Episode 2

223 20 10
                                    

1 yıl sonra

"Cisimlenmeye hazır mı?"

Hermione, kuzgunun aceleci sesi ile derin bir nefes vermişti. Daha dün kolunda derin bir kesik açılan kızılın bugün cisimlenmesini nasıl beklerdi ki? Bunun mümkünatı olmadığını Harry'de biliyor olmalıydı.

"Yine aceleci davranıyorsun, Harry. Elimden geleni yapıyorum."

"Demek ki yeteri kadar yapmıyorsun!"

Harry sinirle ellerini saçlarından geçirip etrafında tur atmaya başlamıştı. Yaptıkları tek şey oyalanmaktı ve bir an önce harekete geçmek istiyordu. Herm ise gerçekten son demlerindeydi. Tam bir yıldır kuzgunun bu saçma sapan davranışlarını çekiyorlardı ve artık gerçekten yorulmuşlardı.

"Üzgünüm ama ben bir şifacı değilim, Harry! Sadece biraz sakin olsan ve dinlenmeyi denesen, üç dört gündür doğru düzgün uyuduğunu bile görmedim."

Kuzgun tek ayağını sinirle yere vurup arkadaşına dönmüştü. Sinirini içine atarsa sonrasında yaşanacak sinir krizini tahmin bile edemezken arkadaşlarının böyle bencilce davranması sinirini bozuyordu.

"Bana tek söylediğin şey sakin olmam Herm! Ama olamıyorum, anlıyor musun? Olamıyorum! Bugün tam bir yıl oldu! Her gece gözlerimi kapattığımda öldüğü an aklıma geliyor! Annesinin çığlıkları, ölmeden önce ayağa kalkması, astronomi kulesinde ardı arkası kesilmeyen gözyaşları.. Kaldıramıyorum artık!!"

Harry sakinleşmek adına bedenini ormana doğru çevirirken derin bir nefes alıp gözlerindeki yaşların akıp gitmesine izin vermişti, hep yaptığı gibi.. Dediği gibi kaldıramıyordu artık. Ne onun ölümüne ne de onu öldürenin hala nefes alıyor oluşuna.. Niye kimse onu anlamaya çalışmıyordu ki!

Hermione derin bir nefes alıp susmayı tercih ederken arkadaşının bir an önce iyi olması için dua ediyordu. Kendisi bir şekil idare ediyordu ama bu halleri hem kendisine hem de anlayış kavramının %20'lerde gezindiği Ron'a iyi gelmiyordu.

"Burada neler oluyor? Neden yine Herm'e bağırıyorsun?"

Herm endişeyle Ron'a dönerken ortam iyice gerginleşeceğe benziyordu. Zaten haftalardır ikiliyi zar zor sakin tutuyordu. Birde üzerine boynunda takılı olan hortkulukla kızılın hali hazırda %20'lerde gezinen anlayışının artık olmadığına da o kadar emindi ki..

"Bana sakin olmamı söyleyip duruyor da ondan. Tek yaptığı bunu söyleyip durmak!"

Ron gözlerini şaşkınlıkla ikili arasında gezdirdi. Harry böyle biri değildi ve değişmişti, bunu kesinlikle kabul ediyordu. Malfoy'un ölümünden sonra kendini intikam almaya öyle bir adamıştı ki başka hiçbir şeyi görmüyordu. Bir yıldır onda gördükleri tek duygu, sinirdi! Bazen üzgün bir ruh haline bürünse de o zamanlarda bile öfkesi ağır basıyordu ama buna da bir yere kadar sabredebilirlerdi!

"Haklı, biraz sakin olmaya çalışman lazım. Böyle yapınca sadece içten içe birbirimizi yiyoruz, birlik olacağımız yerde!"

"Kesinlikle! Birlik olacağımız ve harekete geçeceğimiz halde biz bir ormanda çadırın içinde oturmuş öylece duruyoruz, neden?"

"Keyfimizden oturmuyoruz Harry, Ron hala cisimlenmeye hazır değil."

Rüzgarın sebep olduğu yaprak hışırtılarıyla birlikte Herm'in yatıştırıcı sesi kulaklara dolarken ortamda ki gerinlik hala varlığını sürdürüyordu.

Kuzgun ise derin bir nefes verip kendine sakin olması gerektiğini söylüyordu ama sadece söylüyordu. O gün Voldemort'a söylediklerinden beri hergün beyninde ki ukala sesin 'başaramadın' 'hala hayattayım' tarzında ki cümlelerine maruz kalıyordu. Bu acısını kalbine gömmesini engellemekle beraber, her gün aynı anı tekrar tekrar hatırlamasını sağlıyordu. Farkındaydı, Voldemort'un amacı da onu sinirlendirip yavaşlatmaktı ancak o sinirini hızlanmak için kullanmak istiyordu. Bu şekile boş boş oturarak değil!

SecretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin