1.Bölüm"1.Ay"

92 9 0
                                    

''Bu gece de burada mı kalacaksın?'' Başımı evet anlamında salladım, daha sonra orada oturmaya kaldığım yerden devam ettim. Onu kesintisiz izliyordum. Cafer umutsuzca başını salladı ve Ozan'a döndü. Beraber eve dönerlerken Cafer'in yakındığını duyabiliyordum.''Bu çocuk iyice kendini kaptırdı Ozan, ne yapacağımı bilmiyorum artık.'' Daha sonra o uzun koridordan yavaş yavaş kayboldular.

Bulunduğum oda küçüktü. Duvarda küçük bir ayna bulunuyordu. Ayağa kalkıp aynadaki yansımama baktım. Gözlerim uykusuzluktan kızarmıştı, ister istemez yüzümü buruşturdum. Tekrar ona döndüm ve yerime yerleştim. Bir hemşire içeriye girdi ve birkaç kontrolden sonra geri çıktı.''İçeri girebilir miyim?'' diye sordum. ''Neyi oluyorsunuz?'' diye sorduğunda içeri girmek için bir yalan uydurmam gerektiğini anlamam zor olmadı.''Sevgilisi, üç senedir.'' dedim 'üç'ü iyice bastırarak. Kadın bir süre bana ve kıza baktı. Başını olumlu anlamda salladığında zafer edasıyla içeriye girdim.

Arkamı döndüğümde kadın çoktan odadan çıkmıştı. Bulunduğumuz yerdeki saate baktım ve saatin 23:19 olduğunu fark ettim. Hastane koridorları bomboştu, korku filmlerindeki hastaneler gibiydi. İster istemez insanın içinde bir ürperti oluşuyordu. Adının Şehval olduğunu öğrendiğim kıza göz gezdirdim. Şehval ismi pek bilinen bir isim değildi. İlk başta Şevval olduğunu düşünsemde adı Şehval'di. Adı gibi farklı bir kıza benziyordu. Bir aydır buraya geliyor ve onu ziyaret edip duruyordum. Evet, bugünle beraber tam bir ay olmuştu. Ama hala komadan çıkmamıştı. Fazla bilgi alamamıştım. Doktorlar her şeyin ona bağlı olduğunu söyleyip savaşmayı bırakmıştı. Normal bir insanın bu kadar süre komada kalması normal miydi? Her gün buraya geliyor, hayatımda olan her şeyi ona anlatıyordum. Beni duyup duymadığı konusunda emin değildim. Onu ilk gördüğüm zamandan beri onu seviyordum. O gece, yani kaza gecesi iyice saçmaladığımı düşünmüştüm. Ama sonradan bu hislerimden emin olmuştum ve bu açıkcası canımı çok fazla yakmıştı.

Onu seviyordum. Açık kahve saçlarını seviyordum. O sadece bir defa gördüğüm gözlerini seviyordum. Uyan Şehval, uyan ki o gözlerinin içinin güldüğünü bir kere görebileyim. O iyi miydi, değil miydi anlayamıyordum. Sadece buraya geliyor, hissettiğim her şeyi anlatıyor ve gidiyordum. Sadece ona onu sevdiğimi söyleyemiyordum. Bu cesareti kendimde hiçbir zaman bulamayacağımı düşünüyordum. Uyuyor olsa bile.

''Selam Şehval, yine ben. Sıkıldın mı benden?'' Güldüm. Ona bağlı bir makinenin sesi odayı kaplıyordu ve yankı yapıyordu.''Oysa ben sıkılmadım senden. Hem senden başka kimim var benim bunları anlatacak? Ben sıkıcıyımdır, konuşmayı da beceremem. İnsanlar benden sıkılır. Ama şimdi düşünüyorum da, sen sıkılsanda umrumda olmaz benim. Yeter ki aç gözlerini. Sende sık beni, bunalt. Ama böyle kalma. Sen de anlam veremiyorsun değil mi? Ben neden senin yanındayım? Aslında bunu bende bilmiyorum. Bunun cevabını arıyorum. Bir aydır anlam veremediğim bir arayıştayım. Hastaneleri sevmem, ama günümün hepsi buralarda geçiyor. Her şey senin için. Ailen yok mu? Arkadaşların? O partide konuştuğun arkadaşın? Hiçbiri gelmedi, neden? Kimsem yok diye uyanmak istemiyorum deme. Bak ben buradayım, istersen uyandığında da uzaklaşmam senden.''

Başımı yavaş yavaş zayıflamakta olan Şehval'den çekip duvara çevirdim.''Komik değil mi?'' daha sonra yere eğdim başımı. Ayakkabılarımı dikizlemeye başladım.''Belkide bu şekilde tanışmamız gerekti. Bilmiyorum, hiçbir şeye tam olarak anlam veremiyorum. Sadece.. Sen olmadan önceki hayatıma şöyle bir bakıyorum da, hiçbir amacım olmadan yaşamışım. Seni gördüğümden, burada kaldığımdan beri bir amacımın olduğunu hissediyorum. Gitme olur mu? Yine o boş hayatıma bırakma beni. Şu anda kalbin atıyor, bu bile benim için önemli. Yaşıyor olduğunu bilmek önemli.''

Güldüm ve o gün topuz yaptığı saçlarını hatırladım. Çok doğal bir görüntüsü vardı. Şimdi üzerinde farklı kıyafetler bulunuyordu ve saçları açıktı.''Sanırım sana bağlandım. Nasıl oldu bilmiyorum, ama bağlandım. Bundan eminim.'' Elimi eline götürdüm. Çok soğuktu. Siyah ojeleri hala yepyeni sürülmüş gibiydi.''Komik olanda bu.'' dedim. ''Ben siyah, sen maviydin. Ben sana, sense kendine bağlıydın.''

Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Onunla geçireceğim 12. geceydi. Ondan önce eve gidiyordum ancak uyuyamıyordum. Aklım hep onda kalıyordu. Bir şey oldu mu diye düşünüp gece boyunca kendimi yiyordum. Cafer bu konuda bile ciddi halini takınmıştı. Benim için endişelenmişlerdi. Ama ben mutluydum, onun yanında üzgün hissetmek gibi bir aptallığı yapamazdımda zaten. Mutluluğum o kadar fazlaydı ki, ona da bir parça vermeliydim. Belki asabi olmaktan çıkar ve neşelenir diye düşünüyordum.

Aldığım nefesi geri verirken,''Mutlu olmak çok zor, yemin ediyorum, yapamıyorum. Geceleri seninle ilgili hayaller kuruyorum. Sonra gerçekliğe dönüp bakıyorum, umutsuzca başımı sallıyorum. Olmuyor. Bir ay bir sene gibi geliyor. Sonra hatırlıyorum. Hayatı siyahken mavi hayaller kuramaz insan. Gülüp geçiyorum.''

Odadan çıkmak için hareketlendim. Burası normalden daha soğuktu, üşümüştüm. Ten rengi beyaza dönüşen, sevdiğimi düşündüğüm kıza bir süre öylece baktım.''İyi uykular.'' Kapıyı ardından kapattım ve küçük bekleme odasındaki beş sandalyeye uzandım. Buradan odayı görebiliyordum. Onun kapalı olan gözlerini, beyaz tenini buradan tam olarak izleyebiliyordum. Yine onu izleyerek, öylece uyumak benim için bir şanstı. Böylelikle huzurlu bir şekilde uyuyabiliyordum.

Bu hikaye kısa bir hikayedir. Kaç bölüm olacağı belli değil. Uyanıp uyanmayacağı da sizlerin elinde. Bu bölüm daha çok geçiş gibi bir şeydi. Diğer bölümde, yani''2.Ay'' da görüşmek üzere sevgili okurlarım. :) ♥

Siyahıma Mavi Olur Musun? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin