Liya&Luna Final

311 18 4
                                    

Uyandıklarında kahvaltılarını edip Ayfer'lere gitmek üzere yola çıktılar. Eda Ceren'e herkesi halasına toplaması gerektiğiyle alakalı bir mesaj attı. Ceren tabii ki kabul edip herkesi topladı ama herkes merak ediyordu en sonunda birlik kararıyla Eda'ya ne için olduğu soruldu. Eda'nın attığı mesajsa buydu;
"Size bir video göndereceğim de, hep beraber izlemenizi istedim" kızlar da tamam demiş ve videoyu beklemeye başlamışlardı. O sırada Eda'lar da gelmiş ama sürprizi bozmak istemedikleri için anahtarla girmişlerdi. Serkan'ın kucağında Liya vardı ve diğer eliyse Eda'nın belindeydi. Beraber kızlar ve Ayfer oturur konuşurken içeri girdiler.
"Edaaa!"
"Ne Eda mı? Edaa!"
Hepsi sarıldılar. Liya ve Serkan'da onlara bakıyordu. Liya herkesi biliyordu ama sadece görüntülü arama yoluyla konuşmuştu. Serkan'sa çekiniyordu.
"Liyaa teyzeeem"
"Kuşumm hoşgeldin"
"Hoşbuldumm"
"Eda hiç söyleyesim gelmiyor ama kendinle Serkan'ın karışımını doğurmuşsun tam olarak! Çocuk sizden başka kimseye benzemiyor"
"Öyle Fifi gerçekten de babasına da bana da çok benziyor"
"Söylediniz değil mi ben birden atladım ama"
"Söyledik söyledik"
"Ne zaman geldiniz?"
"Oluyor biraz halacığım"
"Neden gelmedin"
"İş güç karıştı ortalık biraz anlarsın, hem geldim ya işte"
"Geldin geldin, hem de"
"Babamlaa! Biliyor musunuz annemle babam evlendi. Kimse benimle dalga geçemiyor artık baban seni istemedi, birbirlerini sevmiyorlar diye çok mutluyum. Bir kere onlar birbirini çok seviyor değil mi anne, baba"
"Ne? Ne evlenmesi ya"
"Ne birbirini sevmesi"
"Eveeet, sürekli sarılıp öpüşüyorlar hem dee dudaktan" diyip kıkırdadı Liya. Ayfer ve Fifi başta olmak üzere herkes sinirli ve şaşkın yüz ifadeleriyle Eda'dan birer açıklama bekliyorlardı.
"Biz evlendik!" dediler aynı anda.
"NE"
"Ne demek evlendik Eda?"
"Baya evlenedik işte hala. Barıştık biz yeniden beraber yeniden evlendik. Ayrıca üçümüz de çok mutluyuz"
"Evlendin ve bizlere haber verme gereği bile duymadın öyle mi!
"Hala... Biraz sakin olur musun"
"Seni anlamak isterdim Eda ama Ayfer abla haklı bu sefer"
"Eda mı? Dadam'a ne oldu"
"Güvenimizi çok büyük kırdın"
"Ceren haklı Eda"
"Figen, kızlar yapmayın böyle. Hala"
"Ah Eda ah! Keşke söyleseydin be halacığım. Dedikleri gibi güvenimizi çok büyük kırdın"
"Hala söylemeye geldim ya, söylemedim değil ki"
"Ne zaman evlendiniz"
"Dün, bizden başka kimse yoktu zaten, sadece üçümüz"
"Eda, şaka gibi davranıyorsun ya!"
"Ceren, sakin olur musun"
"Ya yıllarca gelmiyorsun! Bizi deli ediyorsun! Yıllar sonra koskoca bir çocukla ve eski kocanla, sana neler yaşatan o adamla evlendim diyerek geliyorsun ya!"
Liya, babasının bacağının arkasına saklandı ve Serkan'a sarıldı. Serkan kızının korktuğu farkettiğinde sessizce eğildi;
"Kafaları biraz karışık ondan böyle oluyor bebeğim. Korkma lütfen"
"Ceren! Neler yaşadığımızı bilmiyormuş gibi konuşmayın bana! Bir kere ya bir kere üzgünlüğümü anlamadınız! Tek yaptığınız Serkan'a sinirlenmek ve sövmekti. Ben bunlafla daha mi iyi oluyordum? Hayır! Aşık olduğum adam, kızımın babası hakkında öyle konuşulması aslında beni ne kadar üzüyor ve sinirlendiriyordu biliyor musunuz? Tabii ki hayır! Çünkü benimle asla ilgilenmediniz, şimdi gelmiş üstümde hak savunuyorsunuz!"
Liya, çok korkmuştu. Annesini de ilk defa bu kadar üzgün ve bağırırken görüyordu. Bu durum onu fazlasıyla endişelendirmiş ve de korkutmuştu. Babasına daha sıkı sarıldı ve Serkan'da kızının çok korktuğunu anladı ve onu kucağına aldı. Diğer eliyle Eda'nın elini tuttu.
"Eda gidelim, sonra çözün sevgilim. Olur mu"
"Olur. Hatta harika olur!"
