4.Ayın sonunda, doktorlar iyice umudu kesmişlerdi Şehval'den. Ben hastaneden tamamen çıkmıştım, ancak ne dışarı çıkmak istiyordum ne de hastaneye gitmek. Şehval ile artık yakın olmak istemiyordum çünkü onun öleceğinden bende artık emindim. Artık içimde ufacık bir kırıntı kalmamıştı ve bu duygu benim canını çok yakıyordu. Halbuki onun uyanacağına en çok ben inanırdım. Cafer ve Ozan gelip birkaç defa konuşmayı denemişlerdi. Hatta Cafer'in eve kız getirdiğini bile görmüştüm ancak onlarda artık umudu kesmişlerdi benden. Şehval bir deri bir kemikti. Yüzü iyice soluyordu ve ben onu onbeş gündür görmüyordum.
Yanına gidemiyordum. Ondan uzak kalıp acımı içimde yaşıyordum. Ne zaman bu duygulardan kurtulacaktım bilmiyordum ama yorgun hissediyordum kendimi. Şehval'i tanımadan böyle bir durumdaysam kim bilir onu tanısaydım ne olacaktı. Aklıma bu duygular gelirken Ozan'ın işten geldiğini gördüm. Yine üzerindeki yorgunluğu atarcasına yığılmıştı koltuğa. İç çekerek bana bakarken ona baktığımda bakışlarını televizyona çevirdi."Gizem ile bitirdik." dediğinde başımı bunu beklercesine salladım."Sürekli bu durumu erteliyordum ama en sonunda onsuz gerçekten yaşayabileceğimi düşündüm. Cafer için ondan ayrılarak iyi bir şey yaptığımı düşünerek kendimi avuttum." İçini bana dökermiş gibi bir ifadesi vardı. Sesimi çıkarmadan onu dinliyordum.
"Bunları sana anlatmak ne kadar doğru bilemem, senin ilişkin veya platonik aşkın zaten başından aşkınken bir de sana böyle bir durumda içimi dökmek aptalca olur." Bir şeyler söylemek istesem de sadece susmuş ve sesli bir şekilde yutkunmuştum."Cafer nerede? Yine bir kızı mı beceriyor yoksa..."dedi tebessüm ederek.
"O işleri bıraktı artık..."dediğimde afalladı. "Hastaneye gitti. Şehval'i görmek için."
Başını olumlu anlamda salladı. "Bu gece bara gideceğim. Gelmeyeceğini biliyorum ama, gelmek ister misin?" diye sorduğunda başımı anında olumsuz anlamda salladığımda gülümsedi. Daha sonra gözlerindeki hüzünü seçebilmiştim."Çok sadıksın sevdiğin insana, eğer o kıza bir şey olursa seni düşünemiyorum..."dediğinde benimde yüzüm düşmüştü. Ayağa kalkıp yanıma kadar geldi, elini omzuma destek edercesine vurdu."Ama ne olursa olsun yanındayız."dediğinde biraz da olsa iyi hissetmiştim ama bir yanım Şehval'i merak etmiyor değildi.
Akşam saatlerine kadar ne Cafer'i görmüştüm ne de başka birini. Ozan iyice hava kararınca üzerini şık bir şekilde giyinip saçlarını düzeltmiş ve çıkmıştı. Evden çıkmamam gerektiğini iyice de tembihlemişti. Bu sefer böyle bir şeyi düşünmüyordum. Sadece uzanıp dinlenmek istemiştim. Cafer'in bu saate kadar eve gelmemesi beni çok korkutuyordu. Telefonumdan oyun oynamaya başladım ama gözlerim hep saatteydi. Kazadan kalma bacaklarımda birkaç iz vardı. Sol ayak bileğim hala acıyordu, bu nedenle hâlâ hafif titriyordum.
Aklım sürekli Şehval ve açık kahve saçlarındaydı. Çok zor zamanlar geçiriyordu. Onu aldattığını düşündüğüm eski sevgilisi geldi aklıma. Ama herhangi bir şey hissetmiyordum kin dışında. Yumruğumu sıktım. Ya belki de gerçekten sadece bir takıntıdan ibaretse diye düşünüyordum. O gün gözlerimin önünde tekrar ve tekrar canlanıyordu. Benim yüzümden orada durmuştu. Bundan dolayı sürekli rüyamda görüyordum o anı... Çok suçladım kendimi bu konuda. Onun bir ailesi varsa da ilgilenmiyordu kimse onunla. Belki de gerçekten kendi halinde bir kızdı diye düşündüm. Peki o nasıl biriydi? Nelerden hoşlanırdı? Bunları bilmeyi çok isterdim. Orada ne işi vardı peki? Belki de sevgilisinin çoktan onu aldattığını düşünüyordu... Bu çok acı verici bir şey olmalıydı. Sanırım onun sevgilisi olsaydım asla böyle bir şey yapmazdım dedim kendi kendime. Gülümsedim sonra. Takıntı veya değil, bağlanmıştım ona. Kalbimi vermiştim, her şeyimi anlatmıştım o uyusa bile.
Onu düşünürken oyunu unutuvermiştim bile. Oyunda yandığımı görünce hafif bir tebessüm belirdi yüzümde. Gözlerimin içinin güldüğünden emindim. Peki Şehval'in sevgilisi nasıl biriydi de onu hiç düşünmemiş yanına gelmemişti? Böyle şeyler benim başımın etini yiyordu. Her gün böyle şeyler düşünüp ruh halimin değişmesinden artık yorulmuş hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahıma Mavi Olur Musun?
Short Story''Her insan farklı bir bakış açısıyla bakar hayata. Kimi yıldızları izler durmadan. Kimi de eşsiz parlaklığıyla etrafı aydınlatan ayı. Ben diğerlerinden farklı olduğumu bu sözleri okurken bile anlamıştım aslında. Ben ne yıldızları, ne de ayı takip e...