Gece yine sevgilimin kolları arasında onun sıcaklığında onun kokusuyla uyumuştum. Ben bu adama çok aşığım bazen içime sokup saklamak istiyorum. Sabah yine ben uyandırdım onu o da gidip Mert abiyi kaldırdı önemli bir toplantısı varmış akşamdan Barış'a "Nisa'ya söyle sabah seni uyandırsın sende gel beni uyandır sana güvenmiyorum bu yüzden Nisa'ya söyle diyorum sakın unutma" demiş. Galiba yavaş yavaş aileye giriyorum. İlişkimizin ilk başlarında Dilşad annede, Mert abide beni çok seviyorlardı Barış'ı eve, aileye başladığımı, gece hayatını bitirdiğimi söylüyorlardı. Hatta ilk başlarda beni Barış'tan korumaya çalışıyorlardı Barış'a sürekli "o kız diğerleri gibi değil, onu üzersin sen, bırak kızı" gibi şeyler söylerlerdi. Hatta ve hatta bir dönem Barış isyan etti "ailem bile seni sevdiğime inanmıyorken senin inanmaman bana normal geliyor artık" demişti. Şimdi hatırlayınca komik birer anı gibi geliyor. Neyse şuan yine evde tekim ama bu gece yola çıkıyoruz şuan bende evi temizliyorum kadın evimi kirletmişler diye kızmasın oğullarına. Tabi yine sevgilimin bir gömleğini yıkadım, ütüledim ve kendimde giyip fotoğraf çekip attım. Gömlek güzelmiş aslında buna el koyarım. Ama şimdilik bir tişörtüne el koyalım önce sorup tabi ki.
N: Sevgilimmmmmm.
B: İste sevgilim.
N: Hı?
B: Sen bir şey isteyeceksen böyle sevimli bir şekilde uzatarak hitap edersin aşkım, bebeğim falan desende aynı şekil yani.
N: Vay be ben bile farkında değilim. Neyse senin tişörtlerinden biri benim tişörtüm olsun mu?
B: Olsun sevgilim ama bak sadece biri.
N: Tamam aşkım benim çok teşekkür ederim.
B: Rica ederim meleğim ama şimdi kapatmam lazım malum arife günü ve yoğunuz.
N: Oyyy kıyamam ben sana tamam bitanem kolay gelsin öptüm kocaman kocaman.
B: Bende öptüm hadi kapattım.
Şimdi bakalım hangi tişörtünü alalım Barış beyin. İki tişört arasında kaldım biri diğerine oranla daha büyük ve tabi ki büyük olanı alıyorum daha önce giymişti Barış bunu fotoğrafı var bende o yüzden bunu alıyorum. Bana bol ve uzun olan bir tişört gri renkli üstünde kurumuş yaprağa benzer bir desen var desenden tam emin değilim. Her neyse artık benimsin güzel tişört. Tişörtü çantama yerleştirdim ve çantamı topladım çıkarken bir tek iğneler ve akülerimi almam gerekiyor. Tabi ki hala maymunlu pijamalarımla duruyorum geldiğim günden beri hiç değişmedim zaten. Dışarı çıkmadığım için değişmeye gerek duymadım yani. Neyse yine bir şeyler izlemek en iyisi sanırım.
Akşam
Sonunda akşam oldu ve bende üzerimi değişip makyajımı falan yaptım. Şimdi ise Barış'tan haber bekliyorum. Ki arıyor bile.
N: Efendim sevgilim?
B: Nisa ben çıkamıyorum Vedat ve Yusuf'unda işleri yoğun sen ya yürüyerek ya da bir taksiye atlayıp gel.
N: Nasıl ya? Ben nereden bulacağım taksiyi?
B: Nisa'cım evden çıkıp yola çıkınca yoldan geçer zaten taksi.
N: Kapat Barış kapat.
Ya of ağlayacağım neredeyse sinirden nereden çıktı lan bu of Barış of. Çantalarımı sırtıma takıp dolaptan iğne ve akülerimi aldım ve Barış'ın isteği üzerine ona hazırladığım valizide alıp evden çıktım. Bu kadar çanta ile yürüyerek gidemem ki zaten akşam karanlığında bulamam bile. En iyisi bir taksiye binmek. Hah çok düşünceli (!) sevgilim görüntülü arıyor.
N: Ne oldu?
B: Ne yaptın diye merak ettim sen şimdi kaybolursun gelene kadar görüntülü konuşalım ki yolu tarif edeyim.
N: Madem bunu yapacak zamanın var gelip sen alsaydın beni. Gerek yok tarifine taksi bulursam taksiye bineceğim.
B: Kavga mı edelim son saatlerimizde Nisa?
N: Sen söyle edelim mi?
B: Bak yoğunum diyorum şu anda müşteri yok diye aradım.
N: Tamam Barış taksi geçiyor bir tane ona bineyim sende kapatma dükkanın yerini tarif et.
B: Tamam hayatım tamam.
Taksiye binince Barış adama dükkanı tarif etsede adam buranın taksisi olmadığı için dükkanı bulamayacağını ama beni yakın bir yerde indireceğini söyledi sonra da Yusuf gelip beni alacak.
Taksici beni indirdi yanımda nakit yoktu ama Allah'a şükür Yusuf yetişti birlikte Barış'ın işi bitene kadar orda bekledik sonra ise dükkana geçtik Barış'ın yanına.
B: Kanka sen valizleri de al Nisa ile yazaneye geçin bende bir abimin yanına uğrayıp onunla konuşup geleceğim.
Y: Tamam kanka. Gel yenge gidelim.
N: Tamam Yusuf.
Yusuf ile birlikte benim üçüncü evim haline gelmiş olan yazaneye gittik. Yusuf Barış'ı arayıp geldiğimizi haber verdi. 15 dakika sonra da Barış geldi zaten.
Y: Kanka bayramdan sonra görüşürüz dikkat edin kendinize bir şey olursa ara benim eve gitmem lazım annem aradı acil gitmeliyim yoksa beklerdim sizinle.
B: Tamam kardeşim sağol yaptığın her şey için sende dikkat et kendine dükkan sana emanet bayramdan sonra görüşürüz.
Yusuf gidince Barış ile yalnız kalmıştık.
N: Defne'yi arayıp telefonunu verir misin bir benim paketim bitti o da ikiniz birlikteyken arayın beni demişti.
B: Tamam arıyorum. Al siz konuşun ben çok yorgunum.
N: Alo aşkım biz Barış ile yazanede servis bekliyoruz şimdi de ancak arayabildik seni kusura bakma.
D: Yok aşkım sorun değil. Eee ne yapıyor bizim oğlan üzmedi değil mi seni?
N: Hahah yok Defne ya.
Biz Defne ile konuşurken Barış birden telefonu elimden aldı.
B: Alp abla bizim birazdan servisimiz gelecek o gelene kadar biz bir markete gidip bir şeyler alalım ben hala yemek yiyemedim hemde Nisa'nın gece iğnesi saati yaklaşıyor o anda otobüste olacak bir şey olsun yanında ki şekeri düşmesin siz sonra konuşursunuz olur mu?
D: Tamam ablam selam söyle Nisa'ya ikinizide çok öpüyorum dikkat edin kendinize.
B: Tamam abla hadi kapattım.
Barış böyle işte kapattım der ve kapatır bazen demeden kapatır. Baya baya odun benim sevgilim ama onu böyle seviyorum.
B: Nisa hadi gel gidip bir şeyler alalım.
N: Tamam aşkım.
Birlikte markette tatlı-tuzlu, sakız falan her şeyi aldıktan sonra tekrar valizlerin yanına döndük. Birlikte yerde otururken fotoğraf çekilmek aklıma geldi.
N: Aşkım telefonunu verir misin?
B: Neden, ne oldu ki?
N: Fotoğraf çekeceğim ya benim telefonda yer yok. Hadi lütfen.
B: Tamam al.
Barış telefonun şifresini falan açıp verdi tam kameraya gireceğim an instagramdan bildirim geldi. Ama gariplik ordan bildirim gelmesi değil bildirim gelen hesabın Barış'a yavşayan kaşarın hesabının olması yani mesajı atan değil mesaj gelen hesap o kızın hesabı.
B: Aşkım neden dondun kaldın hani fotoğraf çekilecektik?
N: Bu ne Barış?
B: Ne ne?
N: Bu hesap senin telefonunda neden açık ya senin telefonunda daha ortak hesabımız açık değilken sana yavşayan bir kaşarın hesabı sende nasıl açık olabilir?
B: Nisa salak salak konuşma göründüğü gibi değil bilmediğin şeyler var.
N: Ne ya benim bilmediğim şeyler ne?
B: Nisa bak çok saçmalıyorsun.
N: Ya bırak. Bakalım ne var bu hesapta.
B: Ver şu telefonu iyice kafayı yedin.
N: Kes sesini Barış. Madem baktırmıyorsun karar ver sevgilin kim ben miyim yoksa o kaşar mı?
B: Ne demek bu?
N: Canımı yakıyorsun Barış. Beni yazaneden sen almadın, evden sen almadın. Sonra sabahtan akşama kadar yattığımı hiçbir işe yaramadığımı ileri sürdün ki ben bugün sabahtan beri evi temizledim, senin gömleğini yıkayıp ütüledim, valizini hazırladım bir sürü şey ile ilgilendim sen dükkanda çalıştıysan bende evde bunlarla uğraştım tüm bunlar yetmez gibi sevgilimin telefonunda ne olduğu belli olmayan birisinin hesabı açık ve o hesaba mesajlar geliyor bu da yetmez gibi sevgilim dediğim, seviyorum dediğim adam telefonu elimden alıp benden bir şeyler gizliyor. Sadece yola çıkıyoruz ne olup biteceği belli olmaz kırgın olmayalım diye uzatmıyorum ama bu konu burda kapanmadı.
Bebeklerim 1 aydır yoktum covid olduk ailecek ve biri bitiyor diğeri başlıyor baya yıprandım sonra şekerim ile ilgili sorunlar oluştuğu için hastaneye kaldırıldım falan ancak bölüm yazabildim beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfen hepinizi seviyorum 💕
