Dokuz ay öyle hızlı geçmişti ki, Gon ne ara doğuma yaklaştığını anlayamamıştı.
Bu dokuz ay içerisinde Gon kendine daha fazla dikkat etmişti. Killua bu süreçte yanından ayrılmamıştı. Bu sefer omegasını kimselere emanet etmeyecekti.
Dördüncü aylarında Gon'un üçüzlere hamile olduğu, üçünün de kız olduğu ortaya çıkmıştı. Killua hafiften bozulsa bile bunu belli etmemişti. Çocuklarının olmasını her şeyden çok istiyordu nihayetinde.
İkisi tek yumurta da, biri farklı yumurtadaydı. İkisi birbirine benzeyecek, diğeri onlardan farklı olacaktı. Gon dış görünüşlerini çokta umursamasa da, kızlarının nasıl olacağını çok merak etmiyor değildi.
Şimdi ise Killua'ya sarılmış, uyuyordu genç omega. Karnının izin verdiği kadar sarıldığı için aralarında biraz mesafe vardı ama bunu şimdilik umursamıyorlardı. Doğuma az bir zaman kalmıştı nihayetinde.
İkisi mışıl mışıl uyurken aniden Gon'a giren sancı onun uyanmasına neden olmuştu. İnleyerek ve karnını tutarak uyandığı için anlık neler olduğunu anlamamıştı. Ardından jeton düştü. "Killua!" diye çığlık attığı an Killua uyandı. Gon'un karnını tutarak acı çektiğini anlayan Killua hızlıca ayağa kalktı.
Ondan sonra işler çok hızlı gelişmişti. Gon, ameliyathaneye alındıktan sonra Killua yanındaki koltuklara çöktü. Ardından Leorio'yu, abisini, Keitha'yı ve Bisky'i arayıp hepsine teker teker haber verdi. Kurapika'yı ve Hisoka'yı arama gereği duymamıştı. Çünkü Leorio ve Kurapika, Illumi ve Hisoka evlenmişti. Aralarında bir ay oynuyordu. Yani düğünlerinin arasında. Şimdi ikisi de çocuk bekliyordu.
Tam kadro hastaneye toplandılar. Ameliyathanenin kapısında saniyeler geçmiyordu sanki. Özellikle Killua için. Bekleyiş ve Gon'un çığlıkları gittikçe yükseliyordu.
Elbette erkek omega olduğu için kadın omega gibi doğum yapamıyordu Gon. Onun yerine sezeryan doğum misali karnını keserek yapılıyordu doğum. Lakin uyuşturulmuyordu. Normal doğum ile sezeryan doğumun karışımıydı bu. Bu da iki katı acı demekti.
Aradan geçen beş saatin sonunda bebek ağlama sesleri koridoru doldurdu. Killua'nın aniden dizleri tutmadı. Düşecek iken onu tutan Leorio oldu. Killua gülse mi ağlasa mı karar veremiyordu. Duyguları birbirine karışmıştı. Bir yandan sabaha kadar koşarak ülkeyi turlayacak gibi enerjik hissediyordu, bir yandan da kolunu kaldıracak hâli yok gibi hissediyordu.
Bebekler bebek bakım odasına alınırken [odanın adından emin değilim] Gon'un karnına dikiş atıldı ve normal odaya alındı.
Bir saat sonra tüm işlemler bitmişti. Killua Gon'un başında bekliyordu. Uyanmasını elbette. Yorgun düştüğü için normal odaya alınır alınmaz uyuyakalmıştı Gon.
Gon uyanır uyanmaz kızlarını istedi. İki hemşire üç kızı getirdi. Gon birbirine benzeyen ikizleri alırken Killua diğerlerinden farklı üçüzü almıştı. Hepsi de süt için ağlıyordu. Biri hariç. Lakin Gon sevincin verdiği sarhoşluk yüzünden henüz onu fark edememişti. Gon gülümsedi. Erkek omega olduğu için kızlarını besleyemezdi. Bu yüzden akıllarında süt anne planı vardı.