f o u r t e e n

383 33 13
                                    

"Aman tanrım Zayn ciddi olamazsın. Gerçekten gidiyor musun?" Liam Zayn'i çekiştirerek engel olmaya çalışıyordu ama Zayn gayet kararlı görünüyordu.

"Liam hadi ama bırak beni" Zayn kolunu Liam'dan kurtarıp küçük sırt çantasını da alıp odadan çıkmak için adım attı ama sol bacağı yere hareket etmiyordu. Ayağına baktığında Liam'ın bacağına yapışmış olduğunu gördü.

"Liam ciddi misin? Büyüdüğümüzü sanmıyordum." Zayn bacağını çekti ama Liam bırakmadı.

Liam Zayn'i daha sıkı sararak "Hayır gitmene izin veremem. Bir şeyleri çözmeden asla. Çözdükten sonra da gidemezsin. Gitmene bir kere izin verdim ve pişman oldum. Bu ikinci kere olmayacak."  Dedi.

Liam şuan evdeki durumlardan bahsediyormus gibi görünse de Zayn onun aslında neden bahsettiğini biliyordu. "Yapma Liam. Düzeltecek bir şey kaldığını sanmıyorum. Harry ve Louis'nin kavga sesleri buraya kadar geliyordu duydun. Bu saatten sonra hiç birimiz bir şey düzeltemeyiz."

Liam Zayn'in gitmeyeceğinden emin olup bacağını bıraktı ve ayağa kalktı. Zayn geri yatağa oturduğunda Liam da onun yanına oturdu. "O bahsettikleri Harry ve Louis. Onlar bir şekilde anlaşmanın yolunu bulurlar sen şuan kendini düşün. Hepimiz buraya grubu birleştirmek için toplandık ve sen kabul etmezsen bizde etmiyoruz."

"Ve bunu bana soylemediniz bile."

"Seni aradığımızda söyleseydik gelmezdin. Önce Louis ile aranı düzeltmenizi istedik. Tabi ikinizde pek buna yanaşmadınız."

Zayn iç çekti. "Eskisi gibi olmayı bende istiyorum Liam. Louis ile bu şekilde olmak benim de hoşuma gitmiyor ama hepimiz de biliyoruz ki aranızı düzeltsek bile asla eskisi gibi olmayacak. Araya giren bir soğukluk var ve ısınması çok zaman alacak."

"En azından aranızdaki buzları eritmek için bir adım atın. Louis şuan Harry yüzünden de biraz üzgün ve sinirli o yüzden belki de ilk adımı senin atman gerekiyordur. Hepimizi yine beraber görmek istiyorum Zayn. Eski günlerdeki gibi hepimiz iyi anlaşalım istiyorum." Liam bunları söylerken Zayn'in elini tuttuğunu farketmemişti bile.

Belli ki Zayn de farketmemişti. Birbirlerinin gözlerinin içine baktıklarında Zayn elindeki sıcaklığı hissedip boğazını temizleyerek elini geri çekti. Hala sırtında olan çantasını çıkarıp yatağa attı. "Pekala senin için kalıcam. Ayrıca Louis ile işleri yoluna koymak için de çaba göstericem. Fakat tekrar bana ters düşüp gerginlik çıkarırsa bu iş biter."

Liam sevinçle gülümsedi. "Oh be gitmiyorsun. Merak etme Louis ile de konuşurum ben. Sende şu geri dönme işini düşün."

"Bakarız." Dedi Zayn düz bir tonda

Ama Liam o tonu biliyordu. Bu ton sonunda ikna olacağını bildiği ama kendinden ödün vermediği için istemem yan cebime koy tonuydu. Ama Liam bunu halledecekti.

***

Harry

uyanmıştım ama gözlerimi açmayacak kadar tembel hissediyordum. Hem başım ağrıyordu hem de gözlerimin şişliği ağırlık yapıyordu. Dün geceyi düşünmeye çalıştım ve Louis'nin kapısına nasıl gelip de yanında uyuduğumu hatırlayınca gözlerimi bir anda açtım. Hala Louis'nin yanındaydım.

Gözlerimi açtığımda Louis'nin gözlerinin açık olduğuna ve bana baktığına yemin edebilirdim. Hafifçe doğruldum ve ona baktım. Dudaklarının hafif hareketleri ve yutkunma sıklığından bile uyuma numarası yaptığına emindim. Bu adam hala onu tanımadığımı falan mı düşünüyordu acaba.

