/13/PERA/
' İblis, karanlığını ruhuma bulaştırıyor baba... Bir hastalık gibi yayılıyor... Durduramamaktan korkuyorum... Senin aksin olmaktan korkuyorum baba...!'
Ne zaman sonlanacağını merak ettiğim yola diktiğim bakışlarımı ensemde ve sırtımda hissettiğim sıcaklığın artmasıyla ayırdım. Burdur'a gitmek için çıktığımız yolun bitmek bilmemesi ayrı yol kenarında gördüğüm karartıların ruhumu daraltışı ayrı canımı sıkıyordu. Birde aracın arka koltuğunda ara sıra var olan karartılar yani davetsiz misafirler vardı.
" Onlarla gitmek zorunda mıyız?"
" Sana bir zararları mı dokundu?"
Arka koltuğa bakarak sorduğum soruya soruyla cevap veren Vusen'e " Hayır ama varlıkları huzursuz ediyor. Hem birkaç saniyede oraya gitmek varken sıkıcı yolculuğumuza neden eşlik ediyorlar?" dediğimde " Defalarca kez gidip geldiler zaten ve seni korumak için yanımızdalar." diyerek siyah sıvıların akmayı bıraktığı gözlerini yola odakladı.
" Beni kimden koruyacaklar?"
" Köye gittiğimizde anlarsın."
" Net bir cevap versen? "
" Buna cevap vermem mümkün değil. Şimdilik."
Arkamdaki karartılara ve Vusen'e bakmaya son verip gözlerimi yeniden yola diktiğimde gördüğüm manzara sıkıcı yolculuğuma az da olsa keyif kattı.
" Gölleri sever misin?"
Vusen'e bakmadan " Evet." dedim ve gölün büyüleyici güzelliğini seyretmeye devam ettim. Aramızda bulunan mesafeye rağmen gölün çevresini işgal eden insanların mutlu olduğunu görebiliyordum ve bir mutlulukta ben yaşamak istedim. Bunun için ise hayranlıkla baktığım göle sevdiklerimle beraber geldiğimi hayal ettim.
" Hiç göl görmemiş gibi bakıyorsun."
" Bu kadar yakından ilk kez görüyorum."
" Anladım."
Gülümseyerek gözlerini yeniden yola çeviren Vusen'in yüzündeki tuhaf ifadenin adını kendimce koydum ve bu korkumu bastırmamı sağladı. Nefret yüzü masumdu... Tenin kül rengi olması böyle düşünmeme engel olamamıştı. Vusen ve masumluk! Yan yana gelmeleri bile imkansızdı ancak gülümsemesinde bunu görmüştüm.
Gölün kenarındaki yolu, ağaçların arasına girerek terkeden Vusen yaklaşık on dakika sonra aracı durdurdu. Beni es geçerek arkasına dönüp " Önleminizi alın!" dedikten sonra yine aynı şeyi yapıp arabadan indi. Bana göre tam olarak görünmeyen cinlerdi fakat Vusen'e göre görünmeyen bendim sanırım!
Arkamdaki karartıların ormanın içine süzülüşlerini ne yapacaklarını merak ederek izlerken Vusen, cama vurup eliyle çıkmamı işaret etti.
" Bilmen gereken bir şey var asabe."
" Nedir?" diye sorarak aracın kapısını kapattım ve ormana doğru yürümeye başlayan Vusen'e yetişmek için aramızdaki mesafeyi hızlı adımlarla kapatmaya çalıştım.
" Geçmişinle olan bağlantım bu köyle alakalı. Daha doğrusu babaannenle alakalı."
Büyük adımlar atarak yürüdüğü için yüzüne bakmakta zorlandığım Vusen " Babaannenin hamileyken köyden kovulma sebebi bendim." dediğinde duraksadım. Amcam babaannemin hamileyken doğduğum köye gelişini, dedem sandığım adamla nasıl tanıştığını görmemi ve öğrenmemi sağlamıştı. Ama detayları yoktu ve şimdi Vusen kovulma sebebinin kendisi olduğunu söylüyordu. Ve dikkatimi çeken diğer ayrıntı yaşı olmuştu. Yanımdaki cin babamdan büyüktü... Belki tahminimden de büyüktü ama dikkatimi yaşına değil yaptıklarına verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Cin / ASABE
HorrorKalbimdeki Cin serisinin üçüncü kitabıdır. Düzenleme bitene kadar yayımda kalacak.