Stargazing İnto Your Eyes𑁍Jikook| omegaverse

𑁍Six𑁍

Keyifli okumalar şekerparelerim

Umarım bolca yorum yapıp vote verirsiniz👉🏻👈🏻🥲

Diğer bölüm oynaşmalı ehueheu bu yüzden biraz yapın lütfen ☁️😂💜💐

𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍

"Jungkook ssi. İyi misin?"

Jimin, onu yerden kaldırdığında, Jungkook'un yüzü utançtan alev alev yanıyordu ve ne pahasına olursa olsun Jimin'in gözlerinden kaçınarak zayıf bir şekilde "evet" cevabını verdi. O kadar afallamıştı ki Jimin'in onu kollarında tuttuğunu, göğsünün sağ koluna ve yüzünün boynuna yakın olduğunu fark etmesi biraz zaman almıştı.

Jungkook'un vücudu sıcaktı, yutkundu ve düzgün nefes almaya çalıştı ama nasıl yapabilirdi? Jimin ona çok yakındı, kalbi göğsünün içinde deli gibi atıyordu, kokusundaki şarabın çekiciliğiyle başı dönüyordu. Jimin'in onu yakınında tutmasına itiraz etmemiş olması bile ona çarpmamıştı.

"Emin misin? Yaralandın mı?" Jimin endişeli bir şekilde sordu.

"İyiyim dedim." Jungkook'un sesi titriyordu, aklını kaybediyordu.

Jimin'in kokusu kemiklerine kadar işliyordu, yüzü boynuna o kadar yakındı ki Omega'sı kontrolden çıkıyordu. Jungkook, Jimin'in omuzlarını zayıf bir şekilde itti ve Jimin işareti alarak hemen tutuşunu gevşetti.

"Ah.. ö-özür dilerim" Jimin özür dileyerek kollarını kaldırdı.

Jungkook, Jimin ellerini çektiğinde yumuşak bir inilti çıkaracağını hayatında hiç düşünmemişti. Kendini çok kötü bir şekilde tokatlamak ya da bir çukur kazmak ve sonsuza kadar içine saklanmak istiyordu. Jimin uzaklaştığında anında sıcaklığı kaçırdı ve kendini durduramadan, ihanet eden Omega'sı onu sızlattı. Jimin biraz şaşırdı ve dondu, büyük ihtimalle doğru duyup duymadığını merak etti. Jungkook, daha fazla utançtan kaçınmak için uyuşuk bir şekilde ayağa kalktı ve onunla Jimin arasına güvenli bir mesafe koydu. Jimin, jumgkook'a bakıyordu, hala biraz endişeliydi. Jungkook ise jimin dışında her yere bakıyordu.

"Tamam.. sorun değil. Teşekkürler."

Alfa ile göz göze gelmeden cevap verdi. Jimin kokusunun biraz endişeli hale geldiğini hissedebiliyordu ama artık bunun nedeninin Jungkook'un gergin ve utanmış olması olduğunu biliyordu. Yanakları hala pembeydi ve sürekli alt dudaklarını ısırıyordu. Jimin ne diyeceğini bilemedi, o da bu ilişki işinde yeniydi.

"Oh. Rica ederim. Ben.. Sanırım şimdi gideceğim.. o zaman." dedi Jimin tereddütle.

Jungkook başını salladı "Evet tamam."

Jimin aradaki farkı genişletmek için geri adım attı ve konuştu. "Tamam. Akşam görüşürüz. Kendine iyi bak. Ve bir yerin yaralanırsa hizmetçilere söyleyebilirsin."

"Tamam teşekkür ederim" Jungkook yutkundu.

Omega'sının, Alfa'sının gitmesine izin vermek için kesinlikle protesto ettiğini söyleyebilirdi.

Jimin dışarı çıktığında, Jungkook aceleyle odanın kapısını kapatıp içini çekti. Kalbi hızla çarpıyor, Jimin'in sıcak dokunuşları hâlâ teninde, kokusu hâlâ kıyafetlerine sinmişti. Jungkook kokudan kurtulmak için içliğini ve elbisesini çabucak çıkardı ama şaşırtıcı bir şekilde çamaşır yıkamak için atmadı. Başka kıyafetler giydi ve o kıyafetleri katlayıp dolaba tıktı.

