Chapter Twenty Three

245 15 14
                                    

Uwu. Bu bölümde acayip sürprizlerim var. Dikkat! Kalbiniz durabilir🤭

Her şeyi tek oturuşta anlatmak zorunda kalmıştım. Yalan söylemeyecektim. Evet öğrenmelerini istemiyordum ama ne yapabilirdim ki? Görmemesi gereken şeyleri görmüştü.

"Jisoo lütfen bu olanlardan kimseye bahsetme. Takıntılı biliyorsun. Müdürle konuşacağım ve okuldan atılacak. Ama lütfen aramızda kalsın."

"Rosé ben senin şu an anlattıklarına inanamıyorum. Sana nasıl elini kaldırır!?" dedi gözleri dolarken.

"Sulu gözlülük yapma. Ben gayet iyiyim. Tek ihtiyacım olan şey sarılmak!"

Hemen birbirimize sarıldık. Gözyaşlarını sildiğini hissedebiliyordum.

...

Jin ve Tae çardağa geldiklerinde sanki üstlerine beş kilo su dökülmüştü. Jisoo'nun kıskandırma çabaları biraz fazlaya kaçmış gibiydi.

Taehyung masadaki su şişesini kafasına dikti. İçerken ağzından, boyun yolunda ilerleyen damlaya baktım.

Akmış saç boyası siyah dalgalı saçlarının ucunda kalmıştı. Yeşil gözleri parlıyordu. Ve boyun yolundaki su damlası... O beni bitiriyordu. Kalbim kaldıramıyordu.

Su şişesini ağzından çekip bana baktı.

"Kedicik! Bana öyle bakma. Yiyecek misin beni?"

Gözlerimi çevirip "Üff. Gözüm dalmış işte."

"Bir şey demedim." Bu hali daha da gıcık ediciydi.

Zil çalmadan önce bizi sınıfa bıraktılar. Zilin çalmamış olmasının verdiği avantajla müdürün odasına gitmeye karar verdim.

"Gir." sesiyle yavaşça içeri adımımı attım.

Jackson ile yaşanan olayları kısaca anlattım ve boynumu gösterdim. Müdür morluğu gördüğü an deliye döndü.

Bahçeyi gören kamerayı açtı. Bir saat öncesine sardı ve hızlı moda alarak oynatmaya başladı. Ben ve Jackson'ı görünce durdurttum ve normal modda ilerlemeye başladı.

Müdür kaydı bir belleğe kaydedip disiplin kuruluna götüreceğini söyledi.

Bu sırada da bana derse gitmemi tembihledi. Bugün zaten yeterince ders kaçırmıştım. Ben de dersime gittim.

Derste heyecan yapıyordum. Jackson'ın okuldan atılmasını o kadar istiyordum ki soru bankasında konumuzla ilgili olan bütün soruları çözmüştüm.

...

Zilin çalma sesiyle koşarak sınıftan çıktım. Sana ve Mina bana bakıyorlarlardı. Fısıldaşmaya başladıklarında içimden "Yapsam mı? Yapmasam mı?" diye düşündüm. Pekâla, umarım disipline gitmem. Sakince orta parmağımı havaya kaldırdım.

Müdür odasının kapısını dinlemeye başladım.

"Bunu nasıl yaparsın!?"

"B-ben böyle olsun istemedim!"

"Bu okuldaki serüveninin sonuna geldin. İmzala şu kağıdı çabuk!"

Sessizliğin ardından Jackson odadan çıktı. Arkamı döndüm ve dışarıyı izliyormuş gibi yaptım. Neyse ki beni fark etmemişti.

"Ne oldu?" dedim müdürün odasına girerken.

"Korkma kızım sen. İmzaladı kağıdı. Ailesi meşgul olduğu için onlar akşam imzalayacak."

Jackson'dan sonunda kurtulmuştum. Bu kadar psikopat olduğunu bilseydim en başından hayatıma girmesine izin vermezdim aslında.

Coşkuyla sınıfa girdim. Gelişmeleri Jisoo'ya anlatacaktım ama geldiğimde herkes Lisa'nın başında toplanmıştı çünkü Lisa ağlıyordu. Tabi bir kişi hariç, Jungkook. Bu tabloya bakarak bile olayı anlayabilmiştim.

Flirty ~ TaeroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin