Haziran 2004:
Bishamon: Ben geldim~~!
Dedi neşeli bir sesle. Tam Ebisu'nun sınıf kapısının önünde kollarını iki yana açmış, kocaman bir gülümseme ile duruyordu. Aslında bunu her yaptığında ondan beklentisi kendisine sarılmasıydı ama Ebisu bunu asla yapmazdı.
Onun yerine daha çok görmemiş gibi yürür, arkasına geçerek ablasının eteğini çekiştirir ve yürümeleri gerektiğini ifade ederdi. Ebisu bunu gurur kırıcı bulurken, Bishamon bunu anne sevgisini hissettirmek için kullanırdı.
Yine de bugün, sarılıp sarılmaması önemli değildi. Önemli olan, Tokyo Manji çetesine bir üye olarak giriş şansı olduğunu kardeşi ile paylaşmasıydı. Ebisu ise olan bitenden habersiz, ablasını geçip arkasına gitti.
Ebisu: Artık beni almana bile gerek yok, aramızda sadece bir kaç yaş var...
Diye söylendi her zamanki soğuk tavrı ile. Daha sonra tam eteğini çekiştirmek için elini aşağı indirmişti ki, Bishamon ona döndü.
Bishamon: Ama hala ortaokullulardan dayak yiyorsun ve bende bu yüzden ortaokullulara kafa tutuyorum.
Yüzünde hiç bir ifade yoktu. Az önce kocaman gülümseyen kız, şuanda tamamı ile ifadesiz bir şekilde canından çok sevdiği kardeşine bakıyordu.
Bir anda ona söyledikleri ve söyleyeceği şeylerin sonuçları aklında gelince, ister istemez bu gülümseme kaybolmuştu.
Bundan sonra Toman'ın askeriydi. Bundan sonra bir erkek gibi dövüşecek, hem kardeşini hem de diğerlerini koruyacaktı. Baji'nin bir dediğini iki etmeyecek, bunu yaparken bir yandan da özel hayatı ile ilgilenmeye devam edecekti ve bu durumda Ebisu'nun yardımı lazımdı.
Yine de ne olursa olsun, ona fazla yük bindirmek istemiyordu. İstediği tek şey, kardeşini beladan uzak tutmaktı. Hem soyadları yüzünden, hem de diğer herşey yüzünden.
Bishamon: Konuşmamız gerek.
Bir anda bütün ciddiyeti ile ağzından sözcükler döküldüğü an, Ebisu durumun önemli olduğunu anlamış ve korku ile yutkunmuştu. En son ablasını böyle gördüğünde sonu pek de iyi bitmemişti.
Ebisu: Nereye gideceğiz?
Diye sordu sınıf arkadaşları hiç bir şey olmamışcasına yanlarından geçerken. Onca insanın, kocaman karmaşanın içinde adeta kaybolmuş iki kardeşlerdi onlar.
Düşününce, cidden de dünyanın karmaşasında kaybolan ve kendilerinden başka kimseleri olmayan o ender, nadir insanlardandı onlar da. Her ne kadar insanlar onları umursamasa bile, tekme yemeden ayakta kalmak zorundalardı.
Bishamon: Parka.
Ebisu: Hassiktir...
Bishamon: Bir şey mi dedin?
/ ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ /
Ebisu: Anladım...
Bishamon: Anlaman güzel. En son seni kavgadan sürükleyip herşeyi anlattığımda da anladım demiştin ama bu sefer ciddi. Orda burda dayak yersen götünü toplamak için vaktim olmayabilir. Ama sana söz veriyorum, ne olursa olsun yanında olacağım.
Kız yavaşça, minik bir gülümseme yerleştirdi yüzüne ve kardeşine döndü. Yüzünü tam avuçlarının arasına aldı. Daha sonra gözlerini kapatıp alnını, kardeşinin alnına yasladı.
Bishamon: Ne olursa olsun, yanında olacağım...
Diye tekrar etti kendini. Daha sonra kardeşinin alnını öpüp geri çekildi. Bu yaptığı onu mutlu etse de, Ebisu hemen alnını sildi ve yüzünü ekşitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angels Like You // Baji X OC
Fanfiction𝐘𝐨𝐮 𝐚𝐫𝐞 𝐭𝐡𝐞 𝐟𝐢𝐫𝐬𝐭 𝐠𝐮𝐲 𝐰𝐡𝐨 𝐦𝐚𝐤𝐞 𝐦𝐞 𝐟𝐞𝐞𝐥 𝐢 𝐥𝐨𝐯𝐞𝐝 𝐛𝐲 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐨𝐧𝐞 Mikey: Bu arada... Dedi ve devam etti. Bizi evine aldım falan ama, adın ne senin? Düşününce... Birbirlerini gördükleri şu andan itibaren 2 saat ge...