Sabah uyandık sabah dediğime bakmayın saat 14.00 ve bizim burdan yarım saat içinde çıkmamız lazım çünkü adam saat 15.00 olunca evinde olacakmış. Neyse acele ile evi toplayıp çıktık ve dükkana geçtik ve şimdi yine zavallı Vedat gidip bizim için yemek alıp gelerek yazık lan çocuğa.
B: Vedat giderken kepengi yarım kapat şimdi Mesut görmesin açık olduğunu hemen damlar buraya.
V: Tamam.
Vedat çıktı gitti ama yine yanlış anladı Barış'ı.
B: Ya bu çocuk niye ne dediğimi anlamıyor yarım kapat dedik tam kapattı.
N: Yanlış anlamış çocuk kızma sevgilim.
B: Neyse siktir et biz keyfimize bakalım.
Beni elimden tutup kucağına çekti ve kanepeye uzandık.
N: Aşkım ne yapıyorsun?
B: Şiştt ses çıkarma uyuyalım biraz ya da boşver uyumayı biraz yaramazlık yapalım.
N: Aklın fikrin pislikte.
B: Ya ne alaka elin kızını mı özlüyorum sanki sevgilimi özlüyorum.
N: Bana bak lan öncekilere de bu lafları söyledin mi?
B: Hayır çünkü onlar benim değildi ve en önemlisi ben hiçbir zaman onların değildim ama ben seninim ve sende benimsin.
N: Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ya da düşünmeyi siktir et böyle mi hissediyorsun?
B: Evet böyle hissediyorum böyle düşünüyorum.
N: Aşkım Vedat geldi.
B: Ha?
N: Vedat diyorum geldi diyorum toparlan diyorum.
B: Nerden biliyorsun ya?
N: Sevgilim WiFi çekmeye başladı hani Vedat'a bağladın ya benim telefonumu ordan anladım.
B: Vay be teknoloji çağında sevgili yapmak böyle oluyor demek ki. 😂
N: Ya pislik yapma.
Biz konuşurken birden kepenk açıldı ve Vedat içeri girdi.
B: Heh gel bakalım Vedat efendi.
V: Ne oldu?
B: Lan ben sana kepengi yarım kapat dedim sen tam kapattın.
V: Yanlış anlamışım.
Yemeklerimizi yedikten sonra Barış ile sarmaş dolaş oturmuştuk Barış telefonumu eline aldı menüyü falan inceliyor sonra kahve falı attığım uygulamalar Faladdin ve Fal Diyarı dikkatini çekti girdi baktı sonra birden yanımdan kalktı.
N: Sevgilim nereye?
B: Kahve yapacağım seviyorsun fal atmayı falan hem birlikte kahve içmiş oluruz hemde sen fal atarsın.
N: Yaaa yerim seni.
B: Sen bekle ben hemen yapıyorum.
Barış kahveyi ve suyu makineye koydu birde bir avuç şeker attı ölçü falan yok benim sevgilimde bunu anlamış oldum. Neyse tam pişmek üzereyken telefonu çaldı.
B: Canım sen baksana abim arıyor ben bir onunla konuşayım.
N: Tamam canım.
Barış telefonu açtı konuşurken bir ara arkasını döndü hemen iki farklı renkte fincan aldım biri mavi diğeri kırmızı mavi olana tezgahta gördüğüm tuzdan koydum birazcık tamam belki çokça koymuş olabilirim sonra da kahveyi fincanlara böldüm. Barış'ta konuşmasını bitirince bana döndü.
B: Doldurmuşsun fincanlara.
N: Evet sevgilim hadi oturalım.
B: Tamam.
Tam kırmızıyı kendine alıyordu ki engel oldum hemen.
N: Sevgilim ben alsam kırmızıyı olur mu?
B: İyi tamam al.
Oturduk ikimizde kahvelerimizden birer yudum aldık.
B: Aşkım içme sakın olmamış yapamamışım bulaşık suyu gibi olmuş oysaki hep aynı şekilde yaparım.
N: Yok sevgilim benimki gayet güzel.
B: Bir dakika ya nasıl güzel?
N: Baya güzel sen niye beğenmedin ki?
B: Tadı bir değişik geldi ya hoşuma gitmedi belki de grip falan olacağım ağzımın tadı yok.
N: Bilmem.
B: Ya Nisa içmeyi bırak kendimi iyice hasta gibi hissetmeye başladım. Ya da dur bir dakika sen neden gülüyorsun?
N: Hiiiççç.
B: Versene bir senin kahveden içeyim.
N: Al sevgilim.
