Ne yapacağımı, nereye gideceğimi düşünmeden çekmiştim o kapıyı. Kahkalar atıyordum. Bu kahkahalar yerini hıçkırıklı bir ağlamaya bıraktı.
Taksiye atlayıp kütüphaneye gittim.
Rosé için latte ve kruvasan aldım. Masaya geçtim ve kitaplarımı çıkardım. Ama unuttuğum bir şey vardı: Rosé artık yoktu.
"Beni neden en zor zamanımda bırakıp gittin Rosé?"
Latteyi dudaklarıma yaklaştırdım, burnuma gelen kokusu bana olanları hatırlattı.
"İşte kalbimi parçalayan Rosé. Gerçi sahibi sensin ne yaparsan yap Rosé."
"Taehyungshi neden bu kadar çok içtin?"
"Rosé çok fazla derdim var sayayım mı? 1 Rosé, 2 Rosé, 3 Rosé, 4 Rosé..."
"Taehyungshi senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Ne istersen."
Biliyorum Taehyung beni sevmiyorsun. Bunca zamandır bunu bilmiyordum. Ama bugün bana söyledin. Söz veriyorum ki artık hayatının bir parçasında olmayacağım, bir daha beni göremeyeceksin. Taehyung sen beni sevmesen de ben seni çok seviyorum, bu artık arkadaşlıktan fazlasına dönüştü. Seni özlediğimde bir resmimize bakmak istiyorum, birlikte fotoğraf çekilebilir miyiz?"
"Sevmiyormuşum."
"Taehyung seni çok seviyorum. Kendine iyi bakarsın umarım."
"Chaeyoung-ah gitme."
"Gitmem gerekiyor. Seni hep özleyeceğim."
"Chaeyoung-ah sanki uzak bir yere gidiyorsun."
Artık bana odada söylediği şeyleri, nasıl ağladığını ancak gülümsemeye çalıştığını hatırlıyordum.
Ona bir şeyler yazmak istedim. Bu yüzden mesajlaşma uygulamama girdim.
Rosé'den 4 mesaj vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flirty ~ Taerosé
Fanfiction*Bazı problemlerimden dolayı kitabımı düzenlemeye aldım ancak şu anda devam edemiyorum. Bu yüzden 1. bölümden 20. bölüme geçme gibi durumlar olabiliyor, kusura bakmayın lütfen Flörtöz ve umursamaz genç bir çocuk, aşık olabilir miydi? "Flört etmeyi o...