Diğerlerinden bir cevap beklemeden ve daha da bir şey demeden çekip gittiler. Liya çok korkmuştu. Eda dışarı çıktıkların da hala öfke ve kırgınlık püskürüyordu. Ta ki kızını görene kadar. Çok pişman olmuştu. Dediklerinden değil bunu onun yanından yaptığından. Liya daha önce onu hiç böyle görmemişti ve çok korkmuştu. Eda Liya'yı kucağına alıp başını öpüp okşadı ve söze girdi.
"Anneciğim, seni korkuttum sanırsam... Çok özür dilerim bebeğim ama onlara çok çok kırıldım biraz da sinirlendim, kendime hakim olamadım. Bir daha yapmayacağım söz"
"Biraz korktum ama olsun. Bazen ben de çok kırılıyorum ve bağırmak istiyorum. Özür dilemene gerek yok anne"
"Benim tatlı meleğim, seni çok ama çok seviyorum! Hadi gidelim"
Serkan, kızının korkusunun gitmesine ve sevgilisinin de sakinleşmesine sevinmiş bir şekilde onlara sarıldı ve öptü. Arabaya binip şirkete geçtiler. Bu sırada diğerleriyse onları izliyordu. Eda'yı çok kırdıklarının farkına varmışlardı ama çok geçti. Eda da çok zorluklar atlatmış tek başına bir çocuk yetiştirmiş yaraları olan bir kadındı. Sinirleri gergindi zaten onun, canlarını kırdıklarını farkettiler ama geçti işte. Ne yapsak ne etsek diye düşünmeye başladılar. Diğerleriyse şirkete varmış çalışıyordu.
*2 Yıl Sonra*
"Liyaaa, Luna'yı da al yanımıza gelin kahvaltı vakti! Sonra oynayın annecim"
"Tamam anne"
Luna adlarında bir kızları daha olmuştu Eda ve Serkan'ın. Herkes barışmıştı. Aile güzelce kahvaltı ettikten sonra, Liya'yı okula bıraktılar ve şirkete geçtiler. Bugünse Liya'nın doğum günüydü. Herkes kırlık bir alana toplanmış Liya'nın gelmesini bekliyorlardı. Liya doğum günü olduğu için çıkışta anne ve babasını beklerken Melo'yu görünce kırılmıştı. Bu arada Bolat'lar tabii ki abartmış küçücük çocuğun muhtemelen hatırlamayacağı doğum günü partisini adeta küçük bir düğün edasıyla yapıyorlardı. Şık pahalı bir alan. Animasyonlar, kocaman hoparlörler. Pahalı yiyecek, içecekler. Eda ne kadar rahatsız olsa da kızının doğum gününü aile içinde küçücükte kutlamaya karar vermiş. Burada sade olan seçenekleri seçmek dışında pekte bir şeye karışmamıştı. Liya geldiğinde herkes hepbir ağızdan;
"İyi ki doğdun Liyaa, iyi ki doğdun Liyaa, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun. Mutlu yıllar sanaaa"
diye şarkı söylemişti. Liya mumlarını üflediğinde herkes hediyelerini vermek için etrafına dolaşmıştı. Şu sıralar Serkan'ın da çok dikkatini çeken sürekli Liya'nın yanında olan bir çocuk vardı. Yine aynı çocuk herkesi geçip hediyeyi vermiş ve Liya'yı yanağından öpmüştü. Eda gülüyor, Serkan'sa birnevi sinir krizi geçiriyordu.
"Gülme, gülme gülme!"
"Nee"
"O çocuk varya ne o çocuk öyle yapış yapış"
"Sanırsam, Liya ve Atlas birbirlerine aşık olmuş. Sen ne dersin sevgilim?"
"Hayır, hayır, hayır, hayır! Kimse benim kızıma aşık olamaz"
"Sen niye oluyorsun başkasının kızına?"
"Apayrı şeyler"
"Aynı şeyler"
"Aşkım ama! Offf, ama daha çok küçük"
"Serkaan, şaka yapıyorum bebeğim. Ama o da bir gün gerçek aşkı bulacak biliyorsun değil mi sevgilileri olacak"
"Kızımız için hayat çok zor"
"Neden"
"Binlerce erkeğe ona karşı bir şey hissetmediğini söylemek zorunda kalacak. Tek bir şanslı kişi onunla bir hayat kuracak. Tabii zor ama normal kızımız herkeslerden güzel olduğu için. Her ikisi de"
"İkisi de birbirinden güzel!"
"Evet... Ama kime göre neye göre benim en güzelim sensin"
"Duymasınlar"
"Duysunlar. Benim en güzelim sensin"
"Çok tatlısın kocacım"
"Senin yanında bana düşmez bu iltifat karıcım"
Gülüşerek günü geçirdiler.

Bizimkileri bir yana bırakmak gerekirse. Gece. var biliyorsunuz. Devam edeceğim belki. Hem yeni bir şey var, yakında geliyor! Sağlıcakla kalın. Her son yeni bir başlangıç. İşte afiş işte finish.

Finish!

renderiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin