5.1 'özel bölüm'

43.1K 3K 788
                                    

SELAMLARR

AVUKATIN 1 MİLYON OLMASINA AZ KALMIŞKEN ÖZEL BÖLÜMLE GELDİM!

BAŞLIYORUZ

---

Dik durmaktan ağrıyan boynumda yüzümü buruşturdum. İlk davamın bu kadar saçma geçeceğinden hiç haberim yoktu.

Ulan ne olmuş senin altınlarını çalmışsa? 

''Bakın hakim bey, müvekkilim hırsız değildir! Yapsa yaptım der. Diyor mu? Soralım!'' Bakışlarımı müvekkilim Ahmet'e döndürdüm bakışlarımı.

''Yaptın mı Ahmet?'' Ahmet hızlıca kafasını iki yana sallayıp;

''Yapmadım valla Avukat Hanım! Yapsam yaptım derim. Hem...'' Kelepçeli elini boğazına götürüp, bir parmağıyla gırtlağına vurdu. Sesin çıkmasını beklerken çıkmayan sesle kaşlarımı çattım.

''Aç olsam ses çıkar! Aç değilim, aç değilsem neden çalayım?'' Ahmet'in savunması Sokratesin savunmasını sollardı. Hakimin yüzüne baktığım zaman yüzündeki tuhaf ifadeyle ikna olacak gibi olduğunu fark ettim. O yüzden hemen konuyu devralacaktım fakat benden önce karşı tarafın avukatı devralmıştı.

Karşı tarafın avukatı da avukat yani. Yemede yanında yat. Çok yakışıklısınız beyefendi.

''Ahmet beyin daha önce işlemiş olduğu suçlar var! Sabıkalı bir adam. Daha fazla insanı mağdur etmesini engellemeliyiz.'' Kaşlarımı çatarak Hakime baktım;

''Alakası yok Hakim Bey! Hem Ahmet adam yaralamış olabilir, içki içiyor olabilir, fuhuş operasyonundan çıkmışta olabilir ama bu demek değil ki o bir hırsız!'' Kurduğum cümleyi yeni yeni fark ederken müvekkilime döndüm. Fısıltıyla;

''Senin benden önceki avukatın kimdi oğlum? Nasıl almadılar seni içeri?'' Müvekkilim yüzsüz gibi sırıtınca Hakime döndüm.

''Ay hanım bu adam bizden çok mahkeme görmüş. Artık bir şeyler yapılsın!'' Hakim Bey son sözünü söyleyip, masaya tokmağıyla vurduğunda çıkan sesle hepimiz ayağa kalktık.

Ben elimden geleni yapmıştım. Bundan sonrası Allahutaala'ya emanetti. Hadi bakalım

***

''Valla kanka ananın karnında dokuz ay durmuşsun içeride de kalırsın üç ay.'' Müvekkilime üç ay yedirmenin onuru vardı elimde.

Müebbet falanda yiyebilirdi ama benim sayemde üç ay yemişti.

''Sıkıntı yok ya. Dinlenirim biraz.'' Elimi yumruk yapıp, uzattığımda yumruğunu tokuşturdu. O sıra yanımızda olan iki jandarma Ahmet'i alarak götürmüştü.

Müvekkilimin arkasından gururlu bir anne gibi baktım. Bana beş aydan az yedirirsem elli bin lira verecekti.

İlk müvekkilimi içeri sokmuş olsam da o bunu tatil olarak algılıyordu. O yüzden hiç sıkıntı yoktu yahu!

Koridorun sonunda cübbesiyle bekleyen Volkana doğru gittiğimde elimi uzattım.

''Helal olsun kazandınız.'' Volkan elimi sıkarken aynı şekilde sırıttı.

''İlk müvekkilini hapse yolladın biraz üzülsene.'' Omuzlarımı silktim zaten hak ediyordu. 

Ve evet karşı tarafın avukatı Volkandı. Volkan elimi tutarak, çıkışa yönlendirdi. Adliyeden çıktığımızda kapıdaki arabamıza bindik.

Bugün ilk mahkememi aldığım için biraz gururluydum.

''İçeride çok iyi iş başardın Ay ışığım! Tebrik ederim seni.'' Volkan kendini sıkarak kurduğu cümleyle kızarmıştı. 

Kıskanma senden başarılıyım diye keltoş Volki! Onu umursamadan radyodan bir şarkı açtım. Şarkı usul usul kulaklarıma dolarken Volkan bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan da telefondan yemek siparişi veriyordu.

Ona yolda telefon kullandığı için kızsam da kırmızı ışıklara denk getirdiği için bir şey demedim.

Yol altımızdan akıp giderken arada bir Volkanla göz göze geliyorduk o kadar. Evimizin oraya geldiğimizde Volkan arabayı garaja park etti. Arabadan inip, evimize geçerken gülümsedim.

Bu evi Volkan temellimiz için almıştı. Çocuklarımızla bile burada yaşamamız için uygundu. Kocaman bahçesi, bahçesinde yer alan ağaçlar ve park kısmıyla tam bir park gibiydi. 

Evimize geçtiğimiz zaman Volkan belimden tutarak salona yönlendirdi. Koltuğa oturup, beni de kucağına çekti. Volkana biraz sırnaştığımda cebinden bir kutu çıkardı. Çıkardığı kutuya merakla bakınca içinden bir yüzük çıkardı. 

Ucunda minik tokmak olan, tokmağın altında pırlanta şeklinde kalp olan yüzüğü parmağıma geçirdi.

''İlk davan için küçük bir hediye Ay ışığım!'' Volkanın bu yaptığıyla gözlerim dolarken kucağımda, elimde tuttuğum çantamdan naylon poşetin içinde duran hamilelik testini çıkardım.

Gözüm dolu dolu Volkana verince ilk başta anlayamasa da daha sonra aklına dank etti.

''Şaka?'' Kafamı iki yana sallayıp, dolu gözlerimle gülümsedim. Volkanında aynı şekilde gözleri dolarken;

''Ben ki, her şeye hakim lakin yalnız sana müebbet mahkumum.'' Volkanın dediğiyle dudaklarımızı birleştirdim.

Teşekkür ederim Allah'ım

Bölüm sonu

Aşkın'ın kitabında buluşalım mıı

Avukat bey! -Texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin