❧ Ay ışığı altında filizlenen güneş

19 2 3
                                    

~

Bölüm 11: ❧ AY IŞIĞI ALTINDA FİLİZLENEN GÜNEŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 11: AY IŞIĞI ALTINDA FİLİZLENEN GÜNEŞ

Queen Of Souls Şatosu'ndan kendimi bilmez bir biçimde, tırnalıyıcı düşüncelerimin zihnimde yarattığı gürültülü karmaşayla koşarak çıkmıştım. Alnımdan akan kanlı boncuk ter damlaları kalbimin sıkıştığını fark etmemi sağlamıştı.

Kuru çimlere bıraktım kendimi; bir dağın tepesinde, ay ışığının altında oturuyordum şimdi. Hayır, dökecek tek bir gözyaşım bile kalmamıştı. Aşk, beni tamamen ve geri dönülmez bir biçimde mahvetmişti.

Ağır ağır soluklanıyor, tepemde büyüyen ve haraket eden yıldızlara odaklanmaya çalışıyordum. Sabah saatleri, neden yeniden geceye teslim etmişti kendini?

"Gökyüzü elçisi. " dedi yabancı bir ses. Tedirgin gözlerimi gelen sese doğru yönelttim. Yüzümü kaplayan saçlar, arkamda oluşan kalabalığı fark etmeme engel olmamıştı.

"Yıllar sonra yeniden geldi! " dedi bir başka ses.

Ardından büyüyen bir gölgenin, ağır adımlarla bana yaklaştığını fark edip geri çekilmişti bu kalabalık. Benimle arasında üç adımlık bir mesafe kaldığında bu tanıdık gölge konuştu:

"Ed'in hissettiği bulgu bu olsa gerek... " dedi Darker ellerini bana doğru uzattığında. "Lanetinden çok yüceltileceğin bir gerçeğe sahipsin artık; Gökyüzü elçisi. "

Darker'ın ellerinden kavradım ve yavaşça ayağa kalktım. Tüm elbisem çamur olmuştu, ancak yüzüm tıpkı bir ay niteliğinde parıldıyordu.

"Karanlık büyüye sahip. " dedi Ed ilk günkü ifadesinden farklı bir biçimde. Darker'ın arkasında, tüm çekingenliğiyle karşıma çıkmaktan utanır hâldeydi.

Darker ellerimi bıraktı ve arkasında kalan Ed'in kolundan nazikçe tutup, çekerek öne çıkardı. Artık Ed tam karşımda duruyor, ancak gözlerime bakmıyordu.

"Sizin sayenizde... " dedi Darker her ikimize de baktığında. İfadesinde gerçek, anlaşılır bir mutluluk vardı. "Her şeyi kontrol altında tutabiliriz artık. "

"Beni kontrol altında tutamazsın! " dedi Ed sert bir ifadeyle Darker'a doğrulduğunda.

"Ben de birilerinin doğrularına göre yaşamak istemiyorum artık. Her şey için bu kadar geç kalınmışken... " dedim yavaşça uçurumun kenarına doğru ilerlediğimde. Herkes ne yapacağımı merak ediyor, hayranlıkla beni izliyordu.

Hissediyordum; Güneş ve Ay bana aitti. Sanki onlar içimde hayat buluyorlar,  bir yerlerde kıpırdıyorlardı. Bu büyük bir kıpırtı olmasa da, o küçük kıpırtıları her bir titreşiminde karnımın içinde hissedebiliyordum. Gözlerimi kapattım; ellerim yüzümle birleşmiş, sanki bir dua hâlinde çenemden yukarıya doğru gölge hâlinde büyümüşlerdi. Yavaşça ellerimi açtım. Aydınlık, ellerimi açmamla birlikte gittikçe büyüyordu. Gözlerimden sarı ve parlak bir ışığın büyüyerek dışarı fışkırdığını hissedebiliyordum.

Lanetli Kan: HapsoluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin