9. Bölüm

72 8 1
                                        

Bazen hayat bizi en sevdiklerimizle vurur. Baban, annen, kardeşin, arkadaşın, sevgilin.. Beni de vurmuştu. Ama en ağır darbeyi sevgilim olacak şerefsizle vurmuştu. İlk önce babam, sonra annem bırakıp gitmişti. Sonra sevgilim, tek sığınağım, geleceğim sandığım adam beni uçuruma yuvarlamıştı. Bırakıp gitmekle kalmayıp, hayatımın en kötü anlarını yaşamama sebep olmuştu. Üvey babamı saymıyorum bile. Bir insanın başına bundan daha kötü ne gelebilirdi ki?

"Heey!? Hişşt!? " Hunharca kolumun dürtülmesiyle yerimden sıçradım. Çağlar ödümü kopartmıştı.

"Ne yapıyorsun be? Ödümü koparttın!" Kaşlarını çattı ve beni dikkatle süzdü.

"İki saattir sesleniyorum kızım, yine daldın gittin, baktım boğulacaksın bende dürteyim dedim." Ellerimle boğazımı sardım kusacakmış gibi yaptım. Verdiğim bu tepkiye karşılık olarak dil çıkardı ve önüne döndü. Şok olmuştum, resmen kız gibi trip atmıştı bana. Kendimi tutamayıp bir kahkaha attım. Güldüğümü görünce hemen atladı.

"Ben işte böyle güldürürüm insanı. Gerçi senin espri anlayışın biraz körelmiş ama zamanla öğrenirsin." dedi büyük bir gülümsemeyle.

"Aman yok kalsın, ben halimden çok memnunum böyle."

"Neyse birazdan zil çalacak, kantine gidelim mi ne dersin?" Düşündüm, bir Nescafe iyi gelirdi aslında. Son derse kadar uyanık kalabilmek için en azından.

"Olur, gidelim." dedim gülümseyerek. Oda gülümsedi.

"Tamam o zaman." dedi.

---

Zil çalar çalmaz kantine koşmuştuk, malum çok sıra oluyordu ve zaten teneffüsler kısaydı. Çünkü okulun lanet olasıca bir eğitim sistemi var. -Burda yürü gidelim osman demek isterdim ama neyse demiş kadar oldum aksjks-

"Abla bize 2 kahve." demişti Çağlar.

"Tamamdır hemen getiriyorum." Abla kahveleri hazırlayana kadar bende gözüme oturacak bir yer kestirdim. Kantin en arkasında, en köşedeki masaydı. Her zaman takıldığım yerdi burası. Çünkü genelde herkes ön taraftaki masaları tercih ederdi ve bende tek başıma en arkada otururdum.

"Şşt, nereye?" Çağlar'ın sorusunu duyunca ona döndüm. Soru sorar gibi ellerimi açıp cevap verdim.

"Oturmayaa?" Gözlerini devirdi.

"Hayır, oraya oturmayacaksın. Bundan sonra öyle köşelerde tek takılmak yok." Bu seferde ben gözlerimi devirerek onun gösterdiği yere oturdum.

"Desene senden kurtuluş yok." dedim. Oda oturduğu yerde iyice yayıldı ve alaycı bakışlarıyla gülerek cevap verdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇAKIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin