-8-

996 37 14
                                    



    Bana bu kadar şey yapmasına rağmen yaptıklarım Jungkook'a çok ağırdı. Eğer şimdiki aklım olsa, asla yapmazdım...Keşke yapmasaydım...

***

   O sırada gözleri arkama takıldı. Döndüm. Tae..Elini tuttum. Yanağıma sulu bir öpücük kondurdu ve "Günaydın sevgilim." dedi. Beni bozmamasına, hatta aksine bu oyunu devam ettirmesine sevindim.

'Çok fena intikam alacağım senden Jungkook' diye geçirdim içimden ve günün neler getireceğini beklemeye başladım..

***

    Nasıl? Ben bu anı daha önceden yaşamamış mıydım? Etrafıma bakındım, her şey o anki ile aynıydı. Ama...Yaşananlar yaşanmamış olabilir miydi? Sadece bir kabus daha mıydı? Hayır, rüya olmadığını çok iyi biliyordum. Belki sadece korkutucu düşüncelerimdi? Bunların gerçekleşmesini istemiyordum, o zaman düşüncelerim de olamazdı...Off bilemiyordum.
    Şimdilik olayları akışına bırakacaktım, ama bir daha böyle şeylerin olmaması için kendime söz vermiştim.

***

    Kook bizi yalnız bıraktığı an Tae ye sarıldım. ''teşekkürler bozmadığın için, ama aklımda daha büyük şeyler var'' dedim. Beni karşısına alıp ''hadi yapalım şunu' dedi.

    Evet şu an kesinlikle daha önce yaşadığımız andı. Saati sordum. "Oh! Saate bak! 9 olmuş bile, kafeye yetişmemiz lazım!" Bir saniyeliğine duraksadım ve günü sordum. Aynı gündü...Hâlâ anlayamıyordum.

Dışarı çıkmıştık. Mecburen Jungkook da peşimizdeydi. Kafeye gitmeye başladık. 'Madem buradasın, sen de çalışacaksın.' diyerek bir önlük de ona uzattım. Tae nin eline elimi kitledim ve bizimkilerin yanına ilerledik.

Çocuklar ilk Jungkook a karşı sert çıkışsa da durumu anlatınca sakinleştiler. Ve Hobi nin gözü ellerimize kaydığında diğerleri de ona bakıyordu. Hepsi soran gözlerle bize odaklandığında Tae ye baktım. Kafa salladı.

"Çocuklar biz...Tae ile yaklaşık 2 aydır çıkıyoruz, söylediğim için üzgünüm aslınd-" konuşmam Hobi yüzünden yarım kalmıştı. "Haha Jimin daha iyisini bulamadın mı? İnanmamızı bekleme burada benim gibi biri dururken yani. Hehe yani öhm inanmıyorum size."

    Yanımızda Kook olduğu için bunu yapmak zorundaydık. Ama bu sefer, bir şeyleri değiştirmeyi denemeliydim, belki değişebilirdi?

    Yaklaştım ve Tae nin dudaklarına asıldım. O da elini yanağıma koyarak karşılık verdi. Dudağımı dişlediğinde uzun zamandır öpüştüğümüzü ve ayrılmamızın gerektiğini anladım. Bu sefer kısa bir öpücük olmuştu. Isırmasına izin vermeden ayrılmıştın ondan. Kafamın içinde geçmişte olan olayla birlikte şu an da yaşanıyordu ve- oh tanrım! Bu nasıl bir durum böyle?

Ayrıldığımızda herkes şok içinde bize bakıyordu. Jungkook un yüzü düşmüştü. Ama umrumda değildi. Hayır hayır hayır! Umrumdaydı. Onu umursuyordum, onun başına kötü bir şey gelmesini istememem de bunu kanıtlamıyor mu zaten? Geçen seferki şeylerin yaşanmasına izin veremezdim. Fazla ileri gitmiştik..

---

Zaman çok hızlı geçmişti. Çoktan eve dönmüştük. Şimdi sıra Jungkook u daha da bozmaktı.

    Sıradaki anı hatırlayınca kanım dondu. Bunu değiştirmeliydim. Y-yapamazdım..Onu tekrar o şekilde göremezdim- LANET OLSUN BUNLARI TEKRAR YAŞAYAMAZDIM!

Dont Leave Me//JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin