Bölüm 3; Kurtarıcım

40 3 1
                                    

Müziği açıp okumanızı tavsiye ederim

Merhaba Canımın İçleri, nasılsınız? Size anlatmak istediğim o kadar çok şey yaşadım ki, bazen birşeyler konuşmak bile cesaret istiyor. Şuan cesaretimi toplayıp size geldim.

Oylarınız ve yorumlarınızla destek olmayı unutmayın lütfen...

İyi okumalar...:)
_________________________

HAYALDEN ÖTE

Bölüm 3; Kurtarıcım
Saçlarımda dolaşan parmaklar yüzüme dökülen kısa saçları geriye alıp şefkatle okşuyordu. Gözlerimi hafifçe araladığımda aydınlık gözlerimi kamaştırdı. Gözlerimi kapatıp yeniden açtım. Hemen yanıma uzanmış yüzümü izleyip saçlarımı okşuyordu. Neden yaptığımı bilmeden ellerimle bedenimi kapatmaya çalışarak doğrulmaya kalkıştığımda başımdaki ağrıyla inledim.

“Yavaş” diye beni uyarıp belimden tutup kalkmama yardım ederken tüm bunları o yapmamış gibi davranıyordu. Göğsümün üzerindeki el bileğimden tutup gülümseyerek çekerken “Beni ne zannediyorsun sen?” dedi.

Bakışlarım gelinliğime damlayan kan lekelerine takıldığında, omzumdaki kan lekelerinin temizlenmiş, göğsümün üzerindeki kan lekelerinin hala duruyor olduğunu fark ettiğimde “Sen” kendimi geri çekmeye çalışırken “beni öldürmeye kalkıştın” diyebildim. Karşımda gülümseyerek duran adamdan korkuyordum. Şuan karşımda duran adamla başımı duvara vuran adamın aynı kişi olduğuna inanmak istemezken üzerimdeki kanlar gerçekleri gün yüzüne çıkarıyordu.

Elindeki telefonu uzatıp “Şimdi babanı arayacağım ve sende hatanı telafi edeceksin” dedi.

“Yapmazsam, bu sefer kafama mı sıkacaksın?”

“Ah Sahra'cık beni henüz hiç tanımıyorsun ben silahları hiç ama hiç sevmiyorum. Sakın korkma senin saçının teline dokunmaya kıyamam ama” işaret parmağını karşı duvara sabitlediğinde bakışlarım duvara döndü. Düğünde çekilen aile fotoğrafımızı gösteriyordu.

“Bunu nereden aldın?”

“Nergis, anaokulu öğretmeni işini henüz yeni buldu. Yaşlı annesinin bakımını güçlükle karşılayabiliyor. İşten çıkarılırsa hayatı baştan sona kaosa döner”

“Sakın onlara dokunma” Telefonu kaldırıp gösterirken sol kaşı manidar şekilde havaya kalkmıştı. Ailem gibi gördüğüm arkadaşlarımın zarar görmesine dayanamazdım. Onlar benim canımdı. Başımı sallayıp aramasını onayladığımda babamı aradı. İlk çalışta açılan telefona gülümseyerek “Nasılsın babacığım?” dedim.

“İyiyiz güzel kızım annenle kahve içiyorduk.”

“Telefonunu hemen yaptır bizi endişelendirme.” Annemin bağırarak beni azarlaması bile hoşuma gidiyordu. Telefonumun bozuk olduğunun nereden çıktığını anlamak için ona baktım. Başını eğip konuşulanların doğru olduğunu onayladığında “Sen nereden duydun anne?” dedim olayları çözmeye çalışarak.

“Damadı aradık o anlattı. Hava alanında telefonunu düşürdüğünü anlattı. Bizde bir şey oldu diye endişelenmiştik. Baban Paris’e uçak bileti bakmaya başlamıştı.”

Annemle babamın gülümseyişlerini duyduğumda dünyalar benim olmuştu. Gülümseyerek “Biraz acele edince elimden kayıverdi” öfkeli bakışlarım ona döndüğünde iki elini başının altında birleştirip beni izliyordu. Bakışlarımın kendine döndüğünü gördüğünde gülümsedi. Hiçbir şey olmamış gibi davranması beni delirtiyordu.

HAYALDEN ÖTE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin