Günümüz
"Rical git."
Yanıma gelen adım sesleriyle kafamı elimde ki kitaptan kaldırmadan konuşmuştum.
"Sen bu seste kitap okuyamazdın." dedi Rical. Kaşlarım çatılırken kitabın kapağını bir anda kapatıp kafamı kaldırmıştım. Ona sinirli bakışlarımı atarken cevap verdim.
"Haklısın. Eskiden kitap okuyabileceğim, kimsenin gelmediği sessiz bir yer vardı. Artık yok," Söylediklerimle moreli bozulmuş gibi durgun bir şekilde kafasını önüne eğdi. Masum rolü yaparken bile pezevenge benzediği için gram acıma duygum kalmamıştı.
Piç sevgilisini üstüme salıp, bana karşı onu korumadan önce düşünecekti gavat.
"İstersen Yeliz'in oraya bir daha gelmemesini sağlarım." derken yavaşça yanıma geçip oturdu. Kitabı omzuna vurarak yanımdan ittirdim.
"Git be yanımdan, bu ne samimiyet." dedim çirkef kadınlar gibi çıkan sesimle. Kitabı bir turda kafasına vurmayı ihmal etmemiştim. Kalkmak yerine elini önüne siper alarak kendini korumaya çalıştı. "Vallahi- Bir- Daha- Yapmayacağım-" Her vuruşum da teker teker kelime söylemesiyle anlık gülesim gelmişti ama üstün ciddiyet kabiliyetimle kendimi tutmuştum.
Hala yanımda boş boş oturduğunu görünce sinirli sesimle konuşmaya başladım. "Rical, inanamıyorum sana ya. Hala buradasın." Rical bir anda şirin gülümsemesini takınıp kolunu bankın sırt yaslama yerine attı.
Çapkın bir edayla, "Güzelim, yüzsüzüz dedik ya." dediğinde kısılan gözlerimle dik dik baktım.
Bakışlarımdan kesinlikle korkmuş olmalıydı. Ayrıca güzelim nedir be, bütün erkekler bir kelime öğrenmiş kafasına göre bütün kızlara kullanıyorlar. Kızlar güzelim kelimesinin hoşuna gittiklerini söyleyince ekmek çıktı tabi onlara da.
"Senin hala bir sevgilin vardı hatırladığım kadarıyla," dedim. İmalı bakışlarımın aksine havadan sudan konuşur gibi söylemiştim. Yanıma biraz daha yanaşırken eliyle ileriyi işaret etti. Yeliz, Bulut'a gülerek bir şey anlatıyordu. Bulut ise onun aksine ciddiydi.
"Yol verdim."
"İkinci kozunu oynuyor, baksana." dedim onları izlerken. Bulut, Yeliz'in yanından kaçmak ister gibi ayrılınca Yeliz'in gülümsemesi yüzünde donuk bir şekilde kalmıştı. Kafasını bu yöne çevirip burun kıvırarak bakmıştı bir kaç saniye. Ardından hızlı adımlarla yürüyerek uzaklaşmıştı görüş açımızdan.
"Yazık oldu, tek kaldın sende. Bir daha nerden bulacaksın böyle sevimli bir kızı." dedikten hemen sonra mırıldanarak devam ettim. "Böyle oyuncu olanını,"
Rical kolunu arkamdan çekip bir anda ciddi yüz ifadesiyle bana bakmaya başlamıştı. "Ada, neden bu kadar çıkışıyorsun anlamıyorum. Benden kurtulmak için okuldan giden sen değil miydin? Neden sürekli ima yapıp duruyorsun?"
Sürekli okuldan gittiğimi söylüyordu. Gitme sebebim kendisi bile olmamasına rağmen. Elimde ki kitabı sertçe bankın üstüne bıraktım. Ayağa bir anda dikilip, kafamı öne eğerek alayla güldüm.
"Senden kurtulmak için mi gittim gerizekalı?" Yüksek sesimle söylediğim şeyle anlık afallamıştı.
"Ne için gittin?" derken benim gibi ayağa kalkmıştı. Ses tonunda ki merak kendini o kadar belli ediyordu ki. Ama bu sorusunu cevaplayamazdım. "Boşversene." diyerek gitmek için geriye adım attım. Bileğimi nazikçe tutarak kendine çevirdi. Sarı bukleleri gözüne girmesini umursamadan öylece bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAVŞAK - Yarı Texting
HumorRıfkı ama Yavşak olan: Ya Ada gerçekten, 'Sadece yavşaklar girebilir!' diye grup açtıktan sonra beni alıp çıkmadın demi. Rıfkı ama Yavşak olan: Yapmadın bunu. Lezbiyen Ada: Ulan ibne, senin yüzünden bütün okul beni lez sanıyor. Lezbiyen Ada: Bugü...