2 YIL SONRA
Şimdi sizlere bu 2 yılda neler olduğunu anlatacağım. Hepiniz ben onun hesabını kapattıktan sonra barıştık mı bunu merak ediyorsunuz biliyorum. Öncelikle girdiğim üniversite sınavının sonucu güzel başka bir üniversite ve bölüm kazandım. Sonrasında ise Barış'a mesaj attım.
Flashback
N: Barış ben yeni bir üniversite kazandım. Haftaya pazartesi günü orada okumaya başlayacağım. Ve hayatımda olacaksan eğer ol ama olmayacaksan pazartesi gününden sonra bir daha konuşmayalım çünkü yeni bir hayata başlayacağım.
B: Nisa ben seni çok özledim, çok seviyorum ama artık sana güvenemiyorum. Sana hayatından tamamen çıkıyorum diyemem ama hayatında olmak istiyorum da diyemem bana zaman ver lütfen.
N: Tamam istediğin zaman senin olsun.
Flashback Son
İşte böyle konuşmuştuk. O dönemde ben okul kaydımı yaptıktan sonra bilinç kaybı yaşamış ve sinir krizi geçirmiştim. Şekerim düşmüş ve hiç kimseyi tanımıyordum ambulans biraz daha geç gelse düşü kan şekeri ve sinir krizi sonucu beyin ölümüm gerçekleşmek üzereydi. O anları ben hatırlamasamda ailem asla unutamadı. Ne onları tanımadığım anları, ne hastanede babama sarılıp ölmek istiyorum diye hıçkıra hıçkıra ağlayışımı, ne de hasta bakıcıdan doktora kadar herkesten özür dileyişimi şimdi diyebilirsiniz ne var özür dilemekte diye ama beni tanıyan herkes bilir ben özür dilemem haksız olsam dahi özür dilemem bu yüzden ailem bunların hiçbirini unutmadı, unutamadı. Barış ise o gün hiçbir şekilde aramadı, yazmadı. Herkes, 7 kat yabancı bile ararken, mesaj atarken ne Barış ne de Damla mesaj atmadı, aramadı. Barış ile o konuşmadan sonra yavaş yavaş düzeldik. Benim okulum başladı ben okula gitmeye başladım aramız neredeyse tamamen düzelmişti. Sonra bana yurt çıktı ve yurtta kalmaya başladım. Yurt kaydımı yapar yapmaz yurda yerleştiğim ilk gün hemen Barış'ın yanına gittim. Birlikte çok güzel bir gün geçirdik sonrasında ise 1 ay sonra yine gittim yani Kasım ayının ortasında gittim.
Gece indim otobüsten beni zaten bekliyordu Barış gece bir otele geçtik sonra sabah annesi aradı dedesini hastaneye kaldırdıklarını söyledi çok kötüydü annesi yani çok ağlıyordu haliyle bizde korktuk ve hemen hazırlanmaya başladık Barış beni durağa bırakıp kendisi hastaneye geçti çok etkilendim bende mecbur olduğu için gitti ama kendimi bilmediğim bir şehirde yalnız kalmış gibi hissettim. Saat 17.00 için otobüs bileti almıştık bana ve saat henüz 12.00 idi yani 5 saat bekledim sonra servis ile otogara geçtim ve orda otobüs saati gelmesine rağmen otobüs ortada yoktu kaçırmamak için kaç kez gittim sordum ama henüz gelmediden başka bir cevap alamıyordum. Sonra gelmiş otobüs hatta anons yapılmış ama ne hikmetse ben duymadım ve otobüsü kaçırdım. Görevli bu hanımefendi sürekli sordu otobüsü onu bir şekilde yetiştirelim dedi ve o an çıkan başka bir otobüse bindirdi beni diğer otobüsü de arayıp yolda beklemesini söyledi otobüs şoförü itiraz edince bindiğim otobüsün şoförü sinirlendi ben gencecik kızı sokak ortasında bırakamam yiyorsa bekleme diye tehdit etti diğer şoförü ve sonunda beni yetiştirdiler. Sonrasında ben bir kafeye girdim ve barista olarak çalışmaya başladım yaklaşık 2 ay falan çalıştım. Her şey orda yerle bir oldu zaten. Hayatımın hem güzel hemde kötü günlerini yaşadım orda. Barış dedesini kaybetti. Yanına gitmek istedim beni istemedi beni hayatında bile istemedi sabaha kadar ağladım ama hayır hiçbir değişiklik olmadı. Kafede