BÖLÜM 2 : HASET

23 6 0
                                    


  Sabaha karşı  herkes kendi  köşesine geçmişti. Dan uzun bir yürüyüşten sonra Voldi'yi sonunda görebilmişti.  Yüzyıllardır orada duran bir heykel gibi   dikiliyordu.  Dan önce  yanına yaklaşıp bir süre bekledi onu fark edip bir tepki vermesi için.  Bir tepki alamayınca;

Dan : ''Voldi seninle konuşmak için geldim'' dedi. Tedirgin bir ses hakimdi ses tonuna.

Voldi : '' Eğer konuşmak isteseydim  akşam bol bol konuşacak vaktimiz olurdu. Beni rahat bırak ! '' diyerek  onu tersledi.

Dan : ''Oah'ın kararını tebliğ etmekten başka bir şey yapmadım. Bu gözündeki hırs kime bana mı ? Biliyorsun ki hiç bir zaman  bu tarz hırslarım olmadı senin aksine. Kararı sadece babam  verse  kabul etmeyeceğimi benden iyi biliyorsun'' dedi. Sinirlenmişti o da kardeşinin bu tavrına anlam veremiyordu. 

Voldi : '' Sinirlendiğim kişi sen değilsin zaten, kendimi bu kadar hazırlamama rağmen  beni bu göreve  layık görmeyen  Oah'a.  Ufak bir çocukken bile  hayallerimde kabileyi  yönetir, korurdum.  Seninle alakalı bir şey yok abi o yüzden  beni rahat bırak'' diye devam etti sözlerine. 

Dan : '' Oah'ın zihni, düşünceleri senin, benim anlayabileceğimden çok daha yücedir.  Hayatta bazı şeyler  düşünülmeden kabul görür. Tıpkı nefes almak gibi'' dedi ve arkasına  üzgün bir  şekilde dönerek kasabaya doğru ilerledi. 

  Voldi bir süre daha  olduğu yerde dikildi. Varoluş amacı olarak  gördüğü liderliği  abisine reva gören tanrısına lanetler etti zihninde.  Uzun bir süredir ağzından  bir kelime bile çıkmamıştı.  ayrılmadan önce tepedeki  güneşe  dönerek ''görüşeceğiz'' dedi ve  kasabanın yolunu tuttu.

  Voldi eve döndüğünde  merakla bakan  annesinin gözlerinin içinde umursamaz bir bakış atarak odasına çekildi.  Bir süre içeriden  çıkmadı. Değişik düşüncelere dalarak bekledi. neredeyse iki gündür uyumuyordu. Bu düşünceleri   sert bir ses böldü. 

Volan : ''Voldi buraya  gel'' keskin bir sesle.  Voldi hiç sorgulamadan    ana salona geldi ve babasının karşısına geçti. 

Volan : '' Bak oğlum, üzüldüğünün farkındayım. Her ne kadar kendini şuan önemsiz  hissetsen de  seni sevdiğimizi  bil. Oah'ın bu kararı dünyanın sonu değil. Sen de Dan'la birlikte ırkımıza  hizmet verebilirsin. O senin abin, sense onun kardeşi. Bunu  hiç bir şey değiştiremez. Kanına  sırt çevirme  faydalı olmanın  bir sürü yolu var. Toplamaya giden erkekler, dokuma yapan kadınlar, balıkçılar  herkes  bir bütünün parçası bir kişi eksik olsa  tüm herkes bundan etkilenir. Rolünü  önemseden kendini ırkınla bir bütün olarak düşün'' dedi. Bir baba olarak bu kadar net konuşması belki   bir ağır olabilirdi fakat o aynı zamanda bir liderdi. Sorumluluklarını bir bütün olarak düşününce gayet adil ve anlayışlı bir konuşmaydı. 

Voldi : '' Baba ben bir çok şeyin farkındayım. Yine de bu karara sevinip  kolayca kabullenmemi nasıl beklersin? Sen beni  bir lider olmaya hazır bir şekilde yetiştirdin. Bunun hayaliyle büyüdüm.  Bu kararı veren Oah dahi olsa  kolay kabul edilecek bir şey değil benim için. Yapabileceğimin en  asilcesini yaparak susmayı tercih ediyorum. Buna anlayış gösterin beni bir müddet kendim ile bırakın'' dedi. Sinirliydi, karşınındaki babası olmasa     bu konuşmanın sonu kesinlikle kavga ile sonuçlanırdı. 

Volan : '' Ben  her şeyin farkındayım fakat görüyorum ki, senin hala farkında olmadığın bir sürü şey var. Bunları idrak edecekse bu sessizliğin, sana   istediğin kadar  izin bir daha kimse seni rahatsız etmeyecek'' diyerek net bir tavırla uzaklaştı...

AZGARATH  İLK GÜNAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin