sorry if i gave a random erection
prolly thinkin' i'm a telekinetic
oh, wait, you a fan of the magic?
"Hadi Chris," dedim kaşlarımı bükerek. "Partner kuralı kalktı, hem Benjamin de oyuna katılmayacakmış. Sadece izleyecekmiş. Bu oyunu yıllardır oynuyoruz, geleneği bozamayız."Kahvesini içerken bana şöyle bir yandan baktı. "Kuralların değiştiğini nereden öğrendin?"
"Tüm arkadaş grubumuz bunu konuşuyor çünkü." Ona yanaştım. "Mızıkçılık yapma."
İç çekti. "Tamam." Dedi sonunda. "Öyle olsun bakalım."
Caroline önce başkalarıyla — bizden önceki arkadaşlarıyla — takılmaya başlamış, sonra da ortalıktan kaybolmuştu. Benjamin muhtemelen ters ters baktığı için bu yola başvurmuştu. Bazen leb demeden leblebiyi anlaması aşırı hoşuma gidiyordu.
Ellerimi çırptım. "Çok eğlenceli olacak." Kendi kahvemi yudumladım ama vaktim yoktu, hazırlanmalıydım. "Neyse, ben gidiyorum. Hazırlanmam lazım."
Bana şöyle bir baktı. Aklına geçen haftaki elbisenin geldiğini hemen anladım.
"O elbiseyi giymeyeceğim," diye açıkladım hemen. "Aynı elbiseyi üst üste giymeyi sevmiyorum, biliyorsun."
Başını salladı. Vedalaşıp evime gittim.
Yatağımdaki elbise geçen haftakinden bin beterdi. Kıpkırmızıydı, askıları daha uzun olduğu için dekoltem daha fazlaydı, eteği kısaydı. Bir an bunu giyip giymemekte tereddüt ettim ama iç çektim. Şu ana kadar yapacağım en masumca şey olacak desem yalan olmazdı.
Kendimi tanıyamamaya başlamıştım. Bu beni korkutuyordu.
Bu sefer ki topuklu sandaletlerimin ipleri dizlerime kadar çıkıyordu ve o kadar seksiydi ki kendime bakıp ağlamak istedim. Elbiseyi giydikten sonra dönüp sırt dekolteme baktım. Daha doğrusu, elbisenin olmayan sırtına baktım. Kumaşlar iki tane çapraz ip ile tutturulmuştu, açıklık bel kemiğime kadar iniyordu.
Eğer bu geceden sonra orospu olmazsam, bir daha hiç olmam.
Saçlarımı düzleştirdikten ve makyajımı yaptıktan sonra akşam olmuştu. Acele etmeden arabama binip her zamanki yere gittim. İçeri girdiğimde herkes çoktan gelmişti.
Herkes dönüp bana baktı. Odanın diğer tarafında arkadaşlarından biriyle konuşan Chris bile konuşmayı kesip bana baktı.
Etraf loş ve kırmızıydı, elbisem üzerimde parlıyordu. Chris'e parmaklarımı hareket ettirerek selam verdim ama o öylece bana bakıyordu. Ona yürüyemeden önüm kesildi.
"Sana özellikle iyi giyin falan diye mesaj atacaktım ama iyi giyineceğini bildiğim için atmadım. Ama bu... Anna..." Benjamin derin bir nefes verdi ve hafif bir ıslık öttürürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shot | chris evans
Fanfictionwhy can't i find no one like you? #1 steverogers - 21.08.21