Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. ✍️
♥️♥️♥️
☘️
Odada tek başıma kalmıştım. Hazırlanmam gerekiyordu. Batu Demirbaş umarım yanılmazdı. Yoksa çenemden çekeceği vardı.
Yatağa doğru ilerledim. İlk olarak kırmızı, uzun, göğüs ve karın kısımları dar, etek kısmı bol bir elbise dikkatimi çekti. Denedim fakat boy olarak biraz uzun gelmişti. Taşıyamazdım. Kendimi şöyle bir süzerken yüzümü buruşturdum. Bu elbise olmazdı.
Çoğu elbise çok abartılıydı. Kim seçmişse zevki hiç güzel değildi.
Fakat gözüme dar, mini, siyah ve ince askılı gece elbisesi takılınca fikrim değişti. Aslında bunu giymek fazla cesaret istiyordu. Hayatımda sadece bir kez bu tarz bir şey giymiştim. Yine giyerdim. Ne olacaktı?
Elbiseyi giydiğimde gerçekten fazla iddialı bir elbise olduğunu bir de gözlerimle görmüş olmuştum. Vücut hatlarım apaçık ortadaydı. Ve göğüs dekoltesi biraz fazlaydı. Kaçırıldığım evde beni kaçıran adamın gece kulübüne giderken de böyle bir elbise giymedim demezsin artık Azra! O kadar para vermişlerdir. Boşa mı gitsin?
Makyaj masasına geçtiğimde abartısız, gözümde çoğunlukla kahve tonlarının hâkim olduğu, dudaklarımda ise koyu kırmızı bir rujun olduğu, yani elbisemi tamamlayan bir makyaj yapmıştım. Deliriyordum sanırım. Bu hazırlık çok fazlaydı! Ama hayatımda belki de bir defa böyle bir şansım olacaktı ve iyi değerlendirmek istiyordum. Sen hiç kaçırılmış gibi değilsin Azra. Ama aklımızı kaçırdık orası kesin.
Sırada saçlarım vardı. Zaten saçlarım pek uzun değildi. Bu pratik ve iyi bir şeydi. İşim kısa sürecekti. Sadece düzleştirmekle yetindim. Ve iki taraftan da saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Takılara bir göz attığımda bir çift gümüş rengi uzun zincir küpe çok hoşuma gitmişti. Onları da taktığımda tamamlanmıştım. Ayakkabı Azra...
Ayakkabılara doğru ilerledim. Siyah stilettolar iş görürdü. Onlar da ayaklarımda yerlerini buldular. Dolabın iç kapaklarından birine monteli olan boy aynası daha önce dikkatimi çekmişti. Onu açıp kendime baktım. Gerçekten mükemmel görünüyordum. Sanırım kendimi uzun süredir bu kadar iyi hissetmiyordum. Garip gelmişti. N'oluyordu bana?
Ama artık beklemekten başka bir çarem yoktu sanırım.
Yaklaşık beş dakika falan beklemiştim. Makyaj masasının önündeki pufa oturmuş ayaklarımla ritim tutuyordum. O sırada odanın kapısı tıklatıldı. "Girebilirsin!" dedim heyecanlı bir sesle. Heyecan...
Batu Demirbaş odaya girdiğinde onu baştan aşağı süzdüm. Üzerindeki siyah gömlek kaslarını ortaya çıkarmıştı. İlk iki düğmesi açıktı. Altında ise yine siyah ve kumaşından pahalılık akan bir pantolon vardı. Saçlarını dağınık bırakmıştı.
O da beni baştan aşağı süzdü.
"Hazırsan çıkalım." dedi kısık bir sesle.
"Hazırım." dedim ve açık bıraktığı kapıdan, önünden geçerek koridora yöneldim.
Bu koku... Bu koku çok güzeldi. Hatta duraksamama sebep oldu. Yanından geçerken aldığım o koku muhteşemdi! Ağzını kapat Azra ağzını!
"Yürümeyecek misin?" dedi. Sesi yine kısık kısık çıkıyordu. Hakikaten ne dikiliyordum burada?! Yürümeye devam ettim. Merdivenlerden de indiğimizde sokak kapısına ulaşmıştık.
Kapıdaki kilitleri açtı. Benim geçmemi beklemeden çıkmıştı bu sefer. Saygısız işte!
"Ceket veya kaban falan al hava çok soğuk!" diye bağırdım ardından. Niye bağırmıştım? Hayır onu geçtim bananeydi. Buna bir cevap bile vermemişti! Ben kabanımı almıştım Allah'tan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Ruhları
General Fiction"Gece Ruhları!" dedim buruk bir gülümsemeyle. "Yarım kalan hayatlar." dedi arkamdan bir ses. Bu sesi tanıyordum. O gelmişti... "Yarım kalan hayatlar..." dedim onu tekrar ederek. Arkamı dönemiyordum. "Bazı hikayeler yarım kalmamalı Azra Karaoğlu!" di...