Chapter Thirty Six

201 16 22
                                    

"Her sene 12. sınıflar için düzenlediğimiz gezilerden haberiniz vardır. Bu sene dağlık bir alanda kamp yapacağız. Katılmak isteyenler okuldan sonra bir yere ayrılmasın ve konferans salonunda toplansın. Ayrıntılar orada konuşulacak."

Bu moralle katılmayı istemiyordum açıkçası. Ancak Lisa çok ısrar etmişti. Kabul etmiştim, en azından konferansa katılacaktım.

Bayan Cha'nın açıklamalarından sonra hızla sınıftan çıktım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.

Söylediğim yalan küçük bir şey değildi. Dongmin ve ben birbirimizi seven iki yakın arkadaştık. Şimdi de Taehyung gibi bir aptal yüzünden onunla aramızda bir şeyler olduğuna dair yalan uydurmuştum. Bu yalanımı Dongmin'e nasıl söyleyecektim?

Lavabodan çıktım, temiz hava almak için bahçe kapısına doğru ilerledim. Dongmin yanımda belirmiş, benimle yürümeye başlamıştı.

Bana geziyle alakalı sorular soruyordu.

Dinlemediğimi anladığında beni omuzlarımdan tutup durdurdu ve kendine çevirdi.

"İyi misin sen?"

"Dongmin, ben kötü bir şey yaptım ve bunun için senden çok özür dilerim!" deyip ona sarıldım. Ağlamaya başlamış, hıçkırıklarımı durduramaz olmuştum.

"Ne yaptın?"

"Bir anlık heyecanla sınıfın ortasında seninle aramda bir şeyler olduğunu söyledim. Biliyorsun, eskiden Taehyung ile aramda bir şeyler vardı. Onun sevgilisi olduğunu görünce canım yandı. Ben de onun canını yakayım diye ağzımdan böyle bir şey çıktı. Gerçi onun umurunda bile değil."

"Sorun yok Rosé."

Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Bunca şeyden sonra sadece sorun yok mu diyorsun?" Sırtımı ona döndüm. Gülümsemek istiyordum, Dongmin gibi bir arkadaşım olduğu için çok şanslıydım ancak gülümseyemiyordum. Aklıma sürekli o kızın Taehyung'un elini tutması geliyordu.

"Evet sorun yok diyorum. Seni ortada bırakmam. Sen aramızda bir şey var dediysen, öyleymiş gibi yaparım."

"Bunu yapmak zorunda değilsin, arkadaş olabiliriz ama her zaman yanımda olman gerekmiyor."

Burnumu çektim. Bunu söylemem ikimiz için de kalp kırıcıydı.

"Hayır Rosie, sana yardımcı olamazsam çok üzülürüm. En iyi arkadaşlarız biz, unuttun mu?"

Boyunlarımızdan hiç çıkarmadığımız arkadaşlık kolyelerini birleştirdim. Dongmin gerçekten çok iyi bir arkadaştı.

Taehyung

Seulgi beni sınıftan çıkarırken içeri Dongmin giriyordu. Rosé'yle bu kadar yakın olmak zorunda mıydı? Rosé'yi sınıfta onunla yalnız bırakmak istemiyordum.

"Taehyung, çikolata istiyorum, bana çikolata alır mısın?"

"Kendin al Seulgi, elin yok mu senin?"

Sinirle kolumu tuttu.

"Taehyung! Bana bok gibi davranmayı kesecek misin artık? Neler oluyor söyler misin!?"

Gözlerimi devirdim.

"Hak ettiğin gibi davranıyorum."

"Ne yaptım da böyle davranıyorsun anlayamadım?"

Kollarını göğsünde birleştirdi. Cevap vermemi bekliyordu ancak ona hesap verecek değildim.

Cebimden 10'luk banknot çıkarıp yüzüne fırlattım.

Flirty ~ TaeroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin