İnsanlık ilk yerleştiği kıyılarda tüm bir kasaba kurmuştu. Oah'ın da yardımıyla zanaatlar konusunda kendilerini geliştirmişti. Balıkçılık ve toplayıcılık sayesinde nüfus yavaş yavaş artıyordu. Oah'ın iletişime geçtiği ilk insan olan Volan'ı lider seçtiler. Böylelikle uzun yıllar bir kabilee gibi yaşadılar Oah'ın en sevdikleri olarak.
Volan'ın yaşlanmasıyla liderliğin kime geçeceği konusu iyice konuşulmaya başlamıştı. Liderin iki oğlu vardı. Bunlardan ufak olanın adı Voldi'ydi. Voldi hırslı ve yönetme arzusuyla doluydu fakat fiziksel olarak çelimsizdi. Zekiydi, halkın çeşitli sorunlarına pratik çözümler üretebiliyordu fakat böbürlenmeyi de bir o kadar severdi. Bu yüzden halkın sevgisini taktirini kazanamıyordu. Abisini her ne kadar sevse de, halkın da abisini çok sevdiğinin farkındaydı. Abisini sevmesine rağmen o kıskanmaktan da bir o kadar nefret ediyordu. Gölgesinde kaldığı her durumda biraz daha nefret etti abisinden.
Büyük oğlanın adı ise Dan'dı. Dan avcılık ve toplayıcılıkla ilgileniyordu. Halkın her türlü tehdite karşı cesurca koruyan bir savaşcıydı. Hayatı ve yaşamayı sever, fırsat buldukça toplumdan uzaklaşıp doğayı incelemek için uzun yolculuklara çıkardı. Oah'a ve yarattıklarına saygı ve merak doluydu. Bir gün doğada gezintiye çıktığı bir sırada bir ses duydu.
Gizemli ses : ''DAN'' dedi ton bir sesle.
DAN : ''Kimsin kendini göster ! '' diye bağırdı. tedirgin olmuştu. Konuşan kişinin sesini bir trol'e benzetmişti. Troller insanlara toplayıcılık turları sırasınca defalarca saldırmış ve topladıkları mallarını yağmalamıştı.
Gizemli ses : ''Ben sana şekil veren, şuan düşündüğün fikirleri düşünmeni sağlayan, seni ve kavmini kollayan ve gözeten'' dedi tok ve gür bir sesle. Ses o kadar hiddetliydi ki, normal şartlar altında ormanın o bölgesindeki hiç bir canlı bu sesin şiddeti karşısında orada kalmaya devam etmek istemezdi.
DAN : ''Beni kandırmaya çalışan bir trol'sen ya nereden bileceğim Oah olduğunu?'' diye sordu. Sorduğu anda parlak bir ışık önünde belirdi. Gözünü kamaştırıyordu ve o anda babasından duyduğu hikayelerle karşılaştırıp Oah olduğuna inandı bu gördüğü ışığın. ve devam etti.
DAN : '' Yüce Oah, yaratırımız, kollayıcımız. En yüce akıl. Size nasıl hizmet edebilirim?''
Oah : '' Seni seçtim'' dedi biraz daha duraksayıp '' Babandan sonra insanların kaderine sen karar vereceksin'' dedi ve bir anda ortadan kayboldu.
Dan böyle bir şey beklemiyordu. Olayın şoku ile bir süre olduğu yerden kımıldıyamadı. Böyle bir hırsı yoktu ama yine de seçilmişti. İlk iş şehre döndüğünde babası ve ışık rahibini çağırdı ve olanları anlattı. Babası ve rahip mutlu bir şekilde olanları dinledi.
Volan : '' Ölüpte ışığa geri döndüğüm zaman insanlık sana emanet olacak oğlum'' dedi. Oğulları arasında liderliğe uygun gördüğü isim ''Dan''dı. Oah'în da bunu tastikleğini duyunca daha da emin oldu ne kadar doğru bir karar verdiğine.
Dan : '' Biliyorsun ki baba bu büyük bir sorumluluk ve ben bu sorumluluğa hazır olup olmadığımı bile bilmiyorum. Oah eğer beni layık gördüyse bundan sonra daha çok çalışıp çabalayarak bu karara layık olmaya çalışacağım''' dedi. Artık kendini liderliğe hazırlaması gerektiğini biliyordu ve o saniyeden sonra kendini topluma daha fazla adamaya ant içti.
Rahip : '' Oah konuştu. Yücü yaratıcımız saf ışığın kaynağı o bizim hakkımızda bir şeye karar verdiyse, süphesiz ki sen bizi hakkıyla yöneteceksin demektir'' dedi. Hayattaki en büyük isteği Oah'ın saf ışığını kendi gözleriyle görmek olan bu adam ''Dan'' hayranlıkla bakıyordu.
Akşam olduğunda Volan tüm insanları kasabanın meydanında topladı. Dan'ı ve rahibi de yanına çağırarak konuşmaya başladı.
'' Yüce yaratıcımız, kılavuzumuz bu sabah bizimle iletişime geçti. Hepimiz artık yaşlandığımın farkında, artık eskisi gibi değilim. Bir çok işe yetişmek artık benim için de zor oluyor ve Biliyorum ki ömrümün sonralarına artık geliyorum. Oah'ın bana verdiği yaşam nefesini ona geri iade etmeme çok az bir zaman kaldı. Sabah ormanda büyük oğlum Dan'a görüntü yüce Oah ve benden sonraki kalibemizin lideri olarak onu tayin etti. Artık Oah büyük oğlum Dan üzerinden bizi koruyup kollayacak'' dedi. Kalabalığın gözünden mutluğu okunuyordur.
Kalabalığın içinden bir ses : '' Bu doğru mu Dan'' diye bağırdı. sinirli bir şekilde.
Dan : ''doğru, Oah doğada uzun bir yürüyüşe çıktığım bir anda bana göründü ve kararını benimle paylaştı'' dedi. Soruyu soranı herkes merak ediyordu. Fakat kendini belli etmedi.
Sabaha kadar kutlamalar yapıldı.Kalibedeki herkes mutluydu. özel günler için saklanan meyve ve balıklar çıkartıldı. sabaha kadar eğlenildi. Herkesin ilgisine mahsar olan 'Dan'ın gözü birisini arıyordu ama gözememişti. Kardeşi Voldi onu ne tebrik etmişti ne de ortalıkta gözüküyordu. Annesine seslenerek;
Dan : '' anne Volyi'yi gördün mü ;?''
Yoan : '' En son gördüğümde sahile doğru gidiyordu'' dedi.
Dan o an kardeşinin bu duruma sevinmediğini anlamıştı. Kalabalıktan uzaklaşıp kardeşinin yanına gitmek istedi ama kalabalık ona izin vermedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZGARATH İLK GÜNAH
FantasySerimizin ilk hikayesi. Basit bir mitoloji yazdıktan sonra nihayet roman versiyonuna geçebildim. okuduysanız lütfen bir yorumda bulunun ki hikayeyi düzeltme fırsatım olsun. Kafamdakileri hızlıca geçirmek için noktalamayı önemsemeden yazacağım. K...