21 Laneti

Biyoloji|| Leo ve Calista'nın Bedenlerine Otopsi

Perşembe sabahı yine saat 6'da tüm öğrenciler ayaktaydı. Yine Bayan Laura'nın dersiydi ve Laura yine tüm öğrencileri saat beşte kaldırıp altıda biyoloji sınıfında hazır olmalarını istemişti.

Öğrenciler şu anda biyoloji sınıfındaydılar ve sınıf her şeyi ile bembeyazdı. Duvarlar, dolaplar, masalar... Beyaz boyalı büyük odanın üç duvarı beyaz dolaplara kaplıydı, dolapların içinde de bir takım ilaçlar, bazı hayvanların ölüleri, kirli sular ve daha neler neler vardı. Ayrıca odanın tam ortasına üç tane uzun sedye gibi masa, masaların etrafında da sandalyeler vardı. Öğrenciler de bu sandalyelerde oturuyorlardı. Masalardan ikisinin üstü doluydu. Birisinde Leo diğerinde ise Calista'nın cesedi vardı, Calista'nın cesedinin başında da hala olanları anlamlandıramamış Alexander.

Kapı bir anda açılırken içeri Profesör Laura girdi. Bu sefer saçı açıktı ve üstünde kot pantolon ve siyah bir kazak vardı. Kazağın üstüne de beyaz bir doktor önlüğü giymişti.

"Umarım cesetleri ellememişsinizdir. Yoklama!

Emrick Gold

Melenia Black

Lavinia Pattinson

Aidan Gallagher

Aria Alberto

Alexandra Red

Alisa Hawking

Leora Mae

Choi Seo

Calista Lancer

Alexander Mayer

Alberta Owen"

Laura öğrencilerin karşısına geçip öğretmen masası gibi görünen beyaz masanın üstüne oturup ayak ayak üstüne attı ve konuşmaya başladı.

"Evet canlarım. Aslında bugün programımızda 2021 yılının başından beri yağmur ormanının içindeki bataklıkta yaşayan kurbağaların ani ve toplu ölümlerinin sebeplerini bulmak vardı ki bu yağmurlu hava da çok uygundu ama malum yaşanan kötü olaydan dolayı bugün otopsi yapacağız. Hem bu daha eğlencelidir ha?"

"..."

"Neyse... Calista- a dur cesetlerin birisi zaten sensin. Lavinia cesetlerin üstünü açar mısın?"

"... "

"Lavinia!"

Genç kız öğretmene transtan çıkmış gibi bakıyordu. Bu deli kadın ondan ne istiyordu böyle! Yavaşça birinci örtüyü açtı. Altında sadece iç çamaşırıyla duran Leo Gomez vardı. Sonra titreyerek ikinci örtüyü açtı. Bunun altında da Calista...

Calista'nın cesedi gerçekten korkunç gözüküyordu. Vücudunun her yerinde morarıklıklar, yara izleri hatta yanıklar vardı. Leo'nun durumu onunkini bakarak çok çok iyiydi. Hatta adam sanki ölmemiş de uyuyor gibiydi.

Laura üç erkeğe işaret etti.

"Emrick, Alexander, Aidan! Leo'yu ters çevirin."

Üç genç çocuk adamı ters çevirince asıl gerçekle yüzleşildi. Adamın sırtındaki yarayla.

Laura adamın yanına giderken öğrencilerini de yanına çağırdı. Adamın sırtının tam ortasındaki büyük yara izine parmağını sokup ileri geri hareket ettirdi.

"Aria, sence bu yara neyle açıldı?"
Cevap:

"Bıçak mı, aferin sana. Bir kılıç bu kadar geniş ama kısa bir yara açamazdı. Büyük ihtimalle dar bir yara olurdu ve ön taraftan çıkar giderdi. Bu yara ise geniş açılmış, keskin ve kalın bir bıçak kullanılmış ve ayrıca bıçak yaranın içinde döndürülmüş ki tüm organlar hasar görsün. (Burada parmağını bıçak gibi yarada bir ileri bir geri bir sağa bir sola haraket ettirmişti.) Eğer arkadaşımız yaşasaydı bile büyük ihtimalle ölene kadar felçli bir şekilde diyaliz makinesine bağlı geçirecekti ömrünü. Çünkü hem omuriliği parçalanmış ve omurilik sıvısı zarar görmüş hem de iki böbreği iflas etmiş. Ama merak etmeyin çok acılı bir ölüm olmamış."

