< 13 >

3.8K 406 242
                                    


🎶

"Felix?"

Duyduğum ses yere çivilenmiş gibi durmama sebep olmuştu . Gözlerim Hyunjin'in şaşkın bakışlar atan gözleriyle buluşunca utamcımdan yok olmak istemiştim. Kelimenin tam anlamıyla yok olmak istiyordum şu an .

"ARKANI DÖN!"

Hyunjin bağırdığım -ki utancımdan bağırıyordum - için irkilerek arkasını dönmüştü. Yine de gülümsediğini görmüştüm. Içimden milyonlarca kez küfür ederken hızlıca üstüme bir şeyler giydim ve yatağa girerek yorganı kafama kadar çektim. Gerçekten salağın tekiydim. Düşünmek bile istemiyordum bunu. Resmen hayatımdaki en büyük rezilliği yaşamıştım.

Yatağın diğer tarafında bir çöküklük hissetmiş ve yorganı daha çok kafama çekerek iyice küçülmüştüm. Duyduğum kıkırtı utancımı ikiye katlamıştı. Tamamen kızardığımı hissediyordum.

"Bu kadar utanmana gerek yok"

Yüzümü yastığa bastırarak "Of resmen karşında çıplak kaldım " dedim. Büyük ihtimalle ne dediğimi anlamamıştı.

"Benden neden utanıyorsun ki ?"

Nefes almak ve konuşabilmek için yüzümü yastıktan çektim ama hala sırtım dönüktü .

"Niye utanmayayım?"

"Benden utanmana gerek yok . Ama utanınca da çok şirin oluyorsun bilemedim şimdi. "

"Daha fazla utanmak istemiyorum. Olanları unutabilir miyiz?"

"Bana dönersen unuturuz"

Niye ona dönmemi istiyordu? Zaten utanıyordum , yüzüne bakarsam o anı hatırlayıp daha da utanacaktım. Yine de ona doğru dönmüştüm ama asla yüzüne bakmıyordum. Hyunjin çenemden tutarak gözgöze gelmemizi sağlamıştı .
Yüzüme doğru eğildiğinde bedenim kaskatı kesilmiş , nefesim yetmemeye başlamıştı.

Yanağım ve dudağımın arasında hissettiğim baskıyla yüzüm alev alırken binlerce duygu ruhmu okşuyordu.

"Utanınca kırmızı yanaklarınla çok şirin oluyorsun gerçekten "

Gördün mü bak , beni öptü . Sen hala susuyorsun . Yenilgiyi kabul ediyorsun değil mi?

Içimde çığlıklar atsam da asla dışıma yansıtmıyor öylece duruyordum. Bunca yıldır birine yaklaşmama bile neredeyse engel olan hastalığım Hyunjin karşısında ipleri elinden bırakıyor kontrolü tamamen bana veriyordu. Oysa ben buna çok yabancıydım. Yine de doğal bir şeymiş gibi karşılıyordum ve alışmaya çalışıyordum. Böyle çok mutluydum. Birine dokunmanın nasıl bir duygu olduğunu biliyordum.

O kadar insanın arasından Hyunjin'e dokunabilmekse tanrının bir hediyesi olmalıydı.

~

Gözlerimi açtığımda dibimde bir yüz görmeyi beklemediğim için fark etmeden nefesimi tutmuştum. Hyunjin'in yüzünü hiç bu kadar yakından ve dikkatli bir şekilde incelememiştim. Baktıkça bakasım geliyordu. Kusursuz bir güzelliğe sahipti. Alnına düşen saç tutamını kulağının arkasına kıstırdıktan sonra elim bir süre saçlarında kalmıştı.
Yumuşak dokusu yüzünden saçlarını okşamak istemiştim. Ama elimi geri çekerek yataktan kalktım.

You are different | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin