2.Bölüm "2.Ay"

95 7 1
                                    

''Sana o lanet kız yüzünden hastalanacağını söylemiştim.''

''Ona lanet deme!'' dedim burnumu bininci kez çekerken.''Onun için ölmeye hazırım ben. Hem ölürsem ödeşmiş oluruz.''

''Ben doktorun yazdığı ilaçları almaya gidiyorum. Eğer evin dışına bir adımını atarsan seni şurada sikerim.'' diyerek sinirle evden çıktı Cafer. Yerime iyice sinerken ona bir şey oldu mu diye düşünüyordum. İki gün önce hastalanmıştım ve bugün zorla beni eve getirmişlerdi. Ozan hastaneye bıraktıktan sonra işe gitmişti, tüm iş Cafer'e kalmıştı. Eminim evin kapısını dıştan kilitlemişti. Dışarı çıkıp onun yanına gideceğimi biliyordu.

Telefonumu çıkartıp onun komadaki halinin fotoğrafına baktım. İfadesiz bir şekilde öylece yatıyordu. Ölü gibiydi, ona baktığımda bende ölüyormuş gibi hissediyordum. Bu acı anlatılamaz derecede büyümüş, tüm vücudumu kaplayacak hale gelmişti. Hava yeni yeni açılıyor derken bugün tekrar yağmur yağdığını fark etmiştim. Sanki gökyüzü benim durumuma acımış, daha fazla dayanamayıp ağlamaya başlamıştı. Bunlardan daha kötü olan bir şey varsa o da bunların daha yeni başladığını düşünüyor olmamdı.

Telefonuma gelen mesajla fotoğrafa bakmayı bıraktım. Yine Dilek mesaj atmıştı, bıkkınlıkla mesaja girdim.

Kimden: Dilek

Hala o kızı mı umursuyorsun? Anlam veremiyorum. Onda olup bende olmayan şey ne?

Daha fazla dayanamadım. İki aydır mesaj atıp duruyordu, sayamayacağım kadar aramıştı ve bir süreden sonra gına gelmişti. Bu kızda sahip olamamayı yedirememe gibi bir takıntı vardı, bunu çözmek zor değildi. Benimle yatana kadar devam edecekti. Ama anlamadığı bir şey vardı. Ben diğer erkekler gibi onu becermek istemiyordum. Ben kimseyi becermek istemiyordum. Ben saf olan duygularımla birini tam anlamıyla sevmek istiyordum.

Kime: Dilek

Onda beni kendine çeken bir şeyler var. Üzgünüm Dilek, aradığın erkek ben değilim. Benimle uğraşmaktan vazgeç.

Bıkkınlıkla nefesimi verdim. Çok geçmeden telefon titreyince gözlerimi tavandan telefona çevirerek mesajı okudum.

Kimden: Dilek

Böyle saf rollerini oynamayı bırak, Burak. O kızı o gün bende gördüm. Ne güzel, ne de seksi. Bir çekiciliği yok. Bu kızın yanında olma sebebin suçluluk duygusundan ibaret. Bir gün ne demek istediğimi anlayacaksın.

Kaşlarımı çattım ve sindiğim yerden oturuşumu dikleştirdim. Bir süre mesajı okuyup durdum. Bu kızlar gerçekten aptaldı. Bir şeyi defalarca, detayına kadar her ihtimali düşünüyorlardı. Biz erkekler ne hissettiğimizde kesindik; seviyorsak seviyorduk, sevmiyorsak sevmiyorduk. Bizler için bunlar çok basit şeylerdi.

Kime: Dilek

Bana bak, bir daha o kız hakkında bir şey söylersen seni öldüresiye sikerim, bir daha ayağa kalkamazsın, götünün üzerine oturamazsın. O kız senden ve diğer kızlardan kat ve kat güzel. Çünkü o kızın kalbi güzel, güzelliğin ne demek olduğunu bilecek kadar akıllı. Şimdi ne yaparsan yap, bir daha da bana mesaj atma.

Şuna bak, komada yatan bir kızı koruyordum. O kızla hiç konuşmamıştım, ne düşündüğünü bilmiyordum. Ama o anki masumluğunu fark etmem zor olmamıştı. Ne tercih ettiğini, ne düşündüğünü giyindiği şeylerden anlamak o kadar da zor değildi.

Kimden: Dilek

Baksana, sana ihtiyacım yok. Seksiyim, sarışınım, inanılmaz derece mükemmel gözlere sahibim ve bakımlıyım. Daha ne isteyebilirim ki?

Siyahıma Mavi Olur Musun? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin