Bölüm 2: Yüzleşme

37 6 0
                                    

Müziği açıp okumanızı tavsiye ederim Medyada ekli
Müzik; Lund, Broken

Merhaba nasılsınız? Umarım herkes iyidir...

Yorum ve oylarınızla beni yanlız bırakmayın lütfen ♡

İyi okumalar canlarım...:)
~~~~~~~~~~~~~~~♡~~~~~~~~~~~~~~~
HAYALDEN ÖTE

Bölüm 2; Yüzleşme

Dizlerimin üzerinde dakikalarca bekledim. Yaşadıklarıma anlam veremiyordum. Sait amcanın beni oğluyla evlendirmek istediğini duyduğumda ilk hayır diyen bendim. Memur bir ailenin kızı olarak yetişmiş üniversite okumayı reddederek kendimi yakın dövüş kursuna yazılarak spora başlamıştım. Sporla tanışan ergenlik dönemimde dahi hiçbir erkeğe taviz vermezken Talha hayatımın ortasına oturup beni kendine inandırmayı başarmış, inandığım yerden kalbimi söküp almıştı. Kalbim acıyordu. Bitkince çöktüğüm yerden kalkıp ağaçlık arazinin ortasında bekledim. Eylül ayının hafif esintisi yüzüme hayatı fısıldarken bozulmuş gelin topuzumdan ayrılan tel tel uçuşan saçlarım sonbaharı renginde taşıyordu. Babamı arayıp olup biten her şeyi anlatmalı ve bu lanet olası yerden çekip gitmeliydim.

Acıyan parmak uçlarım yürümemi zorlaştırırken topallayarak o eve yeniden döndüm. Talha'nın arabasını durdurduğu yerde durup kapıda put gibi duran korumalara "O nerede?" diye sordum.

İri yarı adamlardan biri bir adım öne çıkıp "Thanatos şuan salonda efendim. Odanızı hazırlattı ne zaman isterseniz istirahate çekilebileceğinizi iletti." dedi.

"Burada kalacağımı da nereden çıkardınız." Elimi cam kapıya doğru sallayıp "Ona söyleyin hemen telefonumu geri versin" hareketsiz bekleyen adamları gördüğümde "Size söylüyorum, telefonumu getirsin" dedim. Sözlerim umursanmada farklı bir konuya giriş yapan korumanın sözleri uyarıcıydı.

"Thanatos'a bu şekilde emir vermeye kalkışmanız hoşuna gitmez"

Sözlerini bıçak gibi kesip "Gitmezse ne olmuş, canım kime isterse ona emir veririm" diye bağırdım.

Sözlerimin umursanmadığını gördüğümde darmadağın olmuş halde önümdeki beş basamaklı merdiveni tırmandım. Korumalardan biri kapıyı açtığında içeri girdim. Ben dışarıda darmadağın olmuşken içeride Thanatos lakaplı adam ayaklarını orta sehpaya uzatıp kahkahalar atarak oyun oynuyordu. Adımlarım öfkeyle kaykılıp oturduğu üç kişilik koltuğun yanına vardığında araba yarışı oynadığını gördüm. Siyah eşofmanı aşağı kayıp beyaz boxerinin siyah lastiğini gözlerimin önüne getirirken karın kaslarının yanlarında bıraktığı derin çukurları görebiliyordum. Yeşil tişörtü sırtından yukarı kayıp kıvrılan karın kısmında birikmişti. Açık renk tenine kahverengi saçlar muhteşem bir uyum sağlarken gülümsediğinde etli dudaklarının biçimli görüntüsüne kapılmak isterdim; yaşadığım hayal kırıklığı olmasaydı. Varlığımı umursamadan araba yarışına devam ederken "Telefonumu ver" dedim.

Sözlerimin hiçbir önemi yokmuş gibi oynadığı oyundaki arabayı döndürdüğü yöne kendini yatırıp sanki arabaya kendi vücudu yön veriyormuş gibi heyecanlı oyununa devam ediyordu. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerim alev gibi yanarken umursanmamanın gurur kırıklığı vahşi bir canavara dönüşmemi sağladığında koltukların biraz gerisinde bulunan büyük yemek masasının üzerindeki içinde beyaz güller ıslı vazoyu boşaltma gereği duymadan öfkeyle başından aşağı döktüm. Anlık bir şokla olduğu yerden kalktığında kucağına dökülen güller yere düşerken bir tane gülün dikeni tişörtüne takılıp önce havada sarktı ardından yerin ahşap zeminiyle buluştu.

HAYALDEN ÖTE  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin