❧ Ölümcül duygu

15 2 1
                                    

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 13: ❧ ÖLÜMCÜL DUYGU

"Neden?! " diye haykırdı. Onu tiye aldığımı, ya da yeterince çabalamadığımı düşünüyor olmalıydı. "Sana her şeyimi verdim... Tüm varlığımı! Neden bana bir kez olsun güvenmeyi denemiyorsun?! "

Durduğum yerde sendeledim. Başımın üzerindeki taç yok olmuştu ve bu sahne adeta yaşanıyordu. Thex, hayal kırıklığını bozgun bir nefretin ateşine bırakmıştı.

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyor, korkum beni güçbela bir gerçeklik hissine adapte ediyordu. Dizlerimin üzerine çöktüm; yenilmişlik durumu kamburumu ortaya çıkarmış ve beni düşmanımın karşısında oldukça zayıf göstermişti. Onunla savaşacak kadar güçlü değildim. Ben, onunla benim aramda olan bu savaşı zafiyetle kaybetmiştim.

"Onlar seni koruyamayacaklar! Sandığın kadar kolay değil... Kimse seni sevmiyor ve sevmeyecek de! Nefretinin içerisinde boğulup gideceksin. Tıpkı bir kedi yavrusu gibi, terk edileceksin! "

"Sus artık!? " kelimelerim, ses tellerimi delerek tıpkı bir tsunami misali gün yüzüne çıkıyordu. Boğazım acıdığı hâlde bağırmaya devam ediyordum. Nefesim, ciğerlerimden sökülüp giderek külfet bir havasızlıkta beni boğuyordu. "Git artık! Rahat bırak beni... "

"Eliza! " dedi beni karanlığın içerisinden alıkoyan bir ses. Kafamın içerisinde, bir yabancının sesi gibi anlamsızca yankılanıp duruyordu. Sanki hiçbir anlam ifade etmiyordu benim için. Öylece bir seslenişti sanki kafamın içerisinde; beni, zihnimdekilerle birlikte gerçekliğe kavuşturmayı hedefiyordu.

Thex susmuştu. Ancak gözlerimi açamayacak kadar korkuyor, ellerimle yüzümü tutuyordum. Ardından birinin göğsüne bastırıldığımı hissettim. Mide bulandırıcı bu kan kokusunun içerisinde, onun kokusunu tanımlayabilmek ruhumu okşuyordu.

"Her şey geçti... Sana bunu yaşattıkları için üzgünüm, Eliza. " dedi Ed. Dudaklarını başımın üzerine naifçe bastırıyordu.

"Böyle olacağını bilmiyordum, affedin lordum. " dedi Bayan Morgana. Sesi hiç olmadığı kadar kederli ve mahçuptu.

Ellerimi yüzümden yavaşça çekerek, suratımda oluşturduğu çetin silüetten kurtardım. Ed, beni sımsıkı bir şekilde kollarının arasında tutuyordu. Onun şefkatli kolları güvende hissetmemi sağlamıştı.

"Nasıl hissediyorsun? " diye sordu Ed.
Bir saç telini daha bakış açıma engel olan suratımdan çektmekteydi.

"Daha iyi. "

"Burada daha fazla kalmana izin vermeyeceğim. " dedi Ed Bayan Morgana'ya öfkeyle doğrulduğunda. Yavaşça gözlerimi Bayan Morgana'nın vereceği tepkiye doğrulttum. İfadesiz suratı, saklamaya çalıştığı pişmanlığı örtbas ediyordu.

Lanetli Kan: HapsoluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin