Chapter Eighteen

266 19 2
                                    

Bugün okula geldiğimizde Fransızca öğretmeninin rahatsızlandığını öğrendik. Normal derslerimize devam edecektik.

İlk dersin ortalarındaydık. Kırmızı kalemimi almak için sağ tarafıma döndüğümde, Jisoo hayallare dalmıştı.

"Ne düşünüyorsun?"

"Jin'i"

"Tabi ki düşüneceksin. Sevgilin ya hani."

"Hayır. Onu 3 yıldır seviyordum. O daha önce açılsaydı belki de bu 3 yıl çöpe gitmezdi."

"Evet ama-

"Kızlar! Dersteyiz. Hemen sınıftan çıkın. Gözüm görmesin!"

Bütün sınıf konuştuklarımızı duymuştu. Jisoo ile hızlıca sınıftan çıktık.

Dışarda beklemek sıkıcı olacaktı.

"Taehyungların beden dersi. Gidelim mi?"

"Olur. Ama önce lavaboya gitmeliyim."

Jisoo lavaboya gitti. Ben de yavaştan dışarı çıktım. Hava güneşli ve sıcaktı.

Bizimkiler basket maçı yapıyorlardı. Jisoo da benden birkaç dakika sonra geldi. Jin'e el salladı. Jin bize doğru geldi. Jungkook da onunla birlikte geldi. Zaten karşıdaki bankta telefonuyla oynuyordu. Ona göre basketbol maçı gereksizdi. Herkes telefondan basket oynayabilirdi.

Taehyung gelmemişti. Arada gözü bize kayıyordu, el sallıyordu ama oynamaya devam ediyordu.

Jisoo karnını ovalayarak konuştu.

"Ben açım. Hadi kantine gidelim."

Jungkook telefondan kafasını kaldırdı ve:

"Tanrım, sonunda zekice düşünen birisi. Yemek yemek istiyorum."

Jin de istemeyerek kabul etti. Maça geri dönmek istediği her halinden belliydi.

...

Basketbolculardan birisi ceketini yanıma attı. Önemsemedim. Bank kendi malım değildi sonuçta. Başımı çevirip maçı izlemeye devam ettim.

"Bana numaranı ver."

"N-ne!?"

"Senden hoşlanıyorum işte. Ben Jackson. Üst sınıflardayım."

Boşluğuma gelmişti. Ben de numaramı verdim. Gitti. Ceketini unutmuştu. Ya da bilerek bırakmıştı.

Ayağa kalktım ve gitmeye hazırlandım. Banka gözüm kaydı. Ceketi almaya karar verdim. Hep Taehyung eğleniyordu. Biraz da ben eğlenmeliydim. Bir dakika Taehyung ne alaka ki?

Sınıfa geldim. Jisoo, Jin ve Jungkook buradaydı. Jennie ve Lisa ile konuşuyorlardı. Jisoo beden dersine gittiğimizi kızlara anlatıyordu. Jennie ve Lisa da çatlıyordu.

"Ben geldim." dedim mutlu bir şekilde.

"Yüzünde güller açıyor bakıyorum. Elindeki ceket kimin?"

"Ah o mu? Bir erkek arkadaşımın."

"Erkek arkadaşın mı var?"

Taehyung bunu sorarak sınıfa girmişti.

"Yeni olduğu için bilmiyorsunuz."

Lisa atladı.

"Söyle de bilelim o zaman."

"Olmaz."

Jungkook telefonuna bakarak konuşmaya başladı.

"Ciddi misin Rosé? Ben senin ile Tae'nin çıkacağını sanıyordum. Sevgili olmayan bir tek siz kaldınız. Eminim Taehyung o çocuktan iyidir."

Flirty ~ TaeroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin