/27/KURTULUŞUN BEDELİ/
SON BÖLÜMDEN İKİ GÜN SONRASI ANLATILMAKTADIR.
' Biliyorum; birimiz ateş birimiz topraktık ... Kimine göre yasaklıydık, temasımız günahtı kimine göre ama unutulan bir şey vardı baba; kader... O benim kaderime boşuna yazılamamıştı. Birçok sınavımı onunla ve onun gibilerle verdim. Ve şimdi son olmasını istediğim bir sınav var...'
" Uyumayı düşünmüyor musun?"
Elinde un ufak ettiği peçetinin parçalarından gözlerini ayıran Yasemin, kısa bir süre bahçenin karanlık tarafına baktıktan sonra yüzünü sağ tarafında oturan Ahlad'a çevirdi. İkisi haricinde herkes odalarına dağılmıştı. Ahlad babası kendisini beklenmesini istediğine dair bir mesaj attığı için uyanık kalmaya çalışıyordu. Yasemin ise Hazep, Eflah'ın yanında olduğu için odasına gidemiyordu. Salonda tek başına oturmaktan sıkıldığı için bahçeye çıkmış, dakilardır yan yana oturuyorlardı ancak şu ana kadar aralarında nefes alış verişlerinin dışında bir ses duyulmamıştı. Konuşulacak çok şey vardı ve sessizlikleri derin yaralarının çığlığıydı aslında.
" Hanzep gitmedi daha."
" Aslı'nın yanında uyu istersen. Ben salonda yatarım Yasemin."
Başını olumsuz anlamda sallayan Yasemin'i içeri nasıl göndereceğini düşünmeye koyulan Ahlad, uyumak istediğini söylerse kendisiyle kalkar mı diye düşünerek yüzünü incelerken gözlerinin dolu olduğunu farketti.
" İyi misin? Yaraların mı acıyor? "
" Hayır..."
" Neyin var o zaman Yasemin?"
Kuzeninin masanın üzerinde birleştirdiği ellerine uzanıp ellerinin arasına alan Ahlad öne doğru eğilerek gözlerinin içine bakmaya çalıştı. Eflah geldiğinden beri solgun yüzü, acılarına rağmen renklenmiş, gülümsemesi bile değişmişti. Duygu yoğunlukları yüzünden ara ara toprak rengini alan gözlerinde umudun pırıltılarını görüyordu ancak şimdi hüznü kucaklayan yaşların pırıltısı geceye meydan okurcasına kendini belli ediyordu.
" Yoruldum... Ahlad. Düşünmekten yoruldum. "
" Şişş sakın... Ağlama. Seni yoran düşünce neyse söyle bana. Elimden ne geliyorsa yaparım."
Sol elini Yasemin'in elinden ayırıp kolunu omuzuna saran Ahlad bedenini kendisine doğru çekip başını göğsüne yasladı. Bir eliyle omuzunu ovalarken diğer eli saçlarında gezindi. Onu dağılmış görmek istemiyordu ama yaşanılanları düşündükçe iyi bile dayandığını düşünmeden edemedi. Zor yollardan geçmişti ama hâlâ kendi hayatını hiçe sayarak birileri için bir şeyler yapmaktan vazgeçmiyordu. O kendisini her ne kadar zayıf ilan etse de Yasemin, Ahlad'ın tanıdığı en güçlü kadındı.
" Hayaller kurmuş Ahlad. İkimizin doyasıya mutlu olduğu hayaller. Biliyor musun birlikte olursak Allah bizi affeder mi diye sordu bana. Bilmiyorum dedim. İçimdeki karanlığa rağmen bir parça aydınlıkla ona umut verdim ve belki dedim. Arafta kaldım Ahlad..."
Burnunu çekerek Ahlad'ın göğsüne biraz daha sığınan Yasemin sessiz kalmasıyla devam etmek için boğazını temizledi. Bir yumru taş misali gelip yerleşmişti hem boğazına hem kalbine... Hiç durmadan gülümsüyor, diğerleri gülüşünün altında sakladığı hüznü farketmesin diye düşüncelerini kontrol ediyordu fakat bunu yapmaktan yorulmuştu.
" İyiyim diyor ama iyi olmadığını biliyorum... Geçmiyor Ahlad. Göğsümdeki iz de ağrıda geçmiyor. Biz iki kişi değil gibiyiz. Azrail hep yanımızda sanki. O hayaller kurmaya devam ediyor biliyorum. Ve ben yanına gözlerim kapalı gittiğimde artık enerjisini daha az hissediyorum. Onu göremiyorum.. Dokunamıyorum... Sarılamıyorum... Bu canım çok yakıyor... Neden iyileşmiyor Ahlad?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimdeki Cin / ASABE
HorrorKalbimdeki Cin serisinin üçüncü kitabıdır. Düzenleme bitene kadar yayımda kalacak.