benim dışımda 3 garson daha vardı ve birisi benimle arka tarafta barmenlik yapıyordu. Ali biz onunla eski çalışanlardık diğer iki garson yeni girmişlerdi Asena ve Emre. Emre gece bana gelin sabaha kadar oturalım sohbet edelim hem Nisa'nın kafası dağılır dedi. Asena hemen kabul etti Ali ise Nisa gelirse gelirim yoksa yokum dedi. Yani olay bana bakıyordu. İçki almaktan bahsettiler ve bende bu yüzden gitmek istemedim. Kafe sahibinin nişanlısı Hatice abla ile konuştum içmezsin sen zaten bira da çok sarhoş etmez yani onlarda sarhoş olmaz git bence dedi. Tamam dedim ve yurttan izin aldım tabi Hatice abla ile konuşmaktan ziyade Ali etkili oldu ikna olmamda çünkü gitti geldi "Bıdırikam lütfen izin al hadi ya" diye yalvardı neredeyse. Biz kafeyi kapatırken Hatice abla beni kenara çekti ve ben bir tek Ali ve seni tanıyorum diğer ikisini tanımıyorum ve pek güvenmiyorum Ali erkek ona bir şey olmaz ama sen eğer kendini rahatsız hissedersen saat kaç olursa olsun ara hemen gelirim alırım seni dedi. Keşke hiç gitmeseydim ya da keşke arasaydım gece ama yapmadım. Zaten kendimde değildim beynim görevlerini yerine getirmiyordu. Ali PDR okuyordu yani Psikolojik Danışma ve Rehberlik bu yüzden de çok yanımda oluyordu. Zaten sabah onun omzunda ağlarken Emre salağı gelip mal mal bakmıştı kesin yanlış anlamıştı. Ama Ali de bende bunu umursayacak insan değildik. Akşam Emre'nin eve gittik kafamı Ali'nin dizine koyup yattım ben o da saçlarımla oynuyordu. Asena ve Emre içki içmem için zorladı ve kabul etmeyince Asena bu seferde sigara içmem konusunda zorladı ama araya Ali girdi.
Ali: Bıdırikam kötü şeylerden uzak duracak onun ciğerlerini böyle kötü şeylerle doldurmayacağız.
Ben hala Ali'nin dizinde yatarken Asena söylenecek en saçma şeyi söyledi ve sadece gülüp geçtik. Ama nereden bilebilirdim ki çoğu şeyin o sözle mahvolacağını.
Asena: Yaaa siz sevgili olsanıza. Emre baksana şunlara çok tatlı değiller mi?
Ali: Evet anlaşıldı Asena ilkte sarhoş oldu ikinciyi bekleyemedi bile.
Gece böyle ilerlerken Emre Ali ve Asena'yı odadan gönderip benimle bir şey konuşmak istediğini söyledi.
E: Nisa bak Ali senden hoşlanıyor ve senin hayatında Barış olduğu için hiçbir şey söyleyemiyordu. Ama Barış yok artık o seni bıraktı ve bence Ali hala sana bunu söylemez bu yüzden ben söylüyorum. Bak eğer istersen gidip şimdi Ali ile de konuşup senin yanına göndereceğim.
N: Emre bir dakika susar mısın? Sen ne dediğinin farkında mısın? Ben günlerdir Barış için ağlıyorum burda hala Barış ile olan konuşmalarımızı okuyorum geldiğimizden beri Ali ile birlikte Barış'ın attığı depresif mesajlara cevap veriyoruz. Bence sen yanlış anlamışsın eğer Ali benden hoşlanıyor olsaydı bunları yapamazdı. Ayrıca ben hala Barış'a aşığım hala onu seviyorum tamam o beni terk etti ama aşk bu hemen bitmiyor.
E: Ne yani Nisa senin üzen adam için her an senin yanında olan senin üzerine titreyen adamı mı üzeceksin?
Ayrıca ben hiçbir şeyi yanlış anlamadım. Ali senden hoşlanıyor Ali sana çok değer veriyor. Ve bence sende ona çok değer veriyorsun ondan hoşlanıyorsun.
N: Evet Ali benim için gerçekten çok değerli bu zor günlerimde yanımda bir tek o var tamam sizde varsınız ama Ali'nin yeri gerçekten çok ayrı Ali benim için çok önemli.
E: Aşk bu işte Nisa.
N:....
Evettt uzun zaman oldu biliyorum ama hiç fırsatım olmadı sizce Nisa ne diyecek yorumlara bekliyorum. Seviliyorsunuz beğenip yorum yapmayı unutmayınız.
