"Ne oldu papatya, seviyor muymuş beni?"
-İnsan tanımadığı bir insanı nefesinden bile yakın hisseder mi? Ben hissediyorum. Belki de tanımıyor değil unutmuşumdur.
-Kim o?
-İşte bende kendime tam olarak bu soruyu soruyorum. Kim o? Böyle bazı şeyleri hatırlayacak gibi oluyorum... Ama yok. Aklımdakiler sadece bulanık birkaç hatıradan ibaret.
-Fotoğraftaki adamı diyorsunuz değil mi?
-Sadece ondan ibaret değil bence hatırlamadıklarım. Daha fazlası var.
Karşısındaki masada oturan psikolog hanım arada bir önündeki deftere not alıyor, sonra geri ona dönüyordu.
-Çocukluğunuzu hatırlıyor musunuz?
O an silah sesi duyar gibi oldu. Hep nefret etmişti silahlardan. İğrenç şeylerdi onlar ona göre.
-Yok. Sanki hayata sadece birkaç yıl önce başlamış gibiyim.
Her kelimesinde ses tonu biraz daha sertleşiyordu.
-Ya yok mu benim bir geçmişim, yok mu?! Hiç mi aklıma kazınan ilginç bir anım yok?!
-Gece Hanım insan unutur bazı şeyleri. Elbet hatırlayacaksınız. Bana en eski hatırladığınız şeyi anlatır mısınız?
-Senin sevdiğin her kez ölüme mahkum...
*****
-Açın kapıyı! Açın!
Hıçkırıklar içinde ağlarken bir yandan da odasından çıkmaya çalışıyordu. Kapıyı tekmeliyor, açmaya çalışıyor ama başaramıyordu. Yüzüne düşen saçları gözyaşları yüzünden yüzüne yapışmıştı. Ağlamaktan gözleri bir yana yüzü kıpkırmızı olmuştu. Tekrardan, tekrardan denedi açmayı. Olmadı. Gücü kalmamıştı ayakta durmaya. Dizleri üzerine yıkılıverdi. Sırtını duvara verdi. Dışarıdaki yağmur hayla devam ediyordu. Elleri kan içerisindeydi. Kapının kilidinin dönmesiyle ayağa kalkması bir oldu. Ananesi odaya girip kapıyı ardından kilitledi.
-Anane, yaşıyor değil mi?
-Ben sana ne dedim hatırlıyor musun? Senin sevdiğin herkes ölüme mahkum...
-Öldü mü?
-Evet.
Arkasını döndü. Kendini sıktı. Üzüntüsünün sinire dönüştürüp içinde bir fırtına yaratmak istemiyordu. Olmuyordu... Tutamıyordu kendini. Alev fışkıran gözlerini ananesine döndürdü.
-Senin yüzünden öldü, sen öldürdün onu! Onu sen öldürdün!
Yüzüne haykırdı ananesinin. Ta ki boğazı ananesinin eli ve duvar arasında kalasıya kadar. Boğazını sıkıyordu ananesi. O ise nefes bile almakta zorlanırken hayla onun için yas tutuyordu.
-Sen öldürdün onu. Senin ona olan sevgin yüzünden öldü o. Ne dedim ben sana. Sevmeyeceksin dedim! Annen gibi olmayacaksın dedim!
Torununun nefes alamamaktan morarmış yüzüne baktı ve boğazındaki elini çekti. Az daha ölecekti nefessizlikten ama torunu hayla onun yasını tutuyordu. Tiksinerek baktı ona. Nefretle, tiksintiyle...
-Bir daha sevmeyeceksin, senin sevdiğin herkes ölecek Gece, herkes.
*****
-Kim ölmüştü Gece Hanım?
Onun anlattıklarını merakla dinleyen psikoloğa döndü.
-Bilmem. Ne sonrasını nede öncesini hatırlıyorum. Çok ağladım, çok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya Sevdası
Fiksi RemajaYine aynı ses... Ona bağırıyor, gülüyor, küfrediyor... "Senin sevdiğin herkes ölüme mahkum Gece!" Kahkahalar seslere karışıyor, kulakların da yankılar oluşuyordu. "Hatırla ona yaptıklarını Gece" Ses yankılandıkça yankılanıyordu. Yine üzerinde o beya...