Anladığımı belli etmedim. Onu rahatsız etmemeye çalışır gibi yataktan kalktım ve odadan çıktım. Evet uzun süre sonra aldığım en iyi uyku buydu. Onun kokusuyla ve onun sıcaklığı ile uyumayı o kadar özlemiştim ki. Yine de gece yaptığım şey biraz utanç vericiydi o yüzden gitmem getirmiş gibi hissettim. Konuşma işini kahvaltıdan sonraya bırakabilirdik.

Üzerimi hiç degistirmeden aşağı indim. Zayn ve Liam tost makinesinin başında bekliyorlardı. Zayn'in hala burda olacağını düşünmemiştim. İçten içe hala beş kişi olduğumuz için çok mutluydum.

"Günaydın." Dedim sonra Zayn'e baktım. "Gitmemişsin."

Eliyle Liam'ı gösterdi "Onun sayesinde"

Liam gülümsedi "bacağına yapışmam gerekti. Mecazen demiyorum"

Nedense bu ikisi sevişmiş ya da yakında sevişecek gibi hissediyordum. Liam'ın dediği şeyi ciddiye almayıp Zayn'e sarıldım. "Gitmemene sevindim dostum. Zaten gitsen de muhtemelen seni şimdiye seksen kere arayıp geri getirmiştik."

"Bir şeylerden sonsuza kadar kaçamam değil mi?" Dedi.

"Louis ve sen?" Diye sordu Liam. "Sesiniz pek de iyi gelmiyordu"

Omuz silktim. "Merak etme biz hallederiz." Dedim. Detayları vermeye gerek yoktu. "Niall nerde?"

"Uyanmadı daha." Liam tostları tabaklara koyuyordu.

O sırada mutfağın kapısından Niall girdi "Of yemek kokusu en sevdiğim."

"Al sana Niall" dedi Zayn ve güldü.

Niall Zayn'i gördüğünde "Hala burdasın. Seni yerim" dedi ve boynuna atladı.

Çok geçmeden Louis de indi ve yemeğe başladık. Yemekte kimse dünden bahsetmemişti. Edilmesini de istemezdim çok gergin dakikalardı. Zayn'in düne rağmen Louis ile az da olsa muhabbet etmeye çalışması da gözümden kaçmamıştı. Liam ne yapmıştı böyle bu çocuğa?

Yemekten sonra çocukların görmez bir yanından Louis'yi çağırdım. Üst kata kadar beni takip etti. Müzik odasına girip bir tabureye oturup öbürünü de karşıma çekip Louis'ye oturmasını söyledim.

"Bu konuşmayı yapacağımıza inanamıyorum. Bunun asla olmayacağını düşünmüştüm." Dedi birkaç saniyelik sessizlikten sonra.

"Asla asla deme Louis. Asla." Oturuşumu dikleştirdim. "Pekala şimdi bana o Simon atı ile yaptığın o anlaşmayı her detayı ile anlatıyorsun.

Ve Louis hiç sorgulamadan anlatmaya başladı. Neredeyse Niall'ın bana anlattığı şeylerin aynısıydı Louis sadece daha detaylı anlatmisti. İlk duyduğumdaki gibi olmasa da yine etkilemişti beni. Yıllarca inandığınız şey aslında hiç tahmin etmediğiniz bir şey çıksa siz de kolay hazmedemezdiniz.

Louis anlatmasını bitirdiğinde gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Bunu yapmam doğru muydu bilmiyorum ama kendime engel olamadım ve kalkıp ona sarıldım.

"Özür dilerim Louis. Simon sana tüm bunları yaşatırken ben keyfime baktığım ve bencilce seni suçladığım için. Özgürlüğünü benim için başkalarına teslim ettigin için. Buna rağmen hep sana kızdığım için. Bir cevap aramak olaya sakince yaklaşmak yerine geride bırakıp ağlamayı seçtiğim için. Benim yüzümden yaşadığın her şey için özür dilerim. Bu zamana kadar elimden bir şey gelmedi ama bu saatten sonra senin kılına bile zarar gelmemesi için yapabileceğim her şeyi yapacağım söz veriyorum.

Biraz Ziam' a da değinmek istedim bu bölüm onları ihmal ettiğimi farkettim.





𝖎 𝖓𝖊𝖊𝖉 𝖞𝖔𝖚 𝖎𝖓 𝖒𝖞 𝖇𝖑𝖔𝖔𝖉𝖘𝖙𝖗𝖊𝖆𝖒 (Larry Stylinson)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin