Medyadaki dayak yiyen Ebisu'nun ta kendisi.
Eylül 2004:
Yavaşça önündeki tabağa baktı Bishamon. İçinden tek lokma yemek istemiyordu. Tek istediği Baji'nin onun kapının önünden alıp, uzun bir gezintiye çıkarmasıydı. Tıpkı okuldan sonra yaptıkları gibi.
Daha sonra aynadaki görüntüsü geldi gözünün önüne. Ne olursa olsun, sürekli kilosu varmış gibi geliyordu ona. Vücudundaki her bir çizik ve yara, bunu kapatmak için bir makyaj görevi görüyordu adeta.
Babası: NE BAKIYORSUN LAN YEMEĞE, YESENE!
Babasının o nefret dolu sesi ile Bishamon kendine geldi ve midesinin ağzına geldiğini hissettiğinden ağzını kapattı. Aynadaki görüntüsünü hatırlayınca midesi bulanmıştı.
Kendi kendine düşündü bir an: Ben bile kendimi sevmiyorsam, kim beni sever? Belki de babam bana kızmakta haklı... Ama bu düşünceden sıyrılması uzun sürmedi çünkü Ebisu git gide endişeleniyordu ve o da farkındaydı.
Ebisu: Babam sinirleniyor Nee-chan, yemeğini ye...
Yavaşça elini ağzından çekip yorgun gözlerle kendisine fısıldayan kardeşine gülümsedi kız. Sanki bir şeyim yok, demek istiyordu ama yapamıyordu. Yine de sadece gülümsedi.
Onun yanında olduğunu ve iyi olduğunu belli edercesine, umutsuzca gülümsedi.
Bishamon: İyiyim ablacığım, sen yemeğini ye.
Ebisu: Sen ne yapacaksın? Aç mı gezeceksin yoksa?
Babası: EN AZ ANNEN KADAR DELİ BİR KALTAKSIN!
Bishamon bunun üzerine küçük ve yorgun gülümsesini tamamı ile yüzünden sildi... Aklına bin bir düşünce geliyor ve onu öylesine boğuyordu ki babasının yaptıklarıyla.
Herşeyin altında boğuluyordu, nefes alamıyordu sanki...
'Keşke daha zayıf olsam, keşke kilo versem, keşke daha güzel olsam, keşke parmaklarımda nasırlar olmasa, keşke daha az yesem, keşke yediğimi kusabilsem... KEŞKE DAHA GÜZEL OLSAM!'
Bishmaon: Siz yiyin, ben aç değilim.
Babası: Siktir git o zaman masadan.
Babasının dedikleri ile birlikte, midesinin daha fazla bulanmasına aldırmadan masadan kalkıp banyonun yolunu tuttu. Aniden kapıyı açıp kendini içeri attığında öğürdü.
Son bir hamleyle yere çöküp klozetin kapağını açtı ve içindeki herşeyi çıkarmaya başladığında, ağlamaya da başladı...
/ ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ / ~ /
Okulun ilk günü... Yeni bir sınıf ve yeni bir yıl. Normalde insanlar bundan mutlu olurken, Bishamon asla değildi. Çünkü tek yapması gereken daha fazla çalışmaktı ve öyle de oldu.
Ağır adımlarla çalan zil eşliğinde o kalabalığın içinden bir şekilde sıyrılıp müzik odasına girmeyi, kemanını çıkarmayı başarmıştı.
Yavaşça gülümsedi kendi kendine notaların çıkardığı her bir seste. Öylesine acıklı, öylesine güzel bir sesi vardı ki çaldığı müzik aletinin. İçindeki bütün o hüznü atıp boşluğu doldurmasına yardım ediyordu.
Ne Hanma hakkında düşünüyor, ne de ailesi hakkında endişelenmek zorunda kalıyordu. Sanki omuzlarındaki bütün yükü onun için kaldırıyordu melodiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angels Like You // Baji X OC
Fanfikce𝐘𝐨𝐮 𝐚𝐫𝐞 𝐭𝐡𝐞 𝐟𝐢𝐫𝐬𝐭 𝐠𝐮𝐲 𝐰𝐡𝐨 𝐦𝐚𝐤𝐞 𝐦𝐞 𝐟𝐞𝐞𝐥 𝐢 𝐥𝐨𝐯𝐞𝐝 𝐛𝐲 𝐬𝐨𝐦𝐞𝐨𝐧𝐞 Mikey: Bu arada... Dedi ve devam etti. Bizi evine aldım falan ama, adın ne senin? Düşününce... Birbirlerini gördükleri şu andan itibaren 2 saat ge...