4.BÖLÜM "GÖZYAŞI SUSKUNLUĞU"

133 47 34
                                    

"Gözyaşım bir tek sana ait. Bir tek sen tutarsın onu, bir tek sen düşürebilirsin..."

Hava kararmıştı. Gün boyu o odadan çıkmamıştı. Onu hatırlamaya çalıştı saatlerce. Ama ne çare? Sonrada gece yarısı eve geri dönmüştü. Odasına doğru ilerledi. Elinden bir an bile ayırmadığı fotoğraf yine elindeydi. Sabahtan beri bir şey yemediğinden olacak ki başı dönüyordu. Ayaklarını sürüyordu yorgunluktan. Odasının kapısını tam açacakken bir melodi duydu. Hep rüyasında duyduğu o melodi... Yorgunluğuna aldırmadan arka kapıya doğru ilerledi. Her adımında o melodi biraz daha netleşiyordu ama daha anlayamıyordu şarkı sözlerini. Verandaya çıktı. Kimse yoktu. Birini bulma umuduyla etrafına bakındı. Sesin geldiği yöne doğru ilerledi. Kumsalda yürüdü. Ayağındaki topuklularla zorlansa da aldırmadı. İlerideki bankı fark etti. Üstünde iki kişi oturuyordu. Ama her şey çok bulanıktı. Biri gitar çalıyor, şarkı söylüyor, diğeri de ona eşlik ediyordu. Farkındaydı. Bu gördükleri bir göz yanılmasından ibaretti.

"Bu gece yanımda olsan
Yüzüne gonca kondursam
Küçücük avuçlarında
Sana masallar anlatsam"

Şarkıyı hatırladı birden. Ayaklarını sürüyerek yaklaştı onlara doğru. Sonra kenara oturup denize bakarak eşlik etti onlara.

"O gece benimle kalsan
Sabırsız hayaller kursan
Görmeye mevsim saydığın
Maviyi bana anlatsan"

"Hiç uyanmasak, öylece kalsak
Saatlerce, aylarca, yıllarca
Üstümüzde mavi, etrafımız yeşil
Bir tek senin açtığın kırlarda buluşsak"

"Düşmedi mi hâlâ cemre başına?
Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?
Var mısın bu yolda, yanı başımda?
Yasla ruhunu bana kır papatyası"

"Düşmedi mi hâlâ cemre başına?
Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?
Var mısın bu yolda, yanı başımda?
Yasla ruhunu bana kır papatyası"

"Hiç uyanmasak, öylece kalsak
Saatlerce, aylarca, yıllarca
Üstümüzde mavi, etrafımız yeşil
Bir tek senin açtığın kırlarda buluşsak"

O an dudaklarının arasından bir isim geçti.

-Bartuğ...

Dolmuş olan gözlerinden aktı damlalar. Uzun zaman sonra ilk defa ağladı. Yıllar sonra desek daha doğru olurdu.

"Düşmedi mi hâlâ cemre başına?
Geçmedi mi yağmurun ıslak kokusu?
Var mısın bu..."

Kapattı gözlerini. Gözyaşları tek tek terk etti gözlerini. Gözlerinden akıp, beyaz teninden çenesine kadar süzüldü. Hıçkırıklara boğulmak istedi, beceremedi. Kollarıyla sardığı bacaklarına, yasladı alnını. Sadece sustu. O adı kalbine işledi.

"Bartuğ..."

*****

-Merhaba.

-...

-Seni görüyorum pencereden. Her gün burada şarkı söylüyorsun.

-(Gülümsedi) Evet. Birlikte söyleyelim mi?

-Yok, hayır.

-Bak şöyle yapalım. Ben başlayayım, sen bana katıl sonradan.

-Tamam.

-Kır papatyası, biliyor musun?

-Evet.

-Başlıyorum o zaman.

*****

-Senin sevdiğin herkes ölüme mahkum Gece!

Sesle beraber başını kaldırıp arkasına baktı. Ananesini görünce neye uğradığını şaşırdı. Her şeyin bir hayal olduğunun farkındaydı ama ananesini görünce o küçük korkak kıza dönüşmüştü bir anda. Tıpkı eskiden olduğu gibi...

Papatya SevdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin