Çocuk Emrick Boh Yoluna Gidiyor

52 15 242
                                    

Emrick Gold Pazartesi günü kehanet sınavından sonra okula geldiğinden beri yapmak istediği bir şeyi yapmaya karar vermiş ve okul olan şatoyu gezmeye başlamıştı. Aklında bu koca şatonun hepsini dolaşmak vardı.

Diğer öğrencilerin bazıları biyoloji ödevi için yağmur ormanına gitmiş, bazıları bahçede, bazıları ortak salonda, bazıları ise odalarındaydılar. Bayan Laura ve Layla ise odalarındaydılar. Yani en azından Emrick böyle biliyordu.

Koridorlarda etrafı inceleyerek gezerken bir anda hiç gelmediği bir yere geldi, ki bu ortamın havasından bile belliydi. Hava bir anda soğumuş ve gündüz olmasına ayrıca havanın yağmursuz olmasına rağmen koridor çok loştu. Emrick'in tüyleri istemsizce diken diken olurken içi titredi. Bir an geri dönmeyi düşünmesine rağmen bunu kendine yediremedi ve yürümeye devam etti. 

Yaklaşık 5 dakika daha yürüdükten sonra koridorun sonunun geldiğini fark etti ve bu bir anda olmuştu, daha birkaç saniye önce koridorun sonu upuzun uzanırken şimdi bir anda yok olmuş ve koridorun sonuna gelmişti. Sanki birisi büyü yapmıştı.

"Pekala Emrick bu kadar gezinti yeter, artık odaya yürü bakalım." Diye sesli bir şekilde mırıldandı sanki kendi kendini rahatlatmak istermiş gibi. Arkasını döndü ve bir adım attı ki kendisinden yaklaşık beş adım ötede dar koridoru kapatan uzun boylu birini fark etti.

"Aaa, nereye Emrick? Daha karpuz kesecektik! Hem ondan sonra sen odana değil, beyaz ışığa gideceksin."

Emrick karşısındaki kişiye baktı, derin bir nefes aldı. Korkmuyordu. Korkmuyordu.

Karşısındaki adam gümüş maskesinin altından gülümserken tekrar konuştu, "Hadi, yiyorsa benim karşıma çıksın o katil demiştin, hadi!"

Emrick derin bir nefes alıp hızlı bir şekilde katile doğru yürüdü ve hızlı bir yumruk attı. Maskeli bunu küçük bir el hareketiyle engelledikten sonra güldü. Emrick daha da sinirlenirken bu sefer tekme attı, katil bunu da engelledi ve bıçağını çıkarıp tek hamlede Emrick'in karnına sapladı. 

***

Tüm öğrenciler ve hizmetciler yine ortak salonda toplanmıştı, kehanet dersinin üstünden 2 saat geçmişti ve tüm öğrencilere nerede iseler hemen gelmeleri söylenmişti. Ortak salondaki büyük masalarda oturuyorlardı ama Emrick yoktu. Aidan konuştu,

"Acaba uyuya mı kaldı?"

Min Seo yutkunurken mırıldandı,

"Umarım öyledir.

Alberta kafasını salladı,

"Gelirken odasının önünden geçtim. Kapı açıktı ve içeride yoktu. İçimde kötü bir his var."

Onlar kendi aralarında konuşmaya devam ederken Laura ve Layla büyük salonun kapısından içeri girdiler. Arkalarında hala gitmeyen Rolf ve Damon vardı ve ve Laura üstünde beyaz bir örtüyle örtülü bir şey olan bir sedye ittiriyordu. Layla'nın yüzü bembeyazdı. Laura da öyleydi ama onun yüzünde ayrıca büyük bir öfke vardı. Basaramamanın siniri.

Sedyeyle birlikte öğrencilerin tam ortasına geldiğinde konuştu.

"Yine bir adım geride kaldık."

Bir anda beyaz örtüyü çekti. Herkes çığlık atarken Calista yüzünü Alexander'ın boynuna gömdü. Lavinia ise Aidan'ınkine. Diğerleri ise hızla yüzlerini kapatmıştı.

Çünkü o örtünün altında olan şey çocuk Emrick'in derisinden ayrılmış vücuduydu.


Acaba katili bulmaya çalışıp birbirinizi falan mı suçlasanız? Kitabın amacı oydu...

21 LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin