Ağzımdaki sandviç parçasını çiğnemeye çalışıyordum. Boş geçen bir haftanın sonunda masamda oturmuş, çeşitli oyunlar ile oyalanıyordum.
"Jeon Jungkook!" Cam mekan müdür odasından dışarı çıkan Bay Kim adımı seslendiğinde sandviçi masaya bırakıp ellerimi üstüme silkeledim.
"Park Jimin! Jung Hoseok!"
Benimle birlikte iki çalışan arkadaşımın daha adı söylenince randevuya yazıldığımı anlamıştım. Aylık belli bir miktar olarak aldığım maaşımın üzerine eklenecek olan randevu miktarı beni bir miktar sevindirmişti doğrusu.
"Şöyle oturun." Bay Kim üçümüzü de toplantı masasına almış, karşısına oturtmuştu.
"Geçen sene gelen müşteri yeniden randevu almış Jiminshi, hani şu seninki." Müdür Kim Namjoon manalı bir şekilde güldüğünde Hoseok da gülmüştü fakat ben üçlüye anlamsız bakışlarımı sunmaya devam ediyordum.
"Olay nedir?" Yanımdaki gence sabırsız bir şekilde sorumu sorduğumda Hoseok kısaca olaydan bahsetmişti.
"İki sene önce benimle randevulaşmıştı. Bir karavan kiralayıp iki gün gezmiştik. Sanki arkadaş gibi?"
"Oldukça tuhaf biri. Devlet tiyatrosunda çalışıyor. Beni iş yerine götürdü. Ev-ofis tarzı lüks bir yerde yaşıyor. Bana yemek bile yaptı. Tuhaf bir tip. Popüler görünüyor ama arkadaşı yok gibi." Jimin patronuna döndü "Bu sefer nerede buluşacağım hyung?"
Namjoon kafasını iki yana sallamıştı. "Sen değil." Bakışları benim üzerime çevrildiğinde kaşlarım havaya kalkmıştı "Jungkook ile randevusu var. Anladığım kadarıyla farklı kişilerle randevuya çıkmak gibi bir huyu var."
Kaşlarım bir miktar çatılmıştı "Pek güvenilir bir tipmiş gibi gelmedi."
İşimin zaten kötü yanı buydu. Beni soymak isteyen bir deli ile mücadele etmiş, hatta yemek yapacağım derken evi yakan bir deli ile dağın başında mahsur bile kalmıştım. Henüz çok yeniydim ve bu işi bulmak benim için bir mucizeydi. Ne olur ne olmaz diye yanımda biber gazı bile taşıyordum! Yine de ömrümün sonuna kadar yapmak isteyeceğim bir iş olmadığına emindim. Kesinlikle.
"Buna üzüldüm." Jimin'in suratı düşmüştü. Aslında anlattıkları şey onu gerçekten merak etmeme sebep olmuştu.
"Jimin, senin için iki günlük bir randevu ayarlanmış. 29-30 Aralık. Saat 12.00pm'de Yeounshin Parkında olacaksın. Randevu sahibin yanında kalın giysiler getirmeni istedi. Sanırım kayağa gitme planı var. Hoseok, senin ise 1 gün. 29 Aralık tarihinde. Saat 07.00pm'de buluşacaksınız. Bir gece kulübü randevusu." Bay Kim bakışlarını bana çevirmişti "Jungkookshi, sen 29 Aralık - 1 Ocak tarihleri arasında randevuda olacaksın. 29 Aralık günü saat 10.00am'de metro istasyonunun girişinde bekleyeceksin. Diğerleri alışkın fakat sana hatırlatmalıyım. İsmini kullanmayacaksın ve şirketin logosu olan beyaz maske takacaksın. Seni ancak bu şekilde tanıyabilirler. Onlara verilen kod adını sana söyledikleri zaman, randevu saati işlemeye başlayacak."
"H-hatırlıyorum efendim. Sorun değil. Halledeceğim."
Halledemeyecektim, değil mi?
O kadar şanssızdım ki randevularım hep bir fiyasko olmuştu. Belki de hayatın bana göndermeye çalıştığı mesaj da buydu. Gerçek hayatta hangi ilişkimi yürütebilmiştim ki sahtesi ile başa çıkabileyim?
Tam bir eziksin Jeon Jungkook
Ayrıca.. YILBAŞINI TANIMADIĞIM BİRİYLE MI GEÇİRECEKTİM?!
"E-efendi-"
"Peki beyler." Bay Kim ellerini birleştirdi ve bize gülümsedi "Başka sorunuz yoksa, masalarınıza dönebilirsiniz."
İçimdeki adrenalin ve korku karışımı duygu bağırsaklarımı çalıştırmaya yetmişti bile.
Acilen tuvalete gitmeliyim.
ACİLEN.
---
2. Bölüm Sonu
Poiing~ Eliyon
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LoveBugs Co. [TaeKook] ShortStory
Cerita Pendek[LoveBugs]: Size nasıl yardımcı olabiliriz? Başlangıç: 14.08.2021