'Aile Yemeği'

211 23 48
                                    

Derin bir nefes alıp birkaç sene önce kabusu olan bu evin kapısını çaldı Minhyuk. İçeriye girmek istememişti, bu gecenin olaylı geçeceğini şimdiden tahmin edebiliyordu. Kapıyı açan hizmetlinin bile onu gördüğüne çok şaşırdığı belliydi. Normalde Minhyuk böyle önemli 'aile' toplantılarında istenmezdi çünkü.

Ceketini çıkartıp salona geçti. O içeriye girdiği anda bir sessizlik olmuştu yemek masasında.

"Bunun burada ne işi var baba?"

Kibum, Minhyuk'a karşı asla dinmeyen nefretiyle konuştu. Minhyuk'da ona hak veriyordu bu sefer. Sahiden, burada ne işi vardı ki?

"Önemli birkaç şey açıklayacağım, bütün ailenin burada olmasını istedim."

"Aile, hah. Minhyuk gelene kadar bütün ailemiz buradaydı zaten!"

"Saygısızlık etme Kibum, sende otur Minhyuk."

Denileni yapıp Jaebeom'un yanına oturdu. Karşısındaki Taeyeon ve Kibum'un bakışları Minhyuk'da kusma hissi yaratıyordu. Neden kendisinden bu kadar nefret ediyorlardı ki? Onlara hiçbir şey yapmamıştı oysa ki.

"Sonunda bütün çocuklarımı bir araya toplayabiliğim için çok mutluyum. Beni kırmayıp geldiğiniz için teşekkür ederim."

"O ne demek öyle babacığım, senin de dediğin gibi biz çocuklarınız. Sen çağırmasan da en yakın zamanda gelmeyi düşünüyorduk zaten."

Jaebeom iğrenmiş bir ifade ile karşısında konuşan kadına baktı. O da aynı Minhyuk gibi bir an önce bu evden gitmek istiyordu. Çünkü geçen zaman, Jaebeom'a abisine davrandığı kadar iyi davranmamıştı.

"Ah canım gelinim, büyük oğlumun eşini görebilecek kadar yaşadığım için çok mutluyum. Fakat Jaebeom ve Minhyuk'un evlendiklerini göremeyeceğim maalesef."

"O da ne demek öyle?"

"Tatlım, çocuklara alıştıra alıştıra söyleyeceğiz dememiş miydik?"

"Böyle öğrenmeleri çok daha iyi oldu karıcığım. Evet çocuklar, sizin de tahmin ettiğiniz gibi bugün hepinizi burada mirasım için topladım. Bu konuyu hemen halletmek istedim çünkü hayatın neler getireceği belli olmuyor. Aynı bana getirdiği bu hastalık gibi."

Bay Lee'nin hasta olduğunu zaten herkes biliyordu. Fakat bu denli ciddi olduğunu kimse tahmin etmiyordu. Minhyuk durumun gerçekten ciddi olduğunu anlamıştı, çünkü babası ilk defa onu bir şeylere katıyor ve aşağılamadan düzgün bir şekilde hakkında konuşuyordu. Onu dışarıdan gören birisi melek sanabilirdi, fakat babasının içini sadece Minhyuk biliyordu. O an belki de ölmeden önce değişmeye karar vermiştir diye düşündü. Ama daha öncesinde, onun değiştiğini sandığı zamanlarda olanlar geldi aklına. Daha fazla düşünmemek adına birkaç defa gözlerini kırpıştırdı ve dinlemeye devam etti.

"Fazla zamanım kalmadı çocuklar. Gittiğimiz bütün doktorlar birkaç ay verdiler sadece. Bende bu dünyadan göçmeden önce bütün işlerimi halletmek istiyorum. Böylece gözüm arkada kalmamış olacak ve huzura ereceğim."

Birkaç dakika boyunca Jaebeom ve Minhyuk hariç herkesin sahte ağlamalarıyla geçti. Daha sonra da Kibum'un anlattığı birkaç şirket işlerini dinlediler. Yemeğin neredeyse sonuna kadar kimse Minhyuk hakkında bir şey söylememişti. O yüzden Minhyuk'da ağzını açmamaya karar vermişti. Fakat bu sessizlik çok da uzun sürmedi. Taeyeon'un cümleleri ile ne cevap vereceğini şaşırmıştı.

Who Are You, Kihyuk ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin