💛59💙

91 9 5
                                    

B: Rujunu düzeltseydin keşke.
N: Hiii yüzüm gözüm ruj olmuş halde mi geldik buraya kadar neden daha önce söylemedin.

Dükkanı kapatıp eve geldik ve tam kapıdayken bunları söyledi benim çok zeki (!) sevgilim.

B: Ya yok öyle çok kirli değil ama öpüştüpümüz belli oluyor yani. Gel düzelt asansörde.
N: Tamam.

Hemen asansörün içine girip çantamdan ruj aramaya koyuldum sonunda elime ilk gelen ruju rengine bakmadan aynanın karşısında sürmeye başladım. Şansıma kahverengi olanmış hayır ama ya mor olan olması gerekiyordu off. Neyse ya erkekler çok anlamaz.

B: Hiç sürmesen daha iyiydi.
N: Of tamam ya silerim ne var sanki hıh gıcık.

Islak mendil ile ruju sildikten sonra Barış'ın dediği şey ile tam bizden beklenecek olay dedim.

B: Nisacım canım sevgilim az hızlı olabilir misin asansörü yukarıdan çağırdılar yanlışlıkla yukarı çıkıp rezil olmayalım.
N: Tamam bitti çıkalım hadi.
B: Bakayım.
N: Merakınız giderildi mi Barış bey.
B: Ya güzelim içeride abim olmasaydı silmene gerek kalmadan ben temizlerdim ama maalesef öyle bir imkanımız yok.
N: Cıvıma hemen be hadi çık.
Aaa dur bir dakika abin kapıyı açar açmaz içeride mi?
B: Niye ki?
N: Şimdi ben heyecandan ayakkabımı çıkarayım derken yere dümdüz kapaklanırım.
B: Ya o şimdi odadadır.
N: He tamam hadi aç kapıyı o zaman.

Barış kapıyı açınca içeri girdik.

N: Barış iğneleri ve aküyü dolaba koymamız lazım.
B: Tamam canım ver ben koyarım.
N: Akü buzluğa iğneler normal kısma ama.
B: Biliyorum kızım öğrendim artık.

Barış onları götürürken bende çantaları vestiyere bıraktım ve ayakkabımı çıkarıp Barış'ın ayakkabısının yanına koydum. Ben beklerken Barış gelip birden bana sarıldı.

N: Abin nerde?
B: Dediğim gibi odasındadır. Sen geç içeri ben bir ona bakıp geliyorum.
N: Tamam bitanem.

Barış abisinin yanına giderken bende bana gösterdiği karşıda bulunan odaya gittim. Sonra da Barış geldi zaten.

B: Bitanem gel biz yemek hazırlayalım.
N: Tamam sevgilim.

Birlikte mutfağa gittik.

B: Şimdi bebeğim annem bugün yola çıkmadan önce zaten ben söyledim diye bulgur pilavı, yeşil fasulye ve köfte yapmıştı. Köfte hariç hepsi pişmiş sadece köfte kızaracak.
N: Tamam aşkım hallederiz şimdi.

Ben köfteleri kızartırken Barış'ta arkadan kollarını belime sarıp bana sarılmıştı.

N: Yaaa Barış dur bak şimdi abin falan görecek rezil olacaz o değil yanacaz yağ sıçrayacak.
B: Banane banane ben sevgilime sarılıyorum sen yemeğini yap.
N: Ya şakanın sırası değil.
B: Tamam tamam bıraktım.

Barış tabakları indirirken Mert abi odasından çıkıp mutfağa doğru kafasını uzattı.

M: Kardeşim hoşgeldin.
N: Hoşbuldum abi.

Sonunda köfteler pişip yemekler ısınınca Barış desenli bir şekilde tabaklara pilavları koydu yanına da köfteleri ekledik. Fasulyeyi ısıtmadık.

B: Nisa var ya köfteler ya pişmemiş ya da yanmış kızım yapılmış yemeği bile kızartamıyorsun ya.
N: Çok biliyorsan sen yapsaydın aşkım.
B: Tamam tamam riv riv etma.
N: Neyse hadi masaya taşıyalım tabakları.

Masaya tabakları taşıdıktan sonra biz oturduk.

B: Ne bekliyorsun Nisa yesene.
N: Bebeğim abinde gelsin öyle yerdik ayıp olacak adama.
B: Ya ne ayıbı adam tuvalette müzik dinleme derdinde.
ABİİİİ ÇIK ŞU DEPRESYON HAVASINDAN YA.

Evet evet masadan abisine bağırdı böyle. Neyse ki en nihayetinde Mert abi geliyor ve yemeğe başlıyoruz.

M: Barış iyi zayıflamış değil mi kardeşim?
N: Evet ama pek değil sanki ya.
B: Sen kendine bak bir kere sende gram eksilmemiş.
N: Ya gıcık.
M: Ceren nasıl büyümüş çok güzel olmuş gördün mü?
B: Hm annemden ruj istemiş annemde almış onu da beğenmemiş hanımefendi tekrar istemiş.

Kim lan bu Ceren hem büyümüş, hem güzel, hemde anladığıma göre tanıdıkları biri of ya Mert abiye ilk izlenim kötü görünmesin diye susuyorum ama meraktan çatlayacağım.

M: Bak sen şuna almasın annemde.
B: Abi ama var ya Deren daha bir güzel olmuş.

Bak ya bir de Deren çıktı başımıza hadi hayırlı olsun o zaman.

Yemeğimizi yedikten sonra Mert abi benim biraz işlerim var diyerek dışarı çıktı. Bende masayı topluyordum ki sevgilim bir rahat vermedi yine.

B: Ya Nisaaa sonra toplarsın ya.
N: Olmaz hayatım kalmasın öyle hem zaten 3 tabak hemen kaldırıp yıkayacağım tamam.
B: Yoook yıkamana gerek yok makinaya at sonra açarız yıkanır.
N: İyi tamam.
B: Bu arada sen niye öyle az yedim ben zorlamasam hiç yemiyordun.
N: Seni beklerken Mustafa abi ile yemiştik biz.
B: O kim, ne yediniz, nerede yediniz?
N: Yazanede duran abi, çiğ köfte dürüm yedik, yazanede yedik. Cevap yeterli oldu mu acaba?
B: Bir dakika orda bir tane kadın durmuyor muydu bu adam nereden çıktı öyle?
N: Ayyy içim şişti valla ya adam geldi kadın gitti bu kadar basit.
B: Tamam neyse hadi gel işinde bitti hem.
N: Tamam aşkım tamam bitanem tamam.

Barış elimden tuttuğu gibi önce dış kapıyı kilitledi sonra da salona götürdü beni. Ve televizyonun karşısına kuruldu. Bunun için beni beklemiş hayır bensizde izleyebilirdi yani.

N: Aşkım bensizde izleyebilirdin televizyonu yani beni beklemene gerek yoktu.
B: Olsun ben böyle sen yanımdayken izlemek istiyorum.
N: Hm öyle mi?
B: Öyleee.
N: Tamam o zaman ben bir soda açıyorum kendime sende istiyor musun?
B: Yok sen kendine aç.

Mutfağa gidip kendime soda aldım ama açacak yok.

N: Sevgilim açacak nerde?
B: Yok ki.
N: E siz ne ile açıyorsunuz?
B: Çakmak, mermer kenarı ya da dişimizle.
N: Ayy valide kaldı benim açacağım keşke el çantamda olsaydı.
B: Yav getir ben açarım.

Ve evet dişiyle açtı. Hayır bir şey değil dişine yazık.

N: Aşkım ama dişine yazık bir daha yapma böyle.
B: He tamam yapmam.

Ben sodamı içerken Barış sigarasını içiyor tabi ki.

N: Of şunu da içme ya.
B: Evlendiğimiz zaman içmem hem eğer zararlıysa şekerin için dışarıda içeyim.
N: Yanımdan ayrılma tamam burda iç.

Sodamı içtikten sonra Barış koltukta uzanmıştı bende yanına uzandım ve ona sarılıp kokusunu içime çektim bol bol. Sonra Barış elinden kumandayı bırakıp kolunun birini belimin altından geçirip eliyle belimi okşarken diğer eliyle de yüzümü okşamaya başladı. Yavaş ve yumuşak dokunuşlarla dudaklarıma tüy kadar hafif bir öpücük bıraktı. Sonra kalkıp odaya geçtik. İkimizde kendimizi o kadar kaybetmiştik ki zaman, mekan her şey durmuş sadece birbirimize bıraktığımız dokunuşlar vardı. Üzerimdeki gömleği önü açık olduğu için hemen çıkarırken bir anda kaşları çatıldı ve dudaklarımdan ayrıldı.

B: S-s-sen gömleğin içine hatta gömleğin önü açıkken eşim kadar minicik şu şeyi mi giydin?
N: Gerçekten şuan ona mı takıldın? Ayrıca büstiyer o ve ben onu gömleksiz bile giyiyorum.

Ve o an kapı zili çalmaya başladı.

B: Nisa sen aç Barış uyudu de.
N: Sen açsana ya.
B: Olmaz sen aç ama önce şu üstüne pijamanı git ya da sadece üstünü giy göbeğin falan hep açık.
N: Tamam.

Dediğini yaptıktan sonra gidip kapıyı açtım.

M: Kapı neden kilitliydi kardeşim anahtarı da üstünde unutmuşsunuz çıkaralım bari.
N: Bilmiyorum abi ya sanırım Barış kilitlemiş o da uyudu bende anca duydum sesi.
M: Tamam kardeşim sende uyu.

Oh ucuz atlattık ya.

Selam bebekler beğeni az olduğu için haftada bir gün bölüm atacağım artık okuma sayısı beğenme sayısından daha fazla ve ben hoşunuza gidiyor mu gitmiyor mu anlamıyorum her neyse iyi okumalar beğenip yorum yapmayı unutmayınız💕

THE BEST OR NOTHINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin