8. Bölüm

101 6 2
                                        


Sınav çok boktan geçmişti. Hatta boktan ötesi. Böyle bi kelime var mı bilmiyorum ama yoksa bile şuan ben uydurmuş olduğum için patenti bana ait, ayıkss. Neyse saçmaladım.

Bu gidişle cidden sınıfta kalacaktım. Derslerim her zaman ne iyi ne kötü olmuştu ama bu sene hiç umursamıyordum. Daha ilk sınavdan sıfırı yiyecektim. Hocalarla iletişim problemim vardı ve eğer çalışmazsam acımadan bırakırlardı. Resmen ders çalışma hevesimi kaybetmiştim. Gerçi hiç olmayan heves nasıl kaybedilir orası da ayrı bi konu ya neyse.

Sırtımı sıraya yasladım, ayaklarımı da önümde oturan arkadaşın sırasının demirine uzattım. Zaten canım sıkkındı, bir de kasıntı gibi oturmaktan nefret ediyordum. Kafamda tonlarca düşünce vardı, birbirinden bağımsız, mutsuz ölü düşünceler.

Ne olacağım belli değildi, ne olmak istediğim bir muamma. Kalbimde biriktirdiğim öfke ve kin beni ne zaman yok edecekti, hiç bilmiyordum. Sevgi istiyordum. Evet. Ama inanmıyordum. Annem öldükten sonra sevilmek nasıl birşeydi, unutmuştum. Sevgiyi başkalarında aramıştım, yanlış bir bedende. Tamamen benim yanılmalarımdan ibaret olan bir bedende. Onda da boyumun ölçüsünü almıştım zaten. Hep bastırmaya çalışsam da hiçbir zaman 'Neden?' sorularının beynimi kemirmesini engelleyememiştim. Neden yaptı? Neden ben? Ben bunu hakedecek ne yaptım? Bu soruların cevabını almış olsam da hiç bir zaman yeterli gelmemişti. Ona olan nefretimin intikamını almış olsam da hiç bir zaman bana yetmemişti. Hep daha fazla hırs, daha fazla öfke, daha fazla intikam istemiştim. Ama artık istesem de yapamazdım. Çünkü eski sevgilim olacak kansız, bir uyuşturucu bağımlısıydı ve aşırı dozdan dolayı ölmüştü. Hiç anlamamıştım, farkedememiştim. Ne ara bu kadar kaybetmişti kendini, hiç bilmiyordum. Tek bildiğim uyuşturucu parası uğruna beni satmış olmasıydı.

Evet, hayatımın özeti buydu işte. Annesi ölmüş, üvey babası başka bir kadınla kayıplara karışmış, kardeşiyle bir başına kalmış, bildiğiniz orospuluk yaparak geçimini sağlamaya çalışan bir kızdım ben. Daha başka ne kalmıştı ki yaşayacağım?

"Alooo. Dünya'dan Esila'yaa. Dünya'dan Esila'yaa!"

Çağlar'ın dürtüklemesiyle düşüncelerimden sıyrılıp gerçek dünyaya döndüm. Kafamı Çağlar'a çevirdiğimde maymun gibi iki elini sağa sola sallayıp duruyordu.

"Dünya'da inecek vaar!" Yaptığı bu iğrenç esprilere karşılık olarak yüzümü buruşturdum ve kafamı sallayarak önüme döndüm.

"Hey baksana. Karşı şubeden bir kız seni sordu."

"Beni mi? Kim ki o?"

ÇAKIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin