Yoo Kihyun. Dünyaca ünlü bir kpop yıldızı. Peki ya onun hikayesi aslında göründüğü gibi değilse?
Kihyun, Kanada'da yaşayan bir ailenin tek çocuğuydu. Çocukluğu boyunca akrabaları ve ailesi tarafından pohpohlanarak büyümüş, her istediği olmuştu. On yedi yaşına kadar Kihyun'un etrafında dört dönen ailesi, on yedi yaşına geldiğinde Kihyun'a karşı değişmişlerdi. Onların neden birden bu kadar katılaştıklarını anlamıyordu Kihyun. O sadece idol olmak istediğini söylemişti. Ve birden bire etrafındaki herkes ona sırtını döndü.
Bayan Yoo'nun annesi, gençliğinde çok güzel bir dansçıydı. Fakat bir talihsizlik sonucu, sahnedeyken hayatını kaybetmişti. O zamandan beridir Yoo ailesi eğlence sektörüne yönelik bir nefret besliyordu.
Fakat Kihyun bunu anlamıyordu. Büyükannesinin başına gelenler onun başına da gelecek değildi ya? Neden birden ondan bu kadar nefret eder olmuşlardı.
On sekiz yaşına kadar dans etmek istediğiyle ilgili ailesine yalvardı. Fakat nafile, annesi onu dinlemiyordu bile. O yaz Kihyun'u Kore'ye, büyükbabasının yanına gönderdiler. Annesi her ne kadar kendine çeki düzen vermesi gerektiği ile ilgili olduğunu söylese de, onu görmek istemediği her halinden belliydi.
Bir yıl boyunca her şey bu şekilde ilerledi. Ta ki bir gün büyükbabası onu dans kursuna yazdırana kadar. Bir süre boyunca ailesinin haberi olmadan dans etti Kihyun. İki sene sonra hazır hissettiğinde ise bir şirketin seçmelerine katıldı, ve reddedildi. Fakat bu onu daha da fazla hırslandırmıştı. Herkese neler yapabileceğini göstermek istiyordu. O yüzden asla pes etmedi. Ailesine artık büyük babasında kalmak istediğini söyleyip onlardan gizli seçmelere katılmaya devam etti. Kaç kere red edilip aşağılandığını hatırlamıyordu bile.
On sekiz yaşına geldiğinde ise büyük babası kalp rahatsızlığından dolayı vefat etti. Ölmeden önce bile ona söylediği son şey pes etmemesiyle ilgiliydi. Ve o noktadan sonra büyükbabası için başarılı olmaya karar verdi. Bütün ailesini karşısına aldı. Babası hala gönülsüz olsa da, artık bir şey dememeye karar vermişti. Annesi ise hala esip gürlüyordü. Kihyun'un umurunda olmadı hiç biri. Bir yandan pratik yapıyor, bir yandan okuyor ve bir yandan da iş ilanlarına bakıyordu.
Yirmi yaşına gelene kadar böyle devam etti. Ve yirmi yaşına geldiğinde Minhyuk ile tanıştı. Ona destek veren birisi daha olduğu için kendini çok şanslı hissediyordu. Minhyuk, Kihyun'u göklere çıkartıyordu.
Bildiğiniz üzere Kihyun, iki buçuk sene sonra Minhyuk'dan ayrıldı. Fakat olayın bilmediğiniz tarafı, Kihyun'un uzun zamandır uykularını kaçırmaya devam ediyordu.
Lee Taemin, Minhyuk'un eski en yakın arkadaşı. Kihyun onların neden artık birbirlerinden nefret ettiklerini bilmiyordu. Fakat pek de umursamadı. Çünkü Taemin, onun dans öğretmeniydi ve yapabileceği pek bir şey yoktu.
Yine bir gün, dans pratiği çıkışı, Bay Lee Kihyun'u durdurup ona kahve içmeyi teklif etmişti. Sevgilisinin bundan pek hoşlanmayacağını bilse de kabul etti Kihyun. Sonuçta öğretmeniydi, ne olabilirdi ki?
"Lafı fazla uzatmayacağım Kihyun, senin için bir teklifim var."
"Sizi dinliyorum Bay Lee."
"Stajyerliklerine yurt dışında devam etmeleri için bir grup öğrencimi dünya turumda dansçı olarak alacağım. Ve senin de onlardan birisi olmanı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who Are You, Kihyuk ✓
FanfictionYoo Kihyun, kariyeri için Lee Minhyuk'u terk etmişti. Fakat yıllar sonra Kore'ye döndüğünde, verdiği ilk konserde onu gördü. Ve ikisinin de hayatları büyük ölçüde değişti. - Kihyuk, Jookyun, 2Won - Düz yazı, Texting, Instagram Not: Hikayede başka gr...