2

2.6K 94 57
                                    

Dakikalardır televizyonda dönen filme odaklanmaya çalışıyorduk ama olmuyordu. Elimde ki patlamış mısır kasesini ortadaki sehpaya koyup kızlara döndüm. "Nasıl gidiyor film- Aaa Ebrar uyumuş.."

Zehra gülerek yanında oturan Ebrar'ın omzundan itekledi "O uyumuyor canım, bu saçma sapan filmi izlemek istemediğini bu şekilde gösteriyor sadece." Şaşkınlıkla Ebrar'a döndüm gerçekten uyumuyor ve hatta gizlemeye çalıştığı sırıtışıyla bizi dinliyordu.

Kalkıp televizyonu kapattım. "Sıkıldığınızı söyleseydiniz yarım saattir işkence çekmezdik." dedim asılan yüzümle. Ben ısrar etmiştim izlemek için ve gerçekten üçümüzde sıkıntıdan patlamak üzereydik.

Ebrar yayıldığı yerden toparlanıp "Aslında çokta sıkıcı değildi sadece belli ki bize hitap etmiyor.." Beni kırmamaya çalıştığını fark etmiştim. 19 yaşımda olabilirdim fakat böyle bir şeye kırılacak kadar çocuk olmamıştım hiç. Acaba gözünde nasıl bir izlenim bırakmıştım? "Ebrar..böyle saçma bir şeye kırılmam," dedim gülümseyerek. "Ayrıca bu film anca 80 yaşında ki dedemin hoşuna gider. Neden izlemekte bu kadar ısrarcı ve hevesliydim bilmiyorum" Kafamı iki yana sallamış kendimi koltuğa bırakmıştım.

"Neyse daha geç değil, oyun falan oynarız" Zehra'ya dönerek, "Üç kişiyle mi?" dedi Ebrar. "Hmm.." Bi anda kocaman açtığı gözleriyle "Bizim karşı komşu, bir gün oyun gecesi yapalım demişti, hatırlıyor musun Çisel? Onları çağırırız." Zehra'yı onayladım. Karşı komşularımız geçenlerde böyle bir teklif sunmuş fakat bizim olimpiyatlarımız daha yeni bittiği için onun yorgunluğu ve üzgünlüğü ile reddedip daha sonraya ertelemiştik. "Tamam o zaman sorun bi şu komşularınıza onlara da uygunsa oynarız bir şeyler."

Karşı komşularımız Selim ve Selin teklifimizi mutlulukla kabul etmiş ve yanında kuzenleri olan Kerim'i de getirmişlerdi. Şu ansa oyuna geçmeden önce oturmuş sohbet ediyorduk.

"Herkes size çok güveniyor Filenin Sultanları, olimpiyatlarda olmadı belki ama Avrupa Şampiyonası'nı kazanacağınızdan şüphemiz yok." Selin yüzünde ki o gururlu ve mutlu ifadeyle bunları söylerken benimde keyfim yerine gelmişti. Bu güveni ve gururu sağlıyor olmak çok mutlu ediyordu.

"Evet ya özellikle sen Çiselciğim son maçta çok iyiydin nasıl kaybettiniz anlamadım vallahi." Kerim'e dönüp gülümsemeye çalıştım. Bana yürüdüğü o kadar belliydi ki, Kore maçında oyanamamıştım bile. Kimle oynadığımızı bildiğinden de emin değildim ya...

Ebrar sahiplenircesine uzun kolunu koltuğun arkasından omzuma doğru atmıştı ve aptal aptal sırıtan Kerim'e dönüp "Sana nasıl smaç bastığımı göstermemi ister misin Kerimciğim, böyle tam kafana doğru, hm?" Ebrar'da Kerim gibi sırıtmıştı ama bu sırıtışın sahte olduğu besbelliydi. Sonunda Kerim bir zeka pırıltısı gösterip Ebrar'ı anlamış ve sessizce yerine sinmişti.

Ebrar'a bunun için teşekkür etmeyi aklımın bir köşesine yazdım çünkü bu mankafa geldiğinden beri bana yürüyordu ve bu gerçekten rahatsız ediciydi.

"Ee, ne oynayacağız?" Selim'in sorusuna ikizi olan Selin cevap verdi. "Tabu varsa tabu oynayalım bence." Herkes onaylayan şeyler söyledikten sonra odamdan tabuyu getirdim.

Zehra "Ben, Ebrar ve Çisel bir takım, siz bir takım o zaman?" demişti ve böylelikle takımlarda kurulmuştu.

🦄

Bölüm nasıldı?

Buraya isimlerinizi alalım mı?
Tanışırız 👉🏻👈🏻

cat | ebrar karakurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin