Sarsak adımlarla sınıfa girdim. Yine acayip uykum vardı. Resmen ayakta uyuyabilirdim. Hatta uyuyor sayılırdım. Sırama oturduğumda çantamı sıramın üzerine koyup kafamı yasladım. Ama sınıfın uğultusundan uyuyamıyordum ki! Dersin başlamasına daha 10 dakika vardı. Bari bir kahve alayım dedim ve kantine doğru yürümeye başladım. Bu arada hayvan gibi esniyordum.
Kantin yine full doluydu. Kantinci ablaya bir kahve istediğimi söyledim. Ücreti ödemek için elimi cebime soktum, boştu. Öbür cebime de baktım. Para yok. O anda kafama dank etti. Cebimde bozukluk taşımayı sevmediğimden dün cüzdanıma koymuştum paramı. Sıkıntıyla üfledim. Tam kahveyi iptal etmek üzereyken abla kahveyi önüme koydu."Ya şeyy. Abla bi bakar mısın?" Bir kıkırdama duydum.
"Bana da bir kahve. Bu arada bu sefer benden olsun." Bu o çarptığım kızdı. Normalde kabul etmezdim ama aksi halde bütün gün uyuklayacaktım, zaten hocadan azarı yemiştim.
"Eyvallah. Bir daha ki sefer benden olur. Şeyy. Selin miydi?" Bir kahkaha attı.
"Helin. Senin ki Esila'ydı değil mi canım?" Unutmamış lan kıza bak. Hiç hoşuma gitmiyordu bu samimi tavırlar.
"Evet. Neyse sınıfa geç kalmayayım. Kahve için sağol." Arkamı döndüm. Yine dibimde bitti.
"Hangi sınıftansın? Birlikte çıkalım." İçimden oflayarak, dışımdan gülümseyerek cevap verdim.
"C Şubesi. 3. Kat."
"Hadi ya. Bende A şubesindeyim. Seni daha önce hep görüyordum."
"Ben seni hiç görmedim." dedim bıkkınca. Anlamış olacak ki sustu. Sınıfın kapısının önüne geldiğimde durdum.
"İyi dersler. Kahve için tekrardan teşekkür ederim." Bir yandan bana gülümserken bir yandan da sınıfa doğru bakıyordu. O an kafama dank etti. Bu kadar samimi olmasının bir nedeni vardı. Ah ulan. Bir kere de insanlar hakkında yanılmış olmayı diledim. Kimse durduk yere iyi olmazdı. Heralde en iyi bildiğim şey buydu şu hayatta.
"İyi dersler canım. Görüşürüz." dedi tekrardan gülümseyerek. Cevap bile vermeden arkamı döndüm ve sınıfa girdim. Sırama geçtiğimde yanımdaki çocuğun gelmediğini gördüm. Ohh. İstediğim gibi yayılabilirdim şimdi. Şu Helin denen kızı da bir ara yoklamalıydım. Bir karın sancısı vardı ama neyse kokusu çıkardı zaten yakında.
Hoca sınıfa girdiğinde gülüşmeler oldu. Kafamı kaldırıp baktım. Bakmamla kahkaha atmam bir olmuştu. Bizim sert erkek Engin Hocamız kalpli kazak giymişti. Hiç bozuntuya vermeden masasına geçti.
"Günaydın çocuklar."
"Günaydın Hocaam." Sınıfın sulusu Buğra atladı hemen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇAKIR
Fiksi RemajaAdımlarını iyice hızlandırdı. Takip ediliyordu. Cebinden telefonunu çıkararak saate baktı,19.46. Sevgilisiyle buluşacaktı fakat hala anlayamıyordu. Bu karanlık, ıssız ve hiç tekin olmayan sokaklarda ne işleri vardı? Telefon konuşmalarını düşündü. Bö...