Medyada Bisha var...
Ekim 2005:
Yavaşça önce aynadaki yansımasına baktı kız. Sapsarı olmuştu bile saçları. Üzerinde ise sadece siyah, askılı tarzında bir bluz vardı. Köprücük kemiğini ve boynundaki haçlı kolyeyi güzelce açıkta bırakıyordu.
Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Saçlarını kesecekti... Elindeki makasla tıpkı az önce kollarını ve bacaklarını kestiği gibi... Baji ile tam bir yıl boyunca beraber uzattıkları, bu süre zarfında bir kere bile makas vurmadığı saçlarını kesecekti.
Onunla birlikte yaptığı bir şeyden herkes için feragat edecekmiş gibi hissediyordu kendini. Halbuki bunlar küçük şeylerdi, biliyordu. Ama düşününce... Çok büyük geliyorlardı.
Bir anda, derin bir nefes aldı ve bütün düşüncelerini bir kenara attı. Ardından yavaşça gülümsedi ve sessizce kıkırdadı.
Bishamon: Boşversene...
Dedi sessizce kendi kendine. Boşversene. En fazla ne olabilir ki? Herkes canı yanınca saçlarını kesmiyor mu? Kim acılarını üzerinde taşımak ister ki?
Bir anda elindeki makası kaldırdı ve dağınık saçından içeri daldırdı. Evet, öylece makası saçlarının arasına daldırdı, parmaklarını oynattı ve çıkan tok sesi dinledi sakince.
Sonunda kesmişti saçını. Yere düşen saça bakıp küçük bir kahkaha attı. Ardından tekrar aynadan kendine baktı. Tam omzundaydı, hala düzeltebilirdi saçını. Bu yüzden bir kere daha düşünmeden, kesmeye devam etti.
/ ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ /
Bishamon bir yandan var gücü ile koşuyor, diğer yandan da bu soğukta terlediği için kendine küfürler saydırıp üzerindeki çete hırkasının fermuarını açıyordu. Göğsünü bandajlamış, altına ise simsiyah, yırtıkları olan bir pantolon giymişti.
Sonunda kolları aşağı düşüp üzerinde sadece askılısı ile kaldığında derenin tam kenarında dirseklerini yere koyup arkasına yaslanmış, saçları yere dökülen Baji'yi gördü.
Bir anda gözleri açıldı ve koşmaya devam ederek kaldırımdan zıpladığı gibi ıslak çimenlerin arasına girdi. Bir ayağı önde, diğer ayağı arkada Baji'ye doğru hızla kayarken bir anda gözleri buluştu, ve hemen ardından Baji ona doğru gülümsedi.
Yine de Bishamon çoktan tam üzerine düşmüştü bile. Elleri Baji'nin göğsünde, bacakları tam onun bacaklarının arasında, düşmenin getirdiği korku ile kapanan gözleri ile yatıyordu.
Baji tam üzerinde yatan kızın ve bulundukları durumun oldukça farkındaydı ve bu, onu daha da memnun ediyordu. Sonunda Bishamon başını kaldırıp ona baksa da Baji'nin elleri yavaşça beline iniyordu.
Baji: Bishamon, saçlarına ne oldu?
Bishamon: Senin için onları keseceğimi söylemiştim.
Baji sakince gülümseyip ellerinden birini kızın saçının arasına doğru nazikçe ilerletti. Diğer eli de belini bulurken, bir kere bile düşünmeden onu kendinden uzaklaştırmak için konuştu.
Baji: Bu saate, böyle bir yerde benim gibi bir erkeğin ne isteyeceğini biliyor olmalısın.
Her ne kadar ondan küçük bir tokat yemeye hazırlasa da kendini asla beklediği gibi olmadı. Bishamon tek kelime etmeden derin bir nefes aldı.
Yavaşça belindeki elleri çekti ve olduğu yere, Baji'nin bacaklarının arasına oturup eliyle karşısındaki çocuğun yüzünü kavradı.
Başparmağı, nazikçe yüzündeki her bir yarasında gezinip onları okşarken, Baji bulunduğu durum yüzünden yeterince şoke olmuştu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angels Like You // Baji X OC
Fanfiction𝐘𝐨𝐮 𝐚𝐫𝐞 𝐭𝐡𝐞 𝐟𝐢𝐫𝐬𝐭 𝐠𝐮𝐲 𝐰𝐡𝐨 𝐦𝐚𝐤𝐞 𝐦𝐞 𝐟𝐞𝐞𝐥 𝐢 𝐥𝐨𝐯𝐞𝐝 𝐛𝐲 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐨𝐧𝐞 Mikey: Bu arada... Dedi ve devam etti. Bizi evine aldım falan ama, adın ne senin? Düşününce... Birbirlerini gördükleri şu andan itibaren 2 saat ge...