"Lou?"
"Louis sana diyorum Nerdesin?"Konserin bitiminde Harry kulisin her yerinde Louis'yi arıyordu. "Louis?"
O Koridora 3. Girişiydi ama sevgilisi ortada yoktu. Aramaktan vazgeçip çocukların yanına sahne arkasındaki odalarına geri döndü. Liam ve Niall koltukta oturmuş Liam'ın telefonundan bir şeye bakıyorlardı. Harry onlara yaklaştı ve Louis'yi sordu.
"Louis'yi gördünüz mü? Konserden sonra hiç görmedim ve birazdan araçlarımız gelicek."
Liam doğruldu "Simon yanına çağırmış."
"Tek onu mu?"
"Evet bende aynısını sordum ama söyleyen kız nedenini bilmediğini söyledi." Dedi Liam.
Harry birazdan gelir diye düşünüp önünde duran 4 makyaj masasından birine oturdu. Eskiden orda 5 masa olurdu. Zayn gittiğinden beri Harry'nin içinde bir boşluk vardı. Hepsinin içinde vardı ama sanki Harry hepsinden fazla etkilenmiş gibi hissediyordu. Üzerinden bjr kaç ay geçmiş olmasına rağmen Harry her şeyde Zayn'i özlüyordu.
Bir kaç dakika sonra kapı açıldı ve Louis içeri olabilecek en ruhsuz ifadeyle girdi. Harry gülümsedi. "Sonunda. Kulisin her yerinde seni aradım."
Niall Liam'ın yanından kalkıp Harry'nin yanındaki masaya yerleşti. "Ee ne diyormuş bizimki?" Diye sordu. Harry ona bakmıyordu ama göz devirdiğini hissedebiliyordu.
Louis onlara bakmadan odanın öbür ucunda yöneldi. "Hiç" dedi durgun ve dümdüz bir tonla
"Ne demek hic?" Diye sordu Harry. Tek kaşı havaya kalkmıştı
"Önemli bir şey değil Lottie bana bjr şey bırakmış onu aldım." Dedi.
Harry bu cevaba hiç inanmamıştı. Bir şeylerin ters olduğu belliydi. Araçları geldiğinde kulisten çıkarıldırken Louis geriden yürüyordu. Yüzü çok asık duruyordu. Harry adımlarını yavaşlatıp Louis'ye yanaştı.
"Neyin var?" Diye sordu.
Louis ona bakmadı bile. "Çocukların yanına dön Harry birazdan kameraların arasında olacağız"
"Bir sorun var Louis. Anlat bana"
"Git Harry" Harry donup kaldı ve Louis yürümeye devam etti. Louis hayatında hiç Harry'e öyle davranmamıştı. Tanıdığı Louis asla Harry'i terslemezdi. Louis ona kıyamazdı. Bir şeyler olduğu kesindi.
Stadın çıkışına geldiklerinde Harry diğerlerine yetişmişti. Korumaları hepsinin etrafına geçmişti. Hayranlarının sesleri net bir şekilde duyuluyordu. Kapıdan adım attıkları anda yüzlerine doğru flaşlar patlamaya başladı ve çığlık sesleri yükseldi. Bir kaç hayran fotoğraf çekmek için telefonlarını uzattı. Harry ve Niall telefonları almak için hamle yapsalarda korumalar izin vermeyip onları araçlarına götürdüler. Genelde böyle yapmazlardı en azından imza vermenize falan izin verilirdi. Bu günde kesinlikle bir tuhaflık vardı.
Eve geçtiklerinde hepsi bitmiş haldeydiler o yüzden hiç konuşmadan yataklarına gittiler. Harry her ne kadar uykulu olsa da konuşmak için Louis'yi bekledi. Hep beraber uyurlardı. Bir çocuk için gece lambası ne ifade ediyorsa Louis'nin kokusu da Harry için aynı şeyi ifade ediyordu. Onsuz uyuduğu geceler çok rahatsız oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝖎 𝖓𝖊𝖊𝖉 𝖞𝖔𝖚 𝖎𝖓 𝖒𝖞 𝖇𝖑𝖔𝖔𝖉𝖘𝖙𝖗𝖊𝖆𝖒 (Larry Stylinson)
FanfictionHarry ve Louis yıllar sonra bir ödül töreninde karşılaşır.