Selaaaaammm
Bu fic e 2019 da başlamıştım sonra 2 bölüm yazıp usendigimi farkedip taslaklarda bırakmıştım. Aklımda hep bı Larry kurgusu yazma fikri vardı bende burdaki bölümleri silip yeniden yazdım umarım hoşunuza gider iyi okumalar.
"Harry geç kalıyoruz"
"Yalnızca bir dakika daha yüzüklerimi bulamıyorum" Bir saat içinde bir ödül töreninde olmam gerekiyordu ama yüzüklerimi bulamıyordum. Onlarsız gitmek istemiyordum. Ayrıca alt kattan beni sıkıştıran Mitch de hiç yardımcı olmuyordu.
"Harry ben çok ciddiyim"
"Tanrı aşkına Mitch bekle" performans sergileyeceğim bir törene geç kalmak da istemiyordum o yüzden boşverip aşağı indim.
Aşağı iner inmez anahtarlığın altındaki komidin üzerinde yüzüklerimi gördüm. Onlara doğru hızlıca ilerleyip Mitch'e döndüm. "Burda olduklarını neden soylemedin"
"Görmedim ki." Diye yakındı ve beni kolumdan iterek evden çıkardı.
Arabadayken başka kimlerin performans sergileyecğine bakıyordum. Dua Lipa, Doja Cat, Lil nas x, Rosalia, Shawn Mendes ve sürpriz 3 isim daha vardı. O 3 ismi biz bile bilmiyorduk. Bir kategoride adaylığım vardı ama kazanacağımı pek sanmıyordum çünkü çok iddialı isimler ile yarışıyordum.
Çok geçmeden Tören yerine gelmiştik. Arabadan iner inmez yüzüme doğru parlayan flaşlardan kör olmamaya çalışarak içeri geçtim. Bu kadar yıl olmuştu ama hala flaş görünce tavşana dönüyordum. İçerisi de pek farklı sayılmazdı her gerde magazin vardı. Her attığım adım yine izlenecekti. Hoşuma gitmiyordu ama alışmıştım. Hayatımın bir parçası olmuştu.
İçerde bir kaç kişiye selam verdikten sonra beni kulise alıp hazırlanmamı söylediler. Rosalia'dan sonra ben cıkıcaktım. Daha vaktim vardı o yüzden Kuliste tek başına oturmak yerine bekleme salonuna geçtim ve bir kaç tanıdık ile sohbet ettim. Mitch'in nerde olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Kiwi'yi söylemeyi seçmiştim. Dolayısıyla Mitch büyük bir rol oynuyordu. İşin komik tarafı menajerim tarafından Mitch ile sahnede birbirmize sulanmamamız gerektiğini söyleyen bir mesaj almıştım. Ne yapabilirdim sahnede kendimi kaybedebiliyordum.
Çok gecmeden ana salondan alkış sesleri gelmeye başladı. Bu törenin başladığını gösteriyordu. Hazırlanmak için Kulise geçtim. Mitch de oradaydı. Sahnede giyeceğim kıyafet tam karşımda poşetin içinde asılıydı. Alıp kabine girdim ve giyindim. Bir kaç dakika sonra birisi kapıyı tıklattı.
"Harry beş dakika sonra çıkıyorsun"
*
Performans çok iyi geçmişti. Kısacık da bir konuşma yapıp benim için ayrılan yere geçtim. Önden 3. Sırada oturuyordum. Diğer şarkıcıların performanslarından önce birkaç ödül dağıtıldı. Daha sonra Dua ve Shawn da çıkıp şarkılarını söylediler sonra tekrar ödül dağıtımı. Törenler böyle giderdi. Törenleri daha çok afterpartyler için severdim. Ödül aldıktan sonra bunu zaman kaybetmeden kutlamak gibisi yoktur.
İsmi listede yazılı olan herkes performans sergilemişti. Sunucular -ki onlar da Gigi ve Taylor oluyordu- sürpriz isimleri açıklamaya başladılar. İlk sürpriz isim Halsey'di ikincisi Demi Lovato'ydu. Onu tahmin etmiştim çünkü kuliste görmüştüm. Son ödüller verildikten sonra töreni kapatması için 3. İsmi çağırıyorlardı. Herkes Elindeki karttan ismi okumak için insanları heyecanlandıran Gigi'ye bakıyordu. Kimse bana bu kadının yeni doğum yaptığına inandıramazdı. Gigi sonunda gereksiz heyecan yapmayı kesip ismi soylemeye karar verdiğinde oturuşumu dikleştirdim. Bende merak ediyordum.
"Final performansı için gecenin son sürpriz ismini buraya çağırıyorum. Beyler bayanlar işte Louis Tomlinson"
Siktir. Siktir . Siktir. Ne dedi o? Louis? Oturuşumu daha da dikleştirdim. Bunu beklemiyordum. Tanri aşkına kim onu sürpriz listesine koydu. Benim gibi konuk kistesinde olsa olmuyor muydu. En azından hazırlıksız yakalanmazdım. Dikkatimi sahneye vermeye çalıştım. Louis burdaysa dikkatler benim de üzerime çekilirdi. Bu her zaman böyleydi. Törenin başından beri nasıl davranıyorsam o şekilde devam edecektim. Sadece 4 Lanet dakika ve sahneden inecekti.
Sahne ışıkları döndüğünde ve dumanlar çıktığında alkış sesleri salonu doldurunca herkese uydum. Dumanlar azaldığında yavaş yavaş seçebiliyordum onu. Şarkıya girdiğinde tamamen net bir şekilde önünde durmus Deflences'ı söylüyordu. Onu en son ne zaman canlı olarak görmüştüm? 6 yıl önce mi? Yıllar sonra bir insanı tekrar gördüğünüzde özlediğinizi anlıyorsunuz ama bunu belli etmemem gerekti Az önceki performansları nasıl izlediysem bunu da öyle izlemek zorundaydım. İyi de az öncekileri nasıl izlediğimi bile hatırlamıyordum ki. Lanet olsun.
4 acı verici derecede gergin dakikadan Louis sahneden indi ve Taylor töreni kapattı. Eğlenceli olur diye düşündüğüm afterparty başlıyordu ama bu yaklaşık 10 dakika önceydi. En azından artık biraz daha rahattım çünkü canlı yayın kameraları 10 dakika sonra kapanıyordu ve magazin kameralari da sınırlandırılmıştı. Gözlerim direk Mitch'i aradı. Onu bulayınca başka bir tanıdığa sormaya karar verdim. Parti salonuna giden koridorda Mitch'in geçen sene benimle tanıştırdığı bir senaristi gördüm.
Önce selam verdim sonra "Mitch'i gördün mü? Buralarda olması gerekiyordu." Diye sordum.
Biraz düşündükten sonra "Sanırım en son doğu kapısının orda birileri ile konuşuyordu" dedi.
Ona teşekkür ettim. Arkamı dönüp kapıya doğru ilerleyecektim birine çarptım. Kafamı kaldırdım özür diledim. "Özür diler- Louis?" Ciddi olamazsın.
Harika bin kisilik salonda Louis'ye çarpmıştım. "Harreh?" Dedi yarı neşeli yarı şaşkın bir sesle.
Etrafınızdaki kameraların sesi her zamankinden fazla geliyordu. Ve tahminime göre canlı yayın kameraları hala açıktı. Eğer şuan bir şey yapmadan birbirimizi izlmeye devam edersek kesinlikle alay konusu olacaktık.
Hafifçe gülümsedim. "Nasılsın?" diyerek kollarımı açtım. O da bana doğru yaklaştı ve sarıldık.
"İyi" dedi gülümseyerek.
Daha sonra omzuna vurup "Sonra görüşürüz" diyip gitti. Görüşürüz müydük? Bunca yıl sonra. Yoksa sadece durumu kötüye götürmemek için mi öyle demişti.
Tekrar Mitch'i aramaya koyuluyordum ki karşıdan geldiğini gördüm. İyice yanıma geldikten sonra onu azarlamaya başladım.
"Bir kaç dakika önce gelsen olmaz mıydı?"
"Ne oldu ki?"
"Louis ile çarpıştım. Seni arayayım derken. Son ismin o olduğuna inanabiliyor musun?"
Mithc kafasını kasimaya başladı. "Aslında bakarsan sana mesaj attım. O sahneye çıkmadan bir kaç dakika önce öğrendim. Hala kulisteydim. Ama görmedin"
Derin bir nefes verdim. "Dünyanın en önemli ödül gecesinde çıkarıp telefon ile mi oynasaydım"
"Her neyse ben üzerime düşeni yaptım. O kadar insan içinden çarpmak için onu seçen sensin Harold."
Haklıydı. Acaba planlı gibi mi görünmüştü. Öyle görünmese bile magazin bunu yarına kadar hallederdi. Yarınki haberleri tahmin edebiliyordum. Kesinlikle yalan dolu bir sabaha uyanacaktım. Bunları düşünmeyi bırakıp parti alanına doğru gittim.
Huh... İlk bölüm bitti. İlk bölümlerde hep gergin oluyorum ve yazdığımı toparlayamıyorum umarım iyi olmuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖎 𝖓𝖊𝖊𝖉 𝖞𝖔𝖚 𝖎𝖓 𝖒𝖞 𝖇𝖑𝖔𝖔𝖉𝖘𝖙𝖗𝖊𝖆𝖒 (Larry Stylinson)
FanfictionHarry ve Louis yıllar sonra bir ödül töreninde karşılaşır.