çürü ben biraz yeni mekanımda takıcam..
ŞerefsizVolkan: İstersen yatağımda da yatabilirsin :)
ŞerefsizVolkan: Şimdiden alıştırma olur:)
Siz: Uza aslanım.
Siz: Suladım çiçeklerini.
Siz: Mis gibi oldu valla.
Siz: Neyse ben bu ortamın keyfini çıkartacağım enayi AV. Volkan.
Siz: Bye!
---
Volkanın mesajını beklemeden telefonu bırakıp, koltuğa daha çok kuruldum.
Klimanın sıcak etkisiyle üstümde ki sweatshirti çıkarmış, keyfime bakıyordum.
Kucağımda ki cipsi keyifle yerken televizyonda izleyeceğim bir şey buldum.
Aşırı pintileri izlerken şuan aklıma gelen şeyle durdum. Şuan yaralandığım her şey beleşti.
Lan yoksa pinti mi olmuştum?
Kendi kendime düşünürken kapının çalmasıyla ayaklandım.
Hadi Betül kaşarı sen gelmiş ol bak sana neler yapıyordum!
Kapıyı sinirli bir şekilde açtığımda karşımda kısa boylu, örtülü minnoş bir kadın vardı.
"Kime bakmıştınız?" kadın biraz geri çekilip, kapı numarasına baktı.
"Ben oğlum Volkana bakmıştım ama yanlış geldim sanırım?"