Öğrencilere gülümseyip elini yaradan çıkardı ve bir bezle silmeye başladı.

"Çok yazık. Halbuki yanında "Melius" olsaydı ve yarasına hemen sürseydi ne felçli kalır ne de diyalize bağlı kalırdı. Melius ne kadar da önemli."

Laura sonra yine öğrencilerini alarak bu sefer Calista'nın yanına gitti. Kızın darmadağınık saçlarını okşarken mırıldandı.

"Zavallım. O Leo kadar şanslı değilmiş. Choi sence Calista nasıl ölmüş?"

"Ah hayır. Bence o kadar şanslı değildi. Çok acı çekerek ölmüş. Halbuki ölümle aurası uyuşmuyordu. Çok yazık  Saçlarının ne kadar darma dağınık ve yolunmuş olduğunu görüyor musunuz? Katilimiz sanırım biraz sinirliymiş. Calista'mızı bir müddet yerde sürüklemiş. Bu morluklar ve yaraların bazıları o zaman açılmış."

Elini teker teker morluklara ve yaralara değdirdi Laura. Sonra yüzüne düşen bir tutam saçı tekrar kanlanan eliyle arkaya atıp devam etti.

"Sanırım sonra biraz darp etmiş. Çünkü tüm bu yaraları sürüklenme açmaz. Katil sanırım muşta kullanmış ayrıca. Şu içinde yara olan dört tane yan yana olan morarıklıkları görüyor musunuz? İki tane yüzünde 3 tane de göğsünde var. Bunları muştadan başkası açamaz. Bu darptan sonra sanırım yaklaşık 9-10 kemiği kırılmıştır arkadaşınızın. Yüzünü elleyin, fark edeceksiniz elmacık kemiği paramparça. Üç tane kaburgası, ki kırık kaburga çok acıtır nefes bile alamazsın denedi ve onaylandı. Kolunda iki kemik, bacağında..." Her seferinde dediği yere dokunuyor ve öğrencilerinin de incelemesini istiyordu.

"Ama bundan sonra da arkadaşınız hala ölmemiş sanırım. Çok güçlü bir kızmışsın Calista. Katilimiz hıncını alamayıp kollarını ve bacaklarını yakmış. Bunlar 3. Dereceden yanıklar." Diye devam etti Laura kollardaki ve bacaklardaki izleri göstererek.

"Ki bahçede bulduğumuz kozler bunu doğruluyor."

Cebinden bir torba çıkardı ve torbayi masanın üzerine fırlattı.

"Ve katilimiz son vuruşu yapıyor. Emrick, Alexander, Aidan; Calista'yı da ters çevirir misiniz?"

Bu sefer Alexander kıpırdayamıyor. Sevdiği kızın cesedine boş gözlerle bakıyordu. Laura bunu fark edip çocuğun ona cesedi ellememesini diğerlerinin halletmesini söyledi. O sırada Emrick ve Aidan Calista'yı ters çevirmişti.

"İşte," Diye devam etti Laura.

"İşte aynı yerde, aynı şekilde aynı bıçak izi. Katilimizin öldürücü vuruşu."

Laura cesetlerin üstünü geri örtüp masasının üstüne yeniden oturdu.

"Bu günlük bu kadar. Ödeviniz bir sonraki derse kadar yağmur ormanındaki bataklıktan su örneği ve ölmüş en az iki kurbağa almak. Ayrıca biraz araştırın bakalım neden gerçekleşiyor acaba bu kurbağa ölümleri ve sakin ölü kurbağa bulamayıp da kurbağayı kendiniz boğup getirmeyin. Anlarııım! Hadi simdi dışarı!"

Tüm öğrenciler dışarı çıkarken Laura masadan indi ve eline neşterlerden birini alıp cesetlerin başına geçti. Biraz daha inceleme yapacaktı.