1 ay sonra↓↓

Jungkook, Zoram'a geleli neredeyse 2 ay olmuştu. Kral ve konsorsiyumla tüm resmi görüşmeleri yapmış, misafirlere ve vatandaşlara hitap etmişti. Zoram'ın kraliyet eşinin hayatına alışmaya çalışıyordu ama bu kolay değildi. İnsanların Alfa'sından ne kadar uzak olduğunu fark ettiğini biliyordu ama sadece Alfa'nın kalbine yanlış umut tohumları ekmek istemiyordu. Jungkook, bir köşede iki Omega'nın konuştuğunu duyduğunda Alfa'sını düşünerek sarayda dolaşıyordu.

"..evet ve çok üzgün ve reddedilmiş görünüyor. Birbirlerinin kokusunu bile taşımıyorlar. Bir kez bile dokunduklarından şüpheliyim."

"Dürüst olmak gerekirse. Ne tür bir Omega, Alfalarını böyle terk eder. Veliaht prens, Omega'sının kendisine bu şekilde zarar vermesine izin vermeyecek kadar kibar."

"Eş olarak seçilemeyecek kadar gururlu. Veliaht prens, ancak hayal edilebilecek bir Alfa ama ne yazık ki değerini hiç bilmeyen bir Omega ile evlendi."

"Alfamızı ihtiyaçları için kendim sunmaya çalıştım ama asla işaretimi almıyor."

"Veliaht prensimiz için yavru doğurmak için elimden gelen her şeyi yapacağım"

"Ben de. Bedenim de kalbim de Alfa'ya ait."

"Belki onun kızışmasında yanına gizlice girebiliriz? Çünkü Omega'sı kesinlikle onunla geçirmeyecek ve birine ihtiyacı olacak."

"Bu riskli değil mi? Kızgınlıkları sırasında asla kimsenin odasına girmesine izin vermez."

"Bir Alfa kurdunun yalnızca bir Omega'nın vücuduna ihtiyacı var, sence onun kocası mı yoksa başka bir Omega mı olduğuna karar vermek için aklı başında olacak mı? Çiftleşmediler bile."

"Ama bence Omega'sını çok seviyor, kokunuz o züppe Omega'dan farklıysanız o işi yapmaya izin vermeyebilir."

"Bilmiyorum ama yavrularına hamile kalmayı başarırsam, benimle evlenip beni diğer eşi yapmaktan başka bir yolu kalmayacak. Sonra yavaş yavaş onu kendime aşık edebilirim, böylece sadece bana ve bana tapar. "

Jungkook'un kokusu sinirle ekşidi ve soldu, yavaşça, kanı kaynadı, az önce duyduklarına inanamıyordu. Hızla odadan çıkıp odasına geri döndü ve girer girmez kapıyı kapattı. O Omegalar, kocası kızışma içindeyken ona tecavüz etmeye mi çalışıcaktı? Göğsünden öfkeli ve saldırgan bir hırıltı çıktı. Nasıl arkasından bu kadar pis konuşmaya cüret ederlerdi? Sadece Jungkook'u gölgelemekle kalmadılar, aynı zamanda kocasının yavrularına hamile kalmayı mı planlıyorlardı? Çiftleşmemiş olmaları onlara kocasının eşi olmayı hayal etme cesaretini mi veriyordu? Nasıl cüret ederlerdi? Jungkook o sırada boğazlarını parçalamak ve onlara kime meydan okumaya çalıştıklarını gösterecek gibi hissediyordu. Veliaht prensin etrafındaki Omegaları görürse bile boyunlarını ikiye bölecekti.

Jungkook sabırsızca odanın içinde volta atarak zihnini sakinleştirmeye çalıştı ve o Omegalara yerlerini nasıl göstereceğini düşündü. Aslında bunu kocasına söyleyebilir ve o ikisini kaleden atıp ormana terk ettirebilirdi ama ne kadar yetenekli olduğunu göstermek için kocasının gücünü kullanacak korkak da değildi. Jimin'in ait olduğu o iki açgözlü Omegayı gününü gösterecekti.

𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍𑁍

15